Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Sinop’ta kurulması planlanan ikinci nükleer santralin yapımı için firma seçimi konusunda son aşamaya gelindiğini söyledi.

Yıldız, bu konuda Türkiye’nin taleplerine özellikle Çin, Japonya ve Güney Kore’nin farklı yaklaştığını ve rekabetin biraz daha hızlandığını aktardı.

Mimar ve Mühendisler Grubu ve Enerji Uzmanları Derneği işbirliğiyle, Rixos Grand Ankara Hotel’de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın konuşmacı olarak katıldığı ‘Nükleer Enerji ve Türkiye Süreci’ konulu panel düzenlendi. Yıldız, buradaki konuşmasında Japonya’da gerçekleşen Fukuşima Nükleer Enerji Santrali kazasından sonra, Türkiye’nin ikinci nükleer enerji santralinde bir yıl gecikmenin yaşandığını ifade ederek, uluslararası nezaket gereği Japonya’ya Türkiye’nin yeteri kadar bir süreyi tanıdığını belirtti.

Sinop’taki nükleer güç santrali için 12 reaktörlük 3 paketin yerlerinin tespit edilmesinin de sürece eklendiğini anlatan Bakan Yıldız, “Kaybettiğimiz zamanı böylelikle tamamlamış olacağız. Özellikle Çin, Japonya ve Güney Kore’nin taleplerimize daha farklı yaklaştıklarını gördük. Rekabetin biraz daha hızlandığını söyleyebilirim. Her yeni gelen teklif şeffaf bir şekilde değerlendiriliyor.” diye konuştu.

“22 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM FAY HATTININ ÜZERİNE YAPILIR MI?”

Nükleer enerji santrallerinin, fay hattı üzerine yapılıp yapılmadığı yönündeki eleştirilere de cevap veren Bakan Yıldız, “22 milyar dolarlık yaklaşık yatırım, bir fay hattının üzerine yapılır mı? Biz, ‘Yatırın desek’ yapılabilir mi bu? Böyle bir şeyi düşünmek sırf kamuoyunun yanıltmaktır. Bizim verdiğimiz doneler tek tek elden geçiriliyor.” şeklinde konuştu.

“SON 1,5 YILDA 100 MİLYAR TL ANLAŞMA İMZALANDI”

Afşin Elbistan’a yapılan yatırımlar ve iki nükleer güç santrali ile birlikte son 1 buçuk yılda 100 milyar TL’lik anlaşmanın sağlandığını vurgulayan Bakan Yıldız, farklı bölgelerdeki kömürlerin kullanılacağı bir seviyeye gelinmek istendiğini de kaydetti. Türkiye’de yağış rejimlerinin düzenli olmadığını dile getiren Bakan Yıldız, buna rağmen AB ülkeleri ortalamasının daha fazla bir oranda yenilenebilir enerjinin üretildiği bir yıl yaşandığını da sözlerine ekledi.