Çanakkale Barosu son dönemlerde Sayısı Giderek Artan Tutuklama Yasak Ve Cezalara Karşı Meydana İniyor
Bağımsız Savunma Meydanda
Çanakkale Barosu, 28 Mart Cuma günü düzenleyeceği yürüyüşle hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü ve bağımsız yargı için alanlara çıkacağını açıkladı. Son günlerde basına ve ifade hürriyetine yönelik artan baskılar karşısında, barolar sürecin başından beri sessiz kalmadıklarını her fırsatta gösterdi.
“Cübbelerimizle Yürüyoruz” Çağrısı
Çanakkale Barosu’nun X (eski Twitter) hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, 28 Mart 2025 Cuma günü saat 17.00’de Golf Çay Bahçesi önünde toplanılarak İskele Meydanı’na yürüyüş düzenleneceği ve ardından basın açıklaması yapılacağı belirtildi.
Açıklamada, “Cübbelerimizle bağımsız yargı, hukukun üstünlüğü, basın-ifade hürriyeti ve meslek onurumuz için yürüyoruz. Gelin, bağımsız savunmanın sesini hep birlikte duyuralım” ifadelerine yer verildi.
Barolar Sessiz Değildi: İlk Günden Bu Yana Açıklamalar Geldi
19 Mart’ta başlayan Ekrem İmamoğlu protestoları sürecinde, barolar yalnızca gözlemci olmadı; aktif biçimde hukuki çerçeveyi hatırlatan ve demokratik haklara yapılan müdahalelere karşı çıkan açıklamalar yaptı. İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır ve Antalya baroları başta olmak üzere pek çok baro;
• Gözaltına alınan öğrencilere hukuki destek verdi,
• Polis müdahalelerinin orantısız olduğunu belirten raporlar yayımladı,
• RTÜK’ün basın organlarına verdiği cezaların hukuka uygunluğunu sorguladı,
• Sokakta eylem yapan yurttaşların anayasal haklarını hatırlattı.
Örneğin İstanbul Barosu, protestoların ikinci gününde yaptığı açıklamada, “Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı anayasal bir haktır. Çıkışyla Protestoculara sahip çıkmıştı.
Çanakkale Barosu’nun yürüyüş çağrısı, baroların bu süreçte sessizliğini bozmadığını, aksine hukukun üstünlüğü için sürece müdahil olmaya devam ettiğini bir kez daha gösteriyor.
RTÜK’ün Sözcü TV’ye ekran karartma cezası vermesi, gazeteci Fatih Altaylı’ya lisans uyarısı yapılması ve protestoları haberleştiren basın organlarına yönelik artan baskılar, hukuk çevrelerinde “ifade özgürlüğü geri çekiliyor” tartışmalarını da beraberinde getirmiş durumda.
Baroların bu baskılar karşısındaki tavrı, yalnızca hukuki değil, aynı zamanda toplumsal bir dayanışma alanına dönüşmüş durumda.
“Hukuk Susarsa, Toplum Susar”
Çanakkale Barosu’nun çağrısı, meslek onurunu korumaya yönelik olmanın ötesinde, topluma açık bir mesaj niteliği taşıyor: “Hukuk susarsa, toplum susar.”
Cübbelerle yapılacak yürüyüş, geniş kitleler tarafından bir sembol değil; hukukun, savunmanın ve halkın özgürlüklerinin birlikte savunulması gerektiğine dair güçlü bir irade beyanı olarak görülüyor.
