Çekingenlikten Çekinmeyin

ofis cini nationalturkBaşarılı, yetkin ve işini iyi bilen biri olabilirsiniz. O zaman neden bazen bazı durumlarda kendinizi aniden sinirli, dili tutulmuş ve utangaç hissediyorsunuz?

Bu kendinizi, şirketin CEO’suyla asansörde beklerken bulduğunuzda olabilir veya tanımadığınız insanlarla dolu bir odaya girdiğinizde de olabilir.

Çoğu insan çekingenliğin ara sıra meydana gelen bir kısmını tecrübe eder. Ama bazı insanlar çekingenliği öyle bir derecede tecrübe eder ki profesyonel alanda başarılarını ciddi biçimde sekteye uğratır. Eğer bu durum sizi tarif ediyorsa duygularınızı paylaşıyorum.

Ben yapı olarak çekingenim ama kariyerimin başlarında bunun üstesinden gelmeye azmettim. Çekingenliğim toplum içinde konuşurken bir fobiye, toplantılarda katkı sağlayamama acziyetine ve karmaşık durumlarda tam bir felce dönüştü. Tanımadığım insanlarla sohbetleri sürdürme konusunda işyerinde çoğu zaman çok çekingendim ve bu durum, işteyken ilişkiler kurma ve geliştirme yeteneğimi sınırladı.

Eğer çekingenliğinizin profesyonel başarınızı sınırladığını hissediyorsanız bunun üstesinden gelmek mümkündür. Benim açımdan işe yarayan birkaç husus şunlardı:

Öncelikle, düşük-riskli bir durumu seçin ve konuşmak için kendinizi zorlayın. Eğer grup içinde konuşmada çok çekingenseniz epey cana yakın görünen birini seçin ve toplantıdan önce veya sonra ya da koridorda karşılaştığınızda o kişiyle bir konuşma üzerinde durun. Toplantıda önerdiği bir fikir için övgüde bulunun (samimiyetle) veya cevap verebileceği bir soru sorun. Daha sonra tanımadığınız başka birini seçin ve ertesi gün ofiste yine aynı şeyi yapın. Çok iyi tanımadığınız üç kişiyle veya sizin için çok fazla var ise bir kişiyle, konuşacağınız her hafta için bir amaç belirleyin.

İkinci olarak, odak noktasını diğer insanlara uygulayın. Diğerleriyle konuşmayı denerken, onların kendileri hakkında konuşmaları noktasına gelerek baskıyı üzerinizden atın. “İşini seviyor musun?” veya “Yeni pazarlama kampanyası sence işe yarayacak mı?” gibi sadece “evet” veya “hayır” şeklinde yanıt verilecek kapalı sorular sormaktan kaçının. Bu tip sorular sohbeti bitirme eğilimine girer ve sizi sessizliği doldurmak için bir şeyler yakalamaya terk eder.

“İşinden memnun musun?” veya “Yeni pazarlama kampanyası hakkında ne düşünüyorsun?” gibi alakalı ve açık sorular sorun. Açık sorular genellikle “ne” veya “nasıl” kelimeleriyle başlar ve diğer insanları konuşmaya teşvik eder. İnsanlar, tüm konuşmayı gerçekten de onların yapmasına teşvik ettiğiniz zaman sizin zeki bir konuşmacı olduğunuzu düşünecektir.

Son olarak, çekingenliğinizin üstesinden gelmeniz için sizi cesaretlendiren destekleyici ortamlar bulmaya çalışın. Bir girişkenlik eğitim programı veya sadece ilginizi çeken bir konuda sosyal bir grup deneyebilirsiniz. Diğer insanlarla bir araya gelmenizi ve etkileşime girmenizi gerektiren yeni ortamlar bulmak için kendinizi zorlayın. Eğer çekingenliğiniz bu fikirlerden herhangi birini uygulamayı hayal bile edemeyeceğiniz kadar şiddetli ise ve sosyal durumlarda zayıf düşüren bir kaygı tecrübe ediyorsanız uzman tedavisi gerektiren bir sosyal fobiniz olabilir. Ne yazık ki bu tür bir rahatsızlığa sahip kişiler temas kurmanın ve yardım istemenin zor olduğunu düşünüyor. Ancak kendi kendine iyiye gitmeyecek. Çekingenliğiniz üzerinde çalışmaya başlamak için size yardımcı olabilecek, kendi toplumunuzdaki kaynakları araştırın.

Biraz dilimin tutulduğunu hissettiğim nadir durumları hala tecrübe ediyorum. Ama çoğu zaman hemen herkesle, her zaman, her yerde konuşabiliyorum. Çekingenliğin üstesinden gelmek kolay değil ama kişisel tecrübeme dayanarak söyleyebilirim ki bu mümkün ve kesinlikle çaba göstermeye değer.

Exit mobile version