Science dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, bağırsakta yaşayan bakterilerin bazılarının kanserle mücadele ettiği ortaya çıktı.

Bağırsaklarda yaşayan trilyonlarca mikroskobik boyutta tek hücreli mikroplar, insan bedenindeki tüm hücre sayısının 10 katı. Bu mikropların çoğunun belli yararları var. Birçok bilim insanı bu mikrobiyotaların nasıl bir işlevi olduğunu araştırıyor.

Science dergisine çıkan son bir araştıma ise bu varlıkların bazılarının kanserle mücadele ettiğini ortaya koydu. Amerika’nın Sesi’nden Jessica Berman’ın haberine göre, fareler üzerinde araştırma yapan Chicago Üniversitesi’nden Tom Gajewsky ve meslektaşları, fare bağırsaklarındaki mikrobiyotaların ölümcül melanom deri kanserine karşı çok güçlü bağışıklık tepkisi ortaya koyduğunu keşfetti.

Farelere kemoterapide kullanılan PD L-1 ilacı verildiğinde tümörlerin neredeyse yok olduğu gözlemlendi. Gajewsky, bazı hastaların tümörlerinin tamamen yok olduğunu ve senelerdir sorunsuz yaşadıklarını söylüyor. Araştırmacı, bunun yalnızca bazı fareler için geçerli olduğunu, önemli olanın bağışıklık tepkisini daha güçlendirecek ve böylece daha fazla farenin tümörlere direnç göstermesini sağlayacak yöntemler geliştirmek olduğunu belirtiyor.

Araştırmacılar bir laboratuvardan aldıkları farelerin melanoma karşı dirençli olduğunu fark etmiş. Ancak başka bir laboratuvardan aldıkları farelerde aynı direnç görülmemiş. Ancak fareler tek gruba indirgendiğinde tüm bireylerde görülen tümörler küçülmüş.

Araştırmacılar beraber yaşayan farelerin yararlı bağırsak mikrobiyotalarını paylaştığını düşünüyor. Güçlü direnç gösteren farelerden dışkı örneği alan araştırmacılar güçsüz farelere dışkı transferi yaptıklarında her iki gruptaki tümör gelişiminin yavaşladığını görmüşler. Bifobacterium ailesi altındaki bağırsak bakterilerinin özellikle yararlı olduğu gözlemlenmiş.

Gajewsky PD L-1’le beraber kullanıldığında Bifobacteriumlar’ın akciğer, boyun ve baş bölgesindeki kanserlerin tedavisinde kullanılabileceğini düşünüyor. Antikor ilaçları son derece pahalı. Ancak ufak dozlarda mikrobiyota kullanımı bu tedavileri daha geniş kitleler için erişilebilir kılabilir.

Gajewsky, gelecekte bu tedavilerin gelişmekte olan ülkelere ihraç edilebileceğini söylüyor. Pahalı tedavilerin uzun bir süre birçok ülkede kullanılamayabileceğini söyleyen uzman, probiyotik tedavilerinin kolay ve ucuz biçimde çözüm oluşturabileceğini belirtiyor.

Probiyotik olarak da bilinen mikrobiyotalar içeren ürünler şimdiden kullanılıyor. Ancak Gajewsky, bu ürünlerin kullanımının bağışıklık sistemini yavaşlatabileceği, kanser gelişimine neden olabileceği ya da tümörle mücadele eden ilaçların etkinliğini azaltabileceği uyarısında da bulunuyor.