Sportif alanda zihinsel performans antrenörlüğü yapan NationalTurk yorumcusu Ersin Afacan’ın bu haftaki yazısı;

Geçenlerde arşivimi düzenlerken 2005-06 sezonunda çalıştığım DYO-KSK bayan voleybol takımı sporcularına, 2006 Şubat ayında bir psikoloji kitabı hediye ettiğimi yazan notumu gördüm. O dönem KSK futbol takımının teknik direktörü Feyyaz Uçar’dı ve kendisi bana “futbolcular şu an sıkıntılar nedeniyle mental antrenmana hazır değil”. demişti. Halbuki sıkıntıların varlığı bile tek başına mental antrenman için yeterli sebeptir.

Ayrıca o günlerde yani Şubat 2006’da bir gün, dönemin KSK kalecisi Murat Akarsu’nun tesislerdeki odasına gittiğimde kaleci Recep Biler, kaleci Doğukan, kaptan Atilla, Türker, Emre Güsar ve Murat Karakoç toplanmış bir kitap hakkında tartışıyorlardı. Futbolcuların üzerinde konuştukları kitap, benim o dönem bayan voleybolculara hediye ettiğim kitaptı. Futbolcuların psikolojik bir kitap hakkında tartışması çok güzel bir görüntüydü ve bizim gibi gelişmekte olan geri kalmış bir ülkede her zaman görülemeyecek bir sahneydi. Hatta kaleci Murat Akarsu, bana “gel hocam tam seninle ilgili bir konu konuşuyorduk” demişti. Takımın teknik direktörü mental antrenmanı istemez iken futbolcular bir psikoloji kitabı üzerine konuşuyor ve beni de sohbete dahil ediyorlardı.

Yani eskiden de (istisnalar dışında) sporcular, antrenörlerden daha bilinçliydi. En basit karşılaştırma ile teknik direktörlerin ve antrenörlerin bir araya gelip psikolojik bir kitap hakkında konuşup tartıştıklarını 1992’de ilk futbol lisansı çıkan, 1994’den beri felsefe ve davranış bilimleri üzerine bilimsel eğitim alan ve 2001’den beri mental antrenman üzerine çalışan birisi olarak ne gördüm, ne duydum, ne de hayal edebiliyorum.

Burada Feyyaz Uçar’ı yargılama amacında değilim. Amacım, ülkemizdeki zihniyeti ve futbolumuzun geri kalmışlığında teknik direktör ve antrenörlerin futbolculardan daha sorumlu ve hatalı olduğunu tekrar ispatlamak ki bundan önce de kitaplarımla, makalelerimle, konferanslarımla ve röportajlarımla bunu anlatmaya çalışmıştım ve anlatmaya da devam edeceğim.

Netice itibariyle ülkemizdeki mevcut egemen antrenör zihniyeti ile futbolumuzun gelişmesi mümkün değil. Ülkemizde yapılması gereken, antrenör grubundaki değerleri ve kavramları analiz etmektir. Bu yapıldıkça birçok şey açıklığa kavuşacaktır. Çünkü zihniyeti, eğitim şekillendirir. Fakat en üstten en alttaki antrenör kurslarında verilen ve sporda psiko-sosyal alanları içeren eğitimler o kadar yetersiz ki pek çok antrenör de bu eğitimlerin zayıflığından şikayet etmektedir.

Dolayısıyla antrenörlere psiko-sosyal alanlarda eğitim veren kişiler ile eğitim konu ve malzemelerini de sorgulamakta fayda var. Çünkü zihniyetin değişmesi için futbola dair inanç ve tutumların sorgulanması gerekir. Ancak bizde şüphe ve eleştiri yok. Halbuki bu iş, eğitim işidir. Eğitim ise değerlere sahip çıkma ve aynı zamanda dünyayı takip etme işidir. Yani dünya standartlarında çalışma işidir.

Ersin Afacan / NationalTurk