1923’ten bugüne ekonomi

Ömer DemirHep karşılaştırırız değili mi ‘’Eskiden satın alma gücü fazla şimdi az” diye. Cumhuriyetin ilk yılları için “Çok zengin bir ülkeydik ‘’deriz hep.

İktisatçılar hep rakamlarla konuşur derler ya duygularından arınmış. Bu sözlerin ne kadar doğru olduğunu rakamlara bakarak konuşmakta fayda var diye düşünüyorum.

Türkiye’nin 1923’ten bu yana 87 yıllık ekonomik değişimini başarılı bir değişim hatta gelişim örneği olarak nitelemek mümkün. Neden mi? Rakamlara bakalım.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yılı olan 1923 yılında GSYH’mız 570 milyon dolardı. Bu rakamın yüzde 43’ü tarım kesiminde, yüzde 11’i sanayi kesiminde ve yüzde 46’sı hizmetler kesimi oluşturuyordu. 2009 yılında Türkiye’nin ihracatı 100 milyar dolar, ithalâtı ise 120 milyar dolar olarak gerçekleşmiş durumda.

1923 yılında nüfus 12.5 milyon ve kişi başına düşen yıllık gelir 46 dolardı. Türkiye’nin yıllık ihracatı 51 milyon dolar, ithalâtı ise 87 milyon dolardı. Buna göre 1923’den bu yana ihracat 1960 kat(100 MİLYAR DOLAR/51 MİLYON DOLAR), ithalat 1380 kat artış göstermiş(120 MİLYAR DOLAR 87 MİLYON DOLAR). İhracat miktarındaki artış hızının yüksekliği her ne kadar düşük döviz kuru faktörüne nazaran hızlı ivme ile ilerliyor olması şaşırtıcı, kurdaki yukarı hareket bu ivmenin daha hızlı bir şekilde değişmesine neden olabilir..

Köprünün altından yıllardır çok sular geçti geçen bu 87 yıl sonunda 2009 verilerine göre başta verdiğimiz rakamlar gözününe alındığında değişim göze çarpıyor.2009 yılında GSYH’nın yüzde 8’i tarım, yüzde 30’u sanayi ve yüzde 62’si hizmetler kesiminden oluştu.Üretimin sektörler arasındaki değişimi son 87 yılı Türkiye’de yaşanan değişimi ifade ediyor.Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında GSYH’nın yüzde 43’ü tarım kesimi üretiminden gelirken bu yıl yüzde 8’e gerilemiş, buna karşılık sanayinin GSMH’a katkısı 3 kat, hizmetler sektörünün katkısı üçtebir oranda artmış.Bu değişim Türkiye’nin tarım ekonomisi olmaktan çıkmış beklide artık tarımda rekabet edebilir durumdan sanayi ve hizmet ekonomisi olmaya aday olduğunun bir sonucudur.Türkiyenin tarım ekonomisinden sanayi ekonomisine geçişi özellikle 80 li yıllardan sonra ivme kazanmış ve her geçen yıl GSMH ‘da ki sanayinin rolü artarken hizmetler sektörü belirli kademelerle puan puan gerilemiş. 2009 yılında kişi başına milli gelirimiz 8,500 dolar dolayında oldu.

Yani GSYH’mız 87 yılda tam tamına 1105 kat artmış (630 MİLYAR DOLAR/570 MİLYON DOLAR).
Kişi başına gelirimiz 185 kat artmış (8500 DOLAR /46 DOLAR).

Hızlı nüfus artışından dolayı toplum 1105 kat Zenginleşirken bireyler 185 kat zenginleşmiş.Son yıllarda devlet politikası haline dönüşen ‘’ en az üç çocuk doğurun ‘’prensibini biz zaten 1923 den beri benimsemişiz. 1923’de 10 milyon olan nüfusumuzun bugün sadece İstanbul’da yaşayan 13 milyon kişi ile karşılaştırılması düşündürücü.. Yani nufusumuz 87 yılda 7.5 kat artmış.

Türkiye bugün GSYH’sının büyüklüğü olan 630 milyar dolar ile aslında dünyada 17. sırada yer alıyor ama kişi başına gelir sıralamasında Türkiye G-20 ülkelerinin oldukça gerisinde. G-20 ülkeleri arasına girmesin önde gelen nedenlerinden birisi GSMH’ın yüksekliği.

Bloomberg gözüyle duygularımızdan arınmış olarak ülkemize bakarsak GSMH’i ÜLKE OLARAK ZENGİN ,BİREYSEL OLARAK ORTA GELİRLİ bir ülke görünümünde …İşte yurtdışından Türkiye’ye bakış açısı.

87 yıllık süre içinde Türkiye ortalama yıllık yüzde 5 oranında bir büyüme yakalamış. Tabi krizlerde alınan alınan darbeler büyüme oralarını hep negatif etkilemiş hatta birkaç yıl öncesine götürmüş.Ama Türkiye krizden çıkışlarında farkı fazlasıyla kapatarak daha yüksek büyüme oranlarıyla ortalamayı düşürmemiş gibi görünüyor.Duygularımızdan arınıp tekrar rakamlara bakarsak 2003 ile 2007 arasında ekonominin yüzde 7 dolayında bir yıllık ortalama büyüme hızına ulaşmış olması rakamlara ciddi etki yapmış ve kriz dönemlerini telafi etse de 2007’den itibaren başlayan ve halen izlerini derinden gösteren küresel kriz büyüme rakamlarını yine negatif etkilemiş görünüyor..

Türkiye, 630 milyar dolarlık GSYH ile bulunduğu coğrafyada da büyük ekonomiler arasına girmeye aday gibi görünüyor çevremizdeki ülkelere bakalım mesela bugünlerde borçlarıyla başı dertte olan Yunanistan’ın GSYH’sı 338 milyar dolar, doğalgaz ve yer altı kaynakları ile göze çarpan Orta Asya da ki ülkelerden Kazakistan’ın GSYH’sı sadece 107 milyar dolar,Özbekistan’ın 80,Kırgızıstan’ın 100 milyar dolar yada turizmden petrole zengin diye bildiğimiz Suudi Arabistan’ın GSYH’sı 380 milyar dolardan ibaret.

Ömer Demir

Yazarın tüm yazılarına gözat »

Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 103)
Exit mobile version