NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan‘ın bu haftaki ” Gordon Milne ile istikrar farklılığımız ” adlı makalesini sizlerle paylaşıyoruz.
“Ben genç bir oyuncuyken federasyonda çalışan insanlar vardı. Çalıştılar, genç kadınlar, genç adamlar büyüdüler, evlendiler ve öldüler. Ben de federasyonda çalıştım. Federasyon başkanı hiç değişmedi. O zaman genel sekreter vardı, herkesin sevdiği biri değildi ama bu onun işiydi ve hiç değişmedi. Türkiye Futbolunun gelişmesindeki temel sorun değişim. Şimdi yakınlarda yeni bir federasyon oluştu. Yeni federasyon, eski kadronun belki %50’sini belki %100’ünü değiştirecek. Yani kimse yeni kurallardan emin olamıyor. Kimse bugün ne oynayacağından emin olamıyor. Ve çok farklı bir durumla karşılaşacaksınız, bu biraz istikrarsızlık.”
Bu sözler Gordon Milne aittir.
2006 yılında Haliç Üniversitesi ‘nde yapılan sempozyumda ki söylemleriydi.
Tarih 2011 ve değişen hiçbir şey yok…
Belki 2016’da da değişen hiçbir şey olmayacak.
Yabancı bir insanın, hem de meslek hayatının on yılını bizlerle geçirmiş olan bir insanın gözlemleri sanırım bizler için çok şey ifade eder.
Her siyasi irade değişikliği ile beraber Federasyonda ki tüm oluşumların da değişmesi artık herkes içim maalesef bir beklenti haline gelmiştir.
İşte bu beklenti bizim asıl sorunumuz ve açmazımızdır.
Bu süreç böyle devam ettiği zaman ‘ Türkiye Futbolu’ ile yapısal veya sistem içinde gelişiminden söz etmek mümkün değil.
Aynı süreç maalesef kulüp takımları içinde aynıdır.
Sayın Gordon Milne’nin kulüp hakkındaki saptamalarına baktığımız zaman çok iyi tespitlerle karşılaşıyoruz.
“ Eğer bir sezonda üç kere çalıştırıcı ya da oyuncunuzu değiştirirseniz; her biri farklı şeyler söylemsin neticesinde üç farklı zihniyeti olan üç koçunuz olur ve oyuncularınız başarılı olamaz. Takım olarak nerede olduklarını bilemezler ve takım başarılı olamaz. Benim zihniyetimde iki şey birlikte yürür: takımın gövde kontrolü olmalı ve vücut kontrolü ile ne yaptığını bilmek zorunda, bir planı olmak zorunda. Bu zor bir şey.”
İstikrar ile kelime oyunu yapmanın hiçbir anlamı yok.
Bu bir zihniyet farkıdır.
Federasyon ile başlayan,
Kulüp başkanları ve seyirciye kadar uzanan zihniyet farkıdır.
Kendimizi kandırmanın bir anlamı yok…
En acısı ise sanki farklı şeyler olabilecekmiş gibi insanları kullanmaya çalışmak.
Bu sadece zaman kazandırır, ama çözüm üretmez.
Çünkü çözümün içinde yenilik vardır, bilgi vardır, zeka vardır…
Bunlar bugün bizim futbolun içinde ki oluşumlara ağır gelen koşullardır.
O yüzdendir ki futbolumuzdaki muhafazakarlık devam etmek zorundadır!!
Müslüm GÜLHAN
