Futbol Zihniyetimizin Çözümlemesi

Ersin Afacan : Alın Teriyle Kazanan En Mutlu KişiSportif alanda zihinsel performans antrenörlüğü yapan bir sosyal bilim uzmanı olan Ersin Afacan’ın “Futbol Zihniyetimizin Çözümlemesi” adlı makalesini sizlerle paylaşıyoruz.

Barcelona’nın kendi sahasında B.Leverkusen’i 7-1 yendiği maçtan sonra voleybolcu olan eski bir bayan sporcum facebook hesabına şunları yazmış;

“Dün gece Barcelona maçının yaklaşık 20 dakikasını seyredip yattım. 0-0 idi ben bıraktığımda. Sabah 05:30’da Yağmur uyandığında ne hikmetse aklıma Messi ve Barcelona geldi. Ne biçim bir takım diye düşündüm. X takım ilk maçı deplasmanda 3-1 kazansa kendi evinde öyle bir futbol sergiler ki taraftar sıkılır, bir de üzerine bir iki gol yer, taraftarını diken üstünde oturtur, herkese ‘artık maç bitse de kazanmak önemli değil tur atlayalım yeter’ dedirtir. Barcelona da benim seyrettiğim bölümde asılmadı çok maça. Eminim gol atmak isteseler hemen atarlardı. Seyirci (yani ben) o takılmayan Barcelona’yı seyrederken bile ‘hah, gol ha geldi ha gelecek’ diye düşünüyordum ve biraz önce öğreniyorum ki maç 7-1 bitmiş. Bıdık 5 gol atmış. Nasıl bir şeydir bu ya? Nasıl bir mentalitedir, zihniyettir? Bizim sporumuz niye böyle değil? Engel ne? Kafayı yedirtecek bu Barcelona bana…”

Sporcumun bu yazısına cevap olarak ben de şunu yazdım. “A.Madrid maçıyla gördük ki Avrupa maçları ile boyumuzun ölçüsünü alıyoruz. Kompleksli antrenörler, cahil futbolcular, beceriksiz yöneticiler, taraflı medya ve yabancı hayranı taraftarlarla hayal dünyasında yaşıyoruz. Neden ülkemizin geneli ezik insanlarla doldu?”

Bu sorunun cevabını vermek için çok kapsamlı açıklama yapmak gerekir. Ancak ben kısa bir açıklama yapmak istedim. Değerli okuyucularım, zihniyetimiz bizi futbolda geri bırakan şeydir. Türkiye’de profesyonel futbolun başladığı yıldan beri yanlış anlaşılan ve yanlış uygulanan bir profesyonellik var. Kabuk bağlamış ve fosilleşmiş bir futbol ve profesyonellik anlayışı. Bu durum için yapılacak “kavram çözümlemesi” birçok şeyi açıklığa kavuşturacaktır. Kavram çözümlemesi bizim ülkemizde hiç yapılmayan veya çok az yapılan şey. Yönetici, antrenör ve futbolculara verilmesi gereken futbol eğitiminin en başta gelen işlevi bu olmalıdır. Zaten kavram çözümlemesi felsefenin de bir tür yöntemidir.

Kavram çözümlemesine zihniyet ile başlayabiliriz. Zihniyet, bir toplumsal grubun örtük referans sistemidir ve kendi içinde bir dünya görüşüdür. Yani zihniyet, bir grup insanın ortak zihinsel ve ruhsal referanslarıdır. Zihniyeti eğitim şekillendirir. Gelenekçi veya geçmişten kalma kurulu şeyler, zihniyetin düğüm noktasını belirler. Bu zihniyete sahip olan kişinin tutumu gelenekçi veya o konuda tutucu olabilir ki şu an ülke futbolumuzun içinde yer alan aktörlerin durumu da gelenekçi ve tutucu bir durumdadır. Yani dededen kalma, babadan görme usullerle futbolu yaşıyoruz.

Zihniyetin ne kadar tutarlı olup olmadığını anlamak için bilimin ölçülerine başvururuz. Dolayısıyla zihniyeti bilimle düzeltebiliriz. Ayrıca dünya üzerindeki felsefi sistemler (bizde daha bu sistemler kurulmamıştır) dünya görüşlerini oluşturur. Mesela Platonculuk, Descartescilik, Kantcılık, Marxcılık, Varoluşçuluk ve Stoacılık birer dünya görüşü ve dünya karşısında bir tutumdur. Zaten bizim mental antrenmanlarda temel aldığımız felsefe “Stoacılık”tır.

Zihniyet değişimi için ekonomik ve diğer toplumsal değişikliklerin olması zorunludur. Bunun içinde bilgi ve teknoloji toplumu olmak da vardır. Zihniyetlerin gelişip değişebilmesi için, içinde bulunulan durumun, grup üzerinde (yönetici, antrenör, futbolcu) yeterince güçlü baskı yapması ve bu baskının gruptaki kişilerin çoğunluğunca hissedilmesi gerekmektedir ki futbolumuzun iyice dibe vuran kalitesi ve şike tartışmaları aslında baskı yapacak bir olumsuz durumdur. Ayrıca bu üç gruptaki insanlarımızın yeni ihtiyaçlara cevap veren ve yeterince değerlendirilmiş yeni psiko-sosyal modellerden de haberdar olması şarttır. Bu modellerden biri de “mental antrenman”dır.

Zihniyet değişiminin evreleri vardır. İnançların ve tutumların sorgulanması evresi ki bu ilk evreye “çözülme” denir. Bu sorgulama yöntemini futbolda hiç kullanmadığımız için zihniyet değişiminin ilk evresi bile bizde söz konusu değildir. Aslında bizde şüphe yoktur ve normal olarak akılcı eleştiri de yoktur. Duygusal eleştiriye bağlı karalama vardır.

Dolayısıyla Türk futbolunda zihniyet değişimi şarttır. Bu değişimi yapan veya en azından yapmaya çalışan futbolcu, antrenör, yönetici ve kulüpler fark yaratıp ön plana çıkacaktır.

Ersin AFACAN

Exit mobile version