GündemManşetOrtadoğuPolitikaSon DakikaTürkiye

Başbakan Erdoğan İl Başkanları toplantısında konuştu

Maldivler Kutlu Olsun

basbakan erdogan il baskanlari toplantisiBaşbakan Erdoğan İl Başkanları toplantısında konuştu… Erdoğan, partisinin il başkanları toplantısında, bugün görülmeye başlanan 12 Eylül Davası ve gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandum öncesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı değerlendirmeleri hatırlatan Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun konuyla ilgili olarak, ”Geçici 15. maddenin kaldırılmasıyla Kenan Evren ve arkadaşları yargılanamaz”, ”Başbakan, halka doğruları söylemiyor”, ”Kendi liderleri, kendi tabanını kandırıyor” ve ”Hesap sorabilirler mi- Hayır” dediğini söyledi. Başbakan Erdoğan, ”12 Eylül halk oylaması öncesinde bunları söyleyen CHP Genel Başkanı, şu anda ne yapıyor- 12 Eylül Davası’na müdahil olmak üzere sıraya girmiş durumda. Akşam farklı, sabah farklı. Bunlar böyle” dedi.

Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin halk oylaması öncesinde, ”12 Eylül’ü yargılayamazlar”, ”Bu bir kandırmaca”, ”Unutulmamalıdır ki 12 Eylül 1980’de hukukun boğazına yağlı urgan geçiren vicdansızlarla 12 Eylül 2010 tarihinde adaletin terazisini kıran bozguncu zihniyetin aynı alanda kümelendiklerini ve benzer hedefler taşıdıklarını bir gün herkes görecek ve mutlaka idrak edecektir” dediğini hatırlattı.

Erdoğan, ”Bunları söyleyen Sayın Bahçeli ve partisi MHP şu anda 12 Eylül Davası’na müdahil olmak için o da sırada. Başkalarına idrak çağrısı yapıyorlardı. Belli ki kendileri idrak etmişler. Günaydın” diye konuştu.  BDP’nin de boykot bildirilerinde, ”AK Parti’nin 12 Eylül ile hesaplaşacağız söylemi yalanların en büyüğüdür” dediğini bildiren Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

”Kimin yalan söylediğini de bugün artık milletimin ve BDP seçmeninin takdirlerine havale ediyorum. İşte gün bugündür. Söyledik mi söylemedik mi- Biz ne söylediysek arkasında duruyoruz. Çünkü biz ne dedik yola çıkarken- Ne aldanan, ne aldatan olacağız…

12 Eylül halk oylaması öncesinde ittifak halinde bize muhalefet edenler, bize hakaret edenler, bizi yalan söylemekle itham edenler bugün bütün söylediklerini yuttular ve şu anda mahcup olacaklarına inanmıyorum, ama mahcup bir eda ile mahkeme kapısında sıraya girdiler. Şu anda salon dolu ve şöyle bini aşkın kişi de mahkemenin önünde bu süreci izliyorlar. Bunlar sadece bize değil, millete karşı da kendi tabanlarına karşı da mahcuplar. Bugün bir kez daha anlaşılmıştır ki AK Parti’nin yolu milletin yoludur. AK Parti millete rağmen değil, milletle birlikte, milletle elele, kolkola, omuz omuza yürüyen bir partidir. Millet bizim için 75 milyondur, AK Parti hükümeti 75 milyonun hükümetidir. Biz 75 milyon arasında, bu ülkenin fertleri arasında bir ayrıma asla müsaade etmeyeceğiz, asla müsamaha göstermeyeceğiz. Böyle bir ayrımın yapılmasına da katiyen müsaade etmeyiz. Bu topraklar üzerinde yaşayan her etnik kökenden, her inançtan, her mezhepten insan bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır.

CHP kaybetmenin, hem de sürekli kaybetmenin verdiği hırçınlıkla aklıselimi öteleyerek, sağduyuyu saf dışı bırakarak gerçekten son derece tehlikeli, son derece sorumsuz tavırlar içine giriyor. Bunu en son milli eğitim ile ilgili yasa sürecinde yaşadık. Dikkat edin, sadece komisyonu, sadece genel kurulu sabote etmediler. Sokakta BDP ile nümayiş yaptılar. Sokak sokak direniş çağrısında bulundular. Genel kurula silahla girmekten bahsettiler. Bununla tehdit ettiler. CHP’nin bu hırçın, bu hazımsız tavrına paralel olarak bazı şehirlerimizde de maalesef hiç arzu etmediğimiz, hiç görmek istemediğimiz manzaralar ortaya çıktı.”

Dünya genelinde küresel krizin hüküm sürdüğünü anlatan Erdoğan, ”Filistin, Irak, Afganistan ve Libya’da siyasi sorunlar, Somali’de açlık sorunu, Suriye’de hüküm süren vahşet ve İran’ın uluslararası toplumla olan krizi, bölgeyi olduğu kadar Türkiye’yi de çok yakından ilgilendiriyor. Açıkçası son derece müteyakkız, atak, girişken olmamızı gerektiren bir süreç yaşıyoruz” dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

”Biz ‘bana ne’ diyemeyiz. Biz ‘adam sendeci’ olamayız. Biz, büyük bir devletiz, büyük bir milletiz ve bunun gereği neyse onu yapmak, onun gereğini yerine getirmek zorundayız. İnanın boşa geçirecek tek bir saniyemiz bile yok. Geçmişte ülkenin nasıl yönetildiği, ekonominin nasıl yönetildiği, dış politikada nasıl bir vizyon sergilendiği, siyasetin nasıl yapıldığı bize mazeret olamaz. Biz bu ülkede hizmetin anlamını, hizmet etmenin yöntemini değiştirmiş bir partiyiz. Biz, devlet idaresinin, ekonomi yönetiminin siyaset yapmanın, siyaset üretmenin yöntemini değiştirmiş bir partiyiz. Biz hiçbir konuda elimiz kolumuz bağlı oturamayız. Hiçbir konuya seyirci kalamayız. Hiçbir konuda sessiz, tepkisiz duramayız. Zira biz üzerimizde milletin emanetini taşıyoruz. İşte her saniyemizi, hatta her anımızı millete hasrettik ve millete hasredeceğiz. 780 bin kilometrekarenin her bir zerresine, 75 milyon vatandaşımızın her birine ulaşmak, oraya hizmet götürmek zorundayız.”

-”Yalan, doğrudan çok daha hızlı yayılıyor”-

Muhalefet partilerinin, kamuoyunda 4+4+4 düzenlemesi adıyla anılan eğitim sistemini kademeli olarak yeniden şekillendiren düzenlemeye karşı yaptığı yorumlara da değinen Başbakan Erdoğan, ”Maalesef yalan doğrudan çok daha hızlı yol alır ve yol alıyor. En başta bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da milletimizle kurduğumuz muhabbeti idame ettirmek, muhafaza etmek ve güçlendirmek zorundayız. Yalan, iftira, karalama, maalesef doğrudan daha hızlı yayılıyor. Muhalefet partilerinin hemen her konuda ürettikleri yalanların, iftiraların, yürüttükleri karalama kampanyalarının, doğrunun önüne geçmemesi için biz her an uyanık olacağız” dedi.
Geçen hafta cuma günü TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen yasaya atıfta bulunan Başbakan Erdoğan şöyle devam etti:
”Geçtiğimiz hafta cuma günü TBMM tarihi oturumlardan birine şahit oldu ve kademeli eğitim AK Partili milletvekillerinin yoğun gayreti, yoğun mücadelesiyle yasalaştı. Aziz milletimiz, bizim ne yapmak istediğimizi ve ne yaptığımızı çok ama çok iyi biliyor ve bize destek veriyor. 28 Şubat’ın bu ülkenin üzerine nasıl bir karabasan gibi çöktüğünü gördü, yaşadı. Hep birlikte yaşadık. 28 Şubat sonrası uygulamaların ekonomiye, sosyal hayata özellikle de eğitime nasıl bir ağır darbe vurduğunu milletimiz tecrübe etti. Aklı selim sahibi herkes kademeli eğitimin ne anlama geldiğini biliyor ve bunu inanın yürekten destekledi, destekliyor ama biz bununla yetinemeyiz. Biz 75 milyonun tamamının hükümetiyiz. 75 milyonun partisiyiz. 75 milyonun her birine ulaşmak zorundayız. Başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin yalanla, iftirayla, karalamayla yürüttüğü kampanyayı, biz samimiyetin ve muhabbetin diliyle bozmak zorundayız.”

-”Eğer dinlemeye fırsat bulabilselerdi, bu yasaya destek vereceklerdi”

CHP’nin yasanın görüşmeleri sırasında sergilediği tavrı eleştiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Açıkçası CHP gerek Komisyon’da gerek Genel Kurul’da hakaret etmekten, şiddet uygulamaktan, ortamı germekten ve tahrik etmekten vakit bulup da kademeli eğitimin ne anlama geldiğini, ne anlam taşıdığını idrak edemedi. Konuşmaktan dinlemeye fırsat bulamadılar. Eğer dinleselerdi, eğer dinlemeye fırsat bulabilselerdi inanın kendi çocukları adına bu yasaya destek vereceklerdi. Ama ideolojik saplantılarının bir perde gibi örttüğü idrakleri, maalesef mevzuyu anlamalarına engel oldu” değerlendirmesinde bulundu.

-”Yalanlarla milletimizin kandırılmasına izin vermeyeceğiz”-

CHP’nin yasa çıktıktan sonra da ”yalan ve yanlış şekilde kamuoyunu yanıltma gayreti içinde” olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu :
”CHP Genel Başkanının konuşmalarına bakın. Kesintisiz eğitimle, kademeli eğitim arasındaki farkı göremediğini, anlayamadığını, yeni yasanın neler getirdiğini bilmediğini göreceksiniz. Biliyorsunuz en başından beri, iki senedir eline tutuşturulan kağıtları gerçek zannedip peşine düştü. Eline bir gazete alıp o gazeteyle iktidarı suçlamaya kalkıyor. Gerçek başka, belge… Gazete haberleri hiçbir zaman belge olamaz ama bizi bu gazete haberleriyle yargıladılar. Biz de onlara aynı dille cevap vereceğiz. ‘Kayseri’de yolsuzluk var’ dedi açığa düştü. İşte mahkeme kararları hepsi çıktı ortaya. Mahkeme kararları neticesinde ne oldu, açığa düştü. Özür diledin mi dileyebildin mi- Milletim 2 oydan birini AK Parti’ye vermek suretiyle sana gereken dersi, gereken cevabı verdi. ‘Bir bakan ÖSYM’ye mail göndermiş, torpil yaptırmış’ dedi, onda da açığa düştü. Ne oldu özür diledi mi- Yok. Çünkü bunların kitabında böyle bir şey yok. Kürsüde önüne konulan notu bile okuyamadı. Orada da açığa düştü. Şu anda da kademeli eğitimle ilgili eline tutuşturulan yalan yanlış bilgi notları üzerinden kamuoyunu yanıltmaya çalışıyor. Biz buna müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz. Biz yalanların, doğrulardan hızlı yayılmasına, yalanın doğrunun önüne geçmesine, yalanlarla milletimizin kandırılmasına izin vermeyeceğiz. Teşkilatımızdaki her bir arkadaşımızdan, il başkanlarımız, belediye başkanlarımız, kadın kolları, gençlik kolları, belediye ve il genel meclisi üyesi arkadaşlarımız bulundukları şehirlerde, ilçelerde, beldelerde, köylerde, vatandaşımıza bu konuyu anlatmalı.”

-Adnan Menderes’in ezana hürmeti gibi-

1960 askeri darbesinin ardından idam edilen Başbakan Adnan Menderes’in ezanın Türkçe okutulmasıyla ilgili düzenlemeyi kaldıran kararına atıftan bulunan Erdoğan, ”Bakın aradan 62 yıl geçmesine rağmen bu millet, merhum Adnan Menderes ve arkadaşlarının ezanın Türkçe okunmasına son vermelerini asla unutmadı, unutmuyor. Ben inanıyorum ki bu millet, her şey unutulsa bile, sırf ezana iade ettiği hürmetten dolayı Adnan Menderes’i gönlünde ve hafızasında taşıyacaktır. Cuma günü TBMM’de tıpkı ezana hürmetin iadesi gibi Kur’an-ı Kerim’in öğrenilmesine ve öğretilmesine de hürmet iade edilmiştir. Bu kadirşinas millet, eminim ki bizim yaptığımız bu güzel düzenlemeyi de inşallah ebediyen hayırla yad edecektir. Millete gideceğiz, hem onların hayır dualarını alacak hem de eğer varsa zihinlerdeki soru işaretlerini ortadan kaldıracağız. Özellikle CHP seçmenine gideceğiz. Özellikle MHP, BDP seçmemine gideceğiz ve gerçekleri onlara açık açık anlatacağız. Oy verdikleri, gönül verdikleri partilerin nasıl statükodan yana tavır aldığını, bizimse nasıl bir kez daha milletten yana tavır koyduğumuzu onlara anlatacağız” diye konuştu.

-”Kur’an benim Alevi vatandaşlarımın kitabı değil mi-”-

Yasaya ilişkin yorumlara da değinen Erdoğan, şunları kaydetti:
”Bir televizyonda bir tanesi diyor ki, ileri gelenlerinden, ‘Kur’an-ı Kerim diyor veya Kur’an diyor nasıl seçmeli ders olduysa, Alevilik niye seçmeli ders olmuyor’ diyor. İleri gelenlerinden… Şu mukayeseye bak. Kur’an benim Alevi vatandaşlarımın kitabı değil mi- Böyle bir mukayese yapılabilir mi- Böyle bir anlayış olur mu- İşte sıkıntı buradan geliyor Kemal efendi gel buna cevap ver. Gel buna cevap ver. Zaten din eğitimi öğretimiyle alakalı derste bu verileceği gibi, bunun dışında biliyorsunuz zaten din dersinin içine bu girmiştir, zorunludur. Ve orada da Alevilikle ilgili bilgiler verilmek zorundadır, zaten bunları veriyoruz. Ha bu daha genişletilebilir mi o ayrı bir konu. Bu konuda varsa itirazlar biz isteriz ki bu konuyla ilgili itirazlar bakanlığımıza iletilirse, bizlere iletilirse biz bunları daha mufassal hale getiririz.”

-CHP, MHP ve BDP statüko kardeşliği içinde-

Kademeli eğitim düzenlemesine CHP, MHP ve BDP’nin birlikte karşı çıktığını kaydeden Erdoğan,
kendilerinin kademeli eğitime geçiş için hazırlıklara başladığında CHP ile birlikte MHP ve BDP’nin bu düzenlemeye karşı çıktıkların hatırlattı.
Erdoğan şöyle devam etti:
”Dikkat edin tabanları öyle istediği için değil, bunlar statüko kardeşi oldukları için bu düzenlemeye karşı çıktılar. Tabanlarına rağmen, kendilerine oy veren kitleye rağmen, bu düzenlemeye karşı çıktılar. Bu statüko kardeşliğini, bunlar 12 Eylül halk oylaması öncesinde de aynı şekilde sergilediler. Tabanlarına, kendi kitlelerine tamamen muhalif, tamamen zıt şekilde anayasa değişikliğinin karşısında ittifak yaptılar. 12 Eylül’de sandıktan öyle bir sonuç çıktı ki neye uğradıklarını şaşırdılar. Tabanlarının kendi kitlelerinin dahi onlara inanmadıklarını 12 Eylül’de çok net olarak gördüler.”

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Kalkıyor genel başkanları veya eş başkanları diyor ki: Eğer bu işi çözmek istiyorsanız, oturalım konuşalım. Neyi konuşacağım sizinle- Sizin bir defa kendi iradeniz var mı- Siz kendi iradenizle hareket etme özgürlüğüne sahip misiniz-” dedi.

Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda, terör örgütü ve onun siyasi uzantıları bu yılki nevruz kutlamalarını bir şiddet gösterisine çevirmek için çok yoğun çaba harcadığını ve tahrikler yaptığını söyledi.
Nevruzun 21 Mart gününden önce kutlanması yönündeki taleplere, bu talepler öncesi aldıkları istihbaratta dayalı olarak sıcak bakmadıklarını belirterek, şunları kaydetti:

”Bunu eleştirenler oldu, bununla ilgili yazı yazanlar, yorum yapanlar oldu. ‘Hükümet izin verseydi, polis izin verseydi bu olaylar çıkmazdı’ diyenler oldu. Çok enteresan bir şekilde gerek terör örgütüne, gerek onun uzantılarına karşı engin bir hoşgörünün, iyimserliğin sergilendiğini gördüm.

Türkiye’nin her günü 21 Mart mı Allah aşkına- Her gün Nevruz mu var- 21 Mart’ı bir haftaya genişletmiş olsak olay olmayacak mı- Peki bunun dışındaki günlerde, zamanlarda niçin değişik yerlerde, değişik sebeplerde eylemler yapılıyor. Bunlar bu işten nemalanıyor, bunu yapmak durumundalar, bunu yapmadıkları sürece eriyeceklerini biteceklerini görüyorlar. Onun içinde biz aldığımız istihbaratı iyi değerlendirmek durumundayız.

Kalkıyor genel başkanları veya eş başkanları diyor ki: Eğer bu işi çözmek istiyorsanız, oturalım konuşalım. Neyi konuşacağım sizinle- Sizin bir defa kendi iradeniz var mı- Siz kendi iradenizle hareket etme özgürlüğüne sahip misiniz- Siz kendinizi idare etmiyorsunuz, sizi Kandil, İmralı idare ediyor. Böyle bir durumda olan bu yapı, nasıl olacak da karşısında bir siyasi iradeyle oturacak, bunu konuşacak.”

-”Kandil’den 2012 Nevruzunu kan gölü haline getirmek için talimat verildi”-

Erdoğan, Kandil’den 2012 Nevruzunu kan gölü haline getirmek için talimat verildiğini belirterek, şöyle konuştu:
”Bunlar elimizde belgeler var, istihbaratını almışız. Güvenlik güçlerimiz Kandil’de yazılan bu senaryonun istihbaratını edindikleri için önlemlerini alıyor ve Nevruzun amacından saptırılmasına yönelik tahrikleri önlemek için yoğun gayret gösteriyor. Buna rağmen gösterilen tüm hassasiyetle dikkate rağmen İstanbul başta olmak üzere birçok şehirde cam çerçeve kırılıyor. Esnaf taşlanıyor, dükkanlar yağmalanıyor, halk otobüsleri, belediye otobüsleri yakılıp yıkılıyor, polisler yaralanıyor. Hatta bir polisimiz de maalesef bu arada şehit oluyor. Bu mu Nevruz kutlaması- Nevruz bahar değil mi- Özgürlüklere açılım değil mi- Ama bunların barış, özgürlüklere açılım anlayışı bu. Şunu burada açık açık ifade ediyorum: Hükümet terörle mücadelede sadece güvenlikçi yaklaşımı öne çıkaran bir uygulamayı asla izlemiyor ve izlemeyecektir.”

Konserler

NationalTurk

NationalTurk Haber Merkezi, En Son Haberleri Gündemi, Spor Haberlerini, Ekonomi, Seyahat, Magazin, Politika ve Son Dakika Haberlerini en doğru ve objektif şekilde size ulaştırır.NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu