Kültür

Türk Kültüründe Ağaçlar ve Türkler

NationalTurk yorumcusu Metin Yılmaz'ın bu haftaki "Türk Kültüründe Ağaçlar ve Türkler" başlıklı yazısı;

Kadınlar Günü Turları

Türk mitolojisinde dişi kurt Asena kadar olmasa da Türklerin yaradılışında unutulmuş da olsalar, ağaçların da önemli bir rolü var.

Türk mitolojisinde en çok öne çıkan tanrıça Umay’dır ve birçok görevi vardır, aynı zamanda Ana Tanrıça olarak da bilinir, fakat Tanrıça Umay’ı bir ağaç temsil eder, iklime ve Türklerin yaşadığı coğrafyaya göre değişebilir bu ağaç, bir Kayın da olur, bir Çınar da olur, bir Meşe de olur veya Servi ağacı ve diğerleri de olur.

Türk mitolojisi ve halk kültüründe büyük bir Kayın ağacı gökle yeryüzünü manen hem göksel hayatı hem de yeryüzündeki hayatı birbirine bağlar, burada göksel hayat elbette öteki dünyadır ve Türklerde Gök Tanrı inancı yaygındır, ruhlar göğe çekilir beden toprağa verilip tekrar toprak olur, tıpkı İslam ve diğer Semavi inançlardaki gibi.

Tek Tanrılı, Kitaplı dinleri kabul etmeden önce Kıpçaklar ağaçtan türediklerine inanırdı.

Anadolu’da halen yaygın olarak, insanlar bilinç altından birbirlerine “anan seni ağaç kovuğunda mı doğurdu” deyişi işte buraya dayanır ama elbette ne söyleyen, ne de söylenen bunun farkında değildir.

Kısa olarak bahsetmek gerekirse, bir kadın bir adanın ortasındaki bir ağacın kovuğunda bir erkek çocuk doğurur ve adını Kıpçak koyar, bu çocuk sonradan Kıpçakların atası olacaktır.

Türk Kültüründe Ağaçlar ve TürklerAlegorik olarak ağaç kovuğundaki bu doğum hayatı, doğurganlığı ve üretkenliği temsil ediyor.

Oğuz Kağan Türklerin mitolojik efsanevi kağanıdır ve eşlerinden biri Ağaç Ana konsepti ile iliştirilmiştir.

Efsanede, Oğuz Kağan bir ağacın ortasında oturan güzel bir kız bulur ve onu eşi yapar, bu güzel kız Oğuz Kağan’a üç oğul verir, bu üç oğula Üçoklar denir ve Üçokların anneleri Türklerin annesi olarak da öne çıkar.

Bir Uygur Destanına göre, Uygurları yeniden yaşama döndüren prenslerin bir Akgürgen ağacının gökten gelen ışıktan hamile kalması ile doğdukları anlatılır.

Altay Türklerinin bir inanışına göre de, bütün Türkler Umay Ana’nın etrafında toplandığı bir kurultayda, iki kayın ağacı gökten yer yüzüne iner ve bu ağaçlar yerle göğü birleştirdiği için Hayat Ağacı olarak adlandırılır.

Yine eski Türk inançlarında gece ve gündüz birbirleriyle kıyasıya bir mücadeleye girişir ve bu mücadelenin doruk noktasına yılın en uzun ve soğuk gecesinde, 22 Aralık’ta ulaşılır. Gündüz, yani güneş geceye karşı zaferi kazanır ve gün uzamaya başlar, aynı zamanda karanlık kötülüğü ve şeytani ruhları temsil ettiği için Güneş’in zaferi Türkler tarafından kutsal gördükleri büyük bir Köknar ağacının etrafında görkemli bir şekilde kutlanır ve bu gelenek uzun zaman unutulsa da günümüze kadar Ayaz Ata veya Nar Dugan olarak gelir.

Hikaye’nin devamında, kutsal ağaç Köknar dünyanın merkezini sembolize ettiğine inanılır ve yine karşımıza Hayat Ağacı olarak çıkar.

Yakın Türk tarihinden bir örnek vermek gerekirse, Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Osman Gazi rüyasında büyüyüp gelişerek birçok dalı olan bir çınar ağacı gördüğüne inanılır ve rüya yeni bir imparatorluğun doğuşu ve ömrünün uzunluğuna yorumlanır.
Sebebi ne olursa olsun çınar ağacı Osmanlı kentlerinin ve günümüz Türkiye’sinin en çok sevilen saygı duyulan ağaçlarından biridir.

Bütün bu ağaçlar arasında bir ağaç var ki, mitolojik değerini İslam içinde koruyup en fazla saygı duyulan, Türk sanatında en fazla işlenen ağaçların başında gelir, Servi Ağacı.

Servi dört mevsim yeşildir, hayatı, ölümsüzlüğü temsil eder, göğe doğru dimdik uzanması doğruluğu, erdemi temsil eder. Kökleri, gövdesi ve sıkışık dallarındaki ince yaprakları ile göğe dimdik uzanması, doğum, yaşam ve cennete ulaşma arzusunu temsil eder ki dallarına konan ve yuva yapan kuşlar ruhen insanı temsil eder ve mezarlıklara en fazla Servi dikilmesi, sanatta, cami süslemelerinde en fazla kullanılan ağacın Servi olması bütün bu özelliklerinden dolayıdır.

Bütün olarak ele alındığında Servi, Türk İslam anlayışının Hayat Ağaçlarından biridir.

Kısacası, Türk mitolojisinde ve İslamlaşmış sembolik halleriyle ağaçlar, ruhların yeryüzüne indiği ve ölümle tekrar göğe çıktığı kozmik yüce bir yoldur ve bu ağaçlar bazı yerlerde olağanüstü güzellik ve asırlık yaşlarından dolayı halk arasında ulu ağaç olarak da saygı duyulmasının nedeni farkına varmadığımız mitolojimizden gelen bir davranışımız ve inancımızdır.
Ağaç candır, yaşamdır, hayattır lütfen ağaçları koruyalım!

Metin Yılmaz / NationalTurk

YUNANİSTAN KİRA GARANTİLİ GOLDEN VİSA PROJESİ

Yunanistan Kira Garantili Golden Visa Programı Satılık Gayrimenkul

Yunanistan Golden

NationalTurk

NationalTurk gazetesi, yazarları ve yorumcuları en doğru ve tarafsız olarak gündeme dair en önemli haberleri size ulaştırır. NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

Maldivler Turu
Başa dön tuşu