FutbolManşetSpor

Del Bosque mi yoksa Abdullah Avcı mı?

Maldivler Kutlu Olsun

ersin AfacanSportif alanda zihinsel performans antrenörlüğü yapan NationalTurk yorumcusu Ersin Afacan’ın, ‘Del Bosque mi yoksa Abdullah Avcı mı?’ başlıklı yazısı;

Yazıma Vicente del Bosque ile başlamak istiyorum. Sonuçta kendisi uzun yıllar Real Madrid’de oynamış ve uzun yıllar Real Madrid’i ve İspanya A Milli Takımı’nı çalıştırmıştır. İspanya ile dünya kupasını ve Avrupa şampiyonluğunu kazanmıştır. R.Madrid ile ikişer kez La Liga şampiyonluğu ve şampiyonlar ligi şampiyonluğu var. Bu nedenle böyle bir teknik adamın düşünceleri benim için önemlidir.

Aşağıdaki fotoğrafta Del Bosque diyor ki; “ Casillas, Madrid’te yedek kaldığı için mi Valdez maça başlayacak? Antrenmanda nasıl çalıştıklarına bakacağız ve sonra karar vereceğiz.” Yani bir kaleci için oynamak ne kadar önemli ise antrenman performansı da o kadar önemlidir. Dolayısıyla objektif olan ve adil davranan bir çalıştırıcı, kaleci başta olmak üzere bütün oyuncuları hakkında karar verirken oyuncuların takımlarında aldığı süreye ve antrenman performansına göre karar veriyor ki bence de olması gereken bu!

ersinnn

Gelelim bizim milli takımın teknik direktörü Abdullah Avcı’ya ki yüzeysel olarak baktığımızda kendisi Del Bosque ile aynı statüdedir. Fakat derinliğine bakarsak acaba aynı seviyedeler mi?

Öncelikle Abdullah Avcı’nın Del Bosque gibi bir futbolculuk ve teknik direktörlük kariyeri yok. Sonra da Del Bosque gibi oyuncu seçimi ve uygulaması yok. Neden mi? Çünkü milli takımın son kampında kalecilerle ilgili yaptığı seçim ve uygulama bunun en bariz örneği oldu. 2012-2013 sezonunda maç oynamayan Sinan Bolat, 2 maçta da milli takımın kalesini korudu ve sezonu bu şekilde maç oynayarak kapatmış oldu ki Sinan, sezonun ilk yarısında sakattı ve ikinci yarısında kadro dışı kalmıştı.

Del Bosque ‘nin yukarıda açıklamaya çalıştığım düşüncesinden hareketle milli takıma Tolga Zengin, Cenk Gönen ve Onur Kıvrak çağrılmalıydı. Onur, izinli olduğu için Mert çağrılabilirdi. Kendi takımlarında sahada kalma süresi ve performanslarına göre de önce Tolga ve sonra Cenk oynamalıydı. Dolayısıyla Sinan’ın çağrılması Del Bosque’nin zihniyetine göre fiyasko iken A.Avcı zihniyetine göre nedir? Yani Del Bosque, bir sezon oynamayan bir kaleciyi milli takım kampına çağırır mı ki bu kaleciden daha yetenekli, daha başarılı ve daha tecrübeli kaleciler varken?
Bunları yazarken Tolga Zengin’in “ Milli takım kampında idmanda bile kaleye geçirmiyorlardı. O zaman bile ağzımı açmadım.” ifadeleri aklıma geldi. Bu ifadeler, muhtemelen Hiddink ve ekibindeki Oğuz Çetin ile Engin İpekoğlu’nu işaret ediyor.

Geçtiğimiz günlerde Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA), aylık ülkeler sıralamasını açıkladı. Türkiye’nin 10 basamak gerileyerek 573 puanla 54. sırada yer aldığı listede, İspanya 1614 puanla ilk sıradaki yerini korudu. Yani bir tarafta ilk sıradaki takımın antrenörü Del Bosque ve diğer tarafta 54. sıradaki takımın antrenörü Abdullah Avcı!
Değerli okuyucularım, zihniyet, sosyal bir grubun kendi içindeki dünya görüşüdür. Ülkemizdeki egemen antrenör zihniyeti ile futbolumuzun gelişmesi mümkün değildir. Zihniyeti eğitim şekillendirir. Mesela geçenlerde Tony Adams’ın bir röportajını okudum. Demiş ki “Futbolu bıraktıktan sonra Brunel Üniversitesi’nde spor bilimi okudum. Sonra da oyuncuların gelişimi üzerine master yaptım” demiş. Futbolu bıraktıktan sonra kitap bile okumayan antrenörlerimizin çoğunlukta olduğu bir ülkede 54.sıra normal değil mi? Ayrıca en üstten en alttaki antrenör kurslarına kadar düzenlenen kurslarda verilen ve sporda psiko-sosyal alanları içeren eğitimler yetersizdir ki pek çok antrenör bu eğitimlerin zayıflığından şikayet etmektedir. Aslında antrenörlere psiko-sosyal alanlarda eğitim veren kişiler ile eğitim konu ve malzemelerini de sorgulamakta fayda var. Çünkü zihniyetin değişmesi için futbola dair inanç ve tutumların sorgulanması gerekir. Ancak bizde şüphe yok ve eleştiri yok. Mesela, bu yazımı, yukarıda isimleri geçen Türk antrenörleri okusa nasıl tepki gösterir?

Halbuki bu iş yani değişim ve buna bağlı olarak gelişim, eğitim işidir. Eğitim ise değerlere sahip çıkma ve aynı zamanda dünyayı takip etme işidir. Yani dünya standartlarında çalışma işidir. Dolayısıyla evrensel bir değişimin çarklarına uyum sağlanmadığında çarkların dişlileri, değişmeyen ve küçük hesaplar peşinde olanlara bedeller ödetiyor. Özellikle “bizim adamımız” anlayışı futbolumuzu geriye götürüyor.

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Ersin Afacan / NationalTurk

Konserler

Ersin AFACAN

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi mezunu olan öğretim üyesi ve Mental Antrenör olan NationalTurk yorumcusu Dr. Ersin Afacan'ın yazılarını ve yorumlarını NationalTurk sayfalarından takip edebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu