Müslüm Gülhan: “Adalet duygusu rencide edilemez.”

Müslüm Gülhan:  Dele Alli, adalet ve prensipler

Futbol takımları, sportif organizasyonların önemli örgütlerinden biridir. Tarihsel derinlikleri süreci sonunda ekonomik, sosyal ve kültürel yapılarından dolayı toplumu etkileyen kurumlar haline gelmiştir.

Üstlendikleri vizyon, misyon, ilke ve değerler bütünü ile oluşturdukları politikalar sayesinde bir semtin, bir şehrin ve bir ülkenin büyük kesimlerini etkisi altına alan özellikler taşımaktadırlar.

Aynı zamanda; takım, ortak bir amaca ve ortak performans hedeflerine yönelen ve sorumlu oldukları amaç konusunda ortak bir tavır belirleyen, birbirini tamamlayan özelliklere sahip bireylerin oluşturduğu küçük bir gruptur. Görüldüğü üzere kendi iç bünyesindeki hacmi ile etkisi arasındaki çelişki çok büyüktür.

Endüstrileşen futbolun küreselleşerek rekabetini artırıp oyunu uluslararası boyuta taşıması, hacmin büyüklüğünü ve önemini ortaya koyduğu gibi, sürecin içinde kalabilmenin bu rekabete dayanabilmekten geçtiğini de açıkça ortaya koymuştur.

Futbol takımları küresel etkilenme neticesinde kendi dinamiklerine göre değişimlerin yoğun yaşandığı sportif örgütlerdir. Bu hızlı döngüde, futbol takımlarının vizyonlarının ve misyonlarının belirlemesi sonucunda oluşturulan prensipler ve politikalar başarının temel taşıdır.

Yeni değişimlere duyarlı olma zorunluluğu neticesinde ekonomik, sosyal ve kültürel bir yapı üzerine kurgulanan futbol takımları süreci daha güçlü ve daha sağlam yürütebileceklerdir.

Değişimi sağlayan yeni gelişmeler karşısında kulüpler, yapılarını iyileştirmeye ve sağlam bir kurumsal yapı oluşturmaya mecburdurlar. 

Futbol takımlarının küresel boyutta istikrarlı ve sürdürebilir başarıyı sağlamaları açısından kalıcı ve tutarlı başarılar ortaya koyması için, hedeflerini doğru tanımlayan stratejik bir yol haritası oluşturma gereği ve önemi kendini bir kez daha göstermektedir. 

Açık, net ölçülebilen ve tanımlanabilen hedefler aynı zamanda takımların elde etmek istedikleri varlıklarını korumaları için önemli gördükleri sonuçlardır. 

Stratejik bir yol haritası, kurumsallaşmanın ve takım kültürünün temel taşı olan takım vizyonunun, takım ve takım değerlerini, içinde bulunduğu durumu, ulaşmak istediği hedefleri belirleyen ve takım paydaşlarını sadece tek bir şampiyonluk hedefinden farklı olarak daha uzun vadeli ortak bir amaç etrafında bütünleştirerek istenilen geleceğe doğru yönlendiren bir süreçtir.

Böyle bir vizyon kriz ve zor koşullar olduğunda takım üyelerine yol gösteren bir kılavuz haline gelmektedir.

Bu sürecin baş aktörlerinden olan futbolcunun performansını artırması ve bu performansını yaptığı işe aktarması onun duygusal ve zihinsel hazırlığı ile mümkündür.

Bu hazırlık teknik, taktik ve kondisyonel alışmalar yanında, uygun kişilik özelliklerine sahip olunmasıyla da yakından ilgilidir.

Futbolcuların sahip olduğu performansı sahaya tam olarak yansıtabilmeleri için, öz disiplin, adil olma ve dürüstlük, zihinsel dayanıklılık, kararlılık, kendine güven, cesaret ve irade gibi kişisel özelliklere ihtiyaç vardır.

Futbolcunun performansının gelişimi için, takım ile doğrudan ve dolaylı yoldan ilgili olan başta kulüp başkanı olmak üzere, teknik direktör, takım kaptanı ve takımdaki diğer paydaşların adalet duygusuna ve eşitlik duygusuna karşı ikna olma ihtiyacı vardır.

Futbolda birbirine bağlı kişiler hedeflerlerine ulaşır

Takım bir hedefe birbirlerine oldukça bağımlı kişilerle ulaşır. Takım içindeki her üye farklı becerilerin oluşmasına katkı sağlar, bu bir zenginliktir ve bu beceriler takımın yararına olduğu gibi, takımın hedeflerine ulaşmasına da yardımcı olur.

Ve sonunda takım oyunu olan futbolda takım bütünlüğünü, oyun prensiplerini ve başarısını sağlamak adına grup lideri olarak antrenöre ihtiyaç duyulmaktadır. 

Antrenörler sergiledikleri veya sergileyecekleri davranışlar ile organizasyonun takımsal ve bireysel hedeflere ulaşılmasında son derece kritik bir sorumluluğa sahiptirler. 

Belirlenen hedeflere ulaşmak için antrenörün tüm donanımlarının iyi seviyede olması kaçınılmazdır.

Hem mesleki bilgisi bakımından hem de lider olma özelliği bakımından takımı ve ayrı ayrı her oyuncuyu ikna etmesi gerekir. Birincisi bilgi ile ölçülür, ikincisi kişilik özelliklerindeki adalet duygusu ile ölçülür.

Delle Alli Beşiktaş’a kiralık olarak gelmesi çok önemli bir hamledir. Süper lig formatında takıma katkısı üst düzeyde olması ciddi bir beklentidir.

Beklentidir çünkü, Pjanic ve Batshuayi’de de aynı süreçler yaşandı. Vergiler dahil hemen hemen 10 milyon avro civarında harcanan paraya rağmen BJK ligi 6.bitirdi.

Tottenham’ın 2 milyon avro karşılığı aldığı Dele Alli, 2017-18 sezonunda oynadığı oyunun kalitesi boyutunda bonservis değeri 100 milyon avro ’ya kadar çıkmıştı.

Delle Alli ve Herry Kane

Herry Kane ile oynadıkları futbol tüm kesimler tarafından taktir topluyordu. O zaman diliminde Herry Kane’nin bonservis bedeli de 150 milyon avroydu.

Şimdi Kane 29 yaşında bonservis değeri 90 milyon avro, Alli 26 yaşında ve bonservis değeri 16 milyon avro. Performans bakımından ortada ciddi bir çelişki var.

Zaten o seviyede kalsaydı BJK gelmesi mümkün olmazdı denilebilinir. Ama ciddi bir düşüş söz konusu.

Jose Mourinho’nun dedikleri

Herkesin bildiği o Mourinho’nun Dele Alli’ye yaptığı tavsiye veya yorum bir şeylerin ip ucunu vermekte “Şu anda 56 yaşındayım ve dün 20 yaşındaydım, bunu anlıyor musunuz? Zaman uçup gidiyor. Bence bir gün ulaşabileceklerinize ulaşamazsanız pişman olacaksınız. Her maçın adamı olmanızı beklemiyorum. Senden her maç gol atmanı beklemiyorum. Pişman olacağını düşündüğümü söylemek istiyorum. Kendinden daha fazlasını istemelisin. Senden daha fazlasını isteyen ben olmamalıyım. Kendinden daha fazlasını talep etmelisin.”

Bunları bilmek uzun sürecek olan sezon içindeki değişimler için bir rehber olabileceği için belirtmek gerek.

Dele Alli’nin uçaktan iner inmez ilk 11 olması

Asıl gelmek istediğim konu Dele Alli’nin uçaktan iner inmez ilk 11 olarak sahaya çıkmasıdır.

Antrenörün ve yönetimin bir vizyon etrafında takımı bütünleştirmek için kullanacakları en kuvvetli silahın adalet duygusu konusundaki tavırları olacağını, yukarıda derlediğim yazı ile belirtmeye çalıştım.

Eğer takımdaki tüm futbolcular iki ay takımla beraber antrenman yapıyorsa ve şampiyon olması için takıma her şeyini vermek istiyorlarsa, her bir futbolcunun emeğine saygı duymak gerek. 

Sivas maçı Dele Alli olmadan da kazanılırdı. Olmasının etkisi futbol açısından çok değil ama duygusal bakımdan büyük motivasyondu. Özellikle, seyircinin motor gücü olarak maçın kazanılmasının ana temposuydu. 

İsmail 3’lü savunmadan 4’lü savunmaya dönmesi

Eğer futbol antrenörü prensipler silsilesine sahipse, bunu tüm sezon uygulama zorunluluğu vardır. Aksi, antrenörün eksiklikleri yönetimin müdahalesine açık pozisyon yaratır.

İsmael’in yönetimin 3’lü savunmadan 4’lü savunmaya dönme isteğini kabul etmesi gibi… Ama hala savunma sorunu ciddi olarak devam etmekte. Bu sorun şampiyonluk mücadelesinde sorun çıkartabilecek gibi gözüküyor.

Müslüm Gülhan “Adalet ve güven duygusu rencide edilmez”

BJK, Sivas maçında olduğu gibi, yüksek tempolu oyunun sezon boyunca devamlılığı ancak kuvvetli rotasyon kullanılarak sağlar. Eğer oyuncu motivasyonu kırılırsa, adalet ve güven duygusu rencide olursa ki zaten ilk 11’le yedek oyuncular arasında sıkıntılı seviye farkı var ve hocanın değişiklik zamanlaması ile isimler arasındaki çelişkilerle birlikte durum çok daha vahim boyuta gelebilir. Bunu dengeleyecek hocanın tutum ve davranışıdır.

Bir oyuncuya ayrıcalık sürekli verilirse, o ayrıcalık, sorun zamanı şiddetli tepkiyi içinde taşıdığı için büyük bir kaos olup tüm paydaşları etkileme sürecine çok rahat geçebilir. 

Şampiyonluğun büyük adayı olan BJK’nin stratejik kurgularını tüm detayları göz önünde bulundurarak düzenlemesi gerekir. 25 kişilik kadroda, her bir oyuncunun yetenekleri farklı olsa bile, oynayacakları süre farklı olsa bile aynı adalet duygusunun uygulanmasını talep eder. 

Emek kutsal değerdir.

Müslüm Gülhan