FutbolManşetSpor

Oyuncuların kalbine giden yol

Maldivler Kutlu Olsun

Ersin AfacanSportif alanda zihinsel performans antrenörlüğü yapan NationalTurk yorumcusu Ersin Afacan’ın ‘Oyuncuların kalbine giden yol’ başlıklı yazısı;

Geçtiğimiz günlerde Trabzonspor’un yeni teknik direktörü Mustafa Reşit Akçay bir basın toplantısı düzenledi. O toplantıda “Oyuncularımın kalbine giden yolu bulacağım” diyen Akçay, “Yaklaşık 1,5 aydan beri yabancıların inandığı İncil ile uğraşıyorum. Matta, Marcos, Luka, ve Yuhanna İncilleri ile uğraşıyorum. Hayata hangi gözle baktıklarını, inanç sevgilerini hangi seviyede tuttuklarıyla uğraşıyorum. Dolayısıyla onlara ulaşmamın çok zor olacağını sanmıyorum. Bu manevi kısmı ve kalplerine giden yolla ilgili kısım. Diğer teknik ve saha ile ilgili olan kısma gelince ise bilgi birikimim, teknik ve taktik konularda aldığım eğitimlerle onları da değiştireceğime inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki ben Mustafa hocanın başarılı olmasını istiyorum hatta geçen sezon Şenol güneş’in gitmesinden sonra Tolunay Kafkas’ın değil Mustafa hocanın gelmesini isteyen birisiyim. Ayrıca kitaplık önündeki fotoğrafını da özellikle koydum.

Mustafa Reşit Akçay

Mustafa hoca, tıpkı diğer antrenörler gibi, ülkemizin futbol kültüründen beslenen ve kurslarından mezun olan bir antrenör. Dolayısıyla sporun psiko-sosyal alanlarında bazı bilgi ve anlayış eksikliği olabilir. Zaten mükemmellik yoktur ki önemli olan gelişime ve yapıcı eleştiriye açık olmaktır.
Liderlik ve antrenörlük sporda psiko-sosyal alanların önemli konularından biridir. Mental antrenmanlarda antrenörlerle çalışırken ve onlarla sohbet ederken bana “büyük antrenörün özellikleri nelerdir?” gibi sorular soruyorlar. Ben de onlara büyük antrenörün 5 temel özelliği olduğunu söylüyorum. Bunlar;
1. Öğretim becerisi,
2. Organizasyon becerisi,
3. İletişim becerisi,
4. Motivasyon becerisi,
5. Oyunda krizi çözme becerisi.
Mustafa hocanın yapmak istediği iletişim becerisine ait bir konudur. Fakat bu beceri oyuncunun kalbine giden yolu bulmakla olmaz. Oyuncunun kalbine değil aklına yani zihnine hitap etmek gerekir. Zaten din konusu hassas bir konudur ve yabancılarla İncil üzerinden iletişime girmeye çalışmak risklidir. Sonuçta Mustafa hoca, bir antrenördür, teolog değil!
Peki bir antrenör, sporcunun zihnine nasıl hitap edecek? Öncelikle başarılı antrenörler iyi birer iletişimcidir. Çünkü antrenörlüğün her eylemi iletişim ister ve bu iletişim sadece mesaj göndermek değil aynı zamanda gelen mesajları da alabilmektir. Onun için sporculardan gelecek geri bildirimi anlayacak şekilde dikkatli gözlem ve etkin dinleme becerisi gerekir. Fakat genelde antrenörler, sporcularına sürekli talimatlar gönderir. Ne yapması gerektiği ve yapmaması gerektiği, ne yemesi gerektiği, ne zaman yatması gerektiği gibi ama sporcuyu nadiren dinlerler. Halbuki sporcu, kendi tespitleri ve kendi düşüncelerine önem verildiğini hissetmelidir. Futbolcu, konuşmak istediğinde rahatça antrenörü ile iletişime geçebilmelidir. Ayrıca iletişimin büyük çoğunluğu sözsüz şekilde iken bizim antrenörler, sözsüz ve duygusal meajları almaktan çok sözlü ve içerik boyutu ağırlıklı mesaj verme isteğindedir. Mustafa Akçay’ın da İncil okuyarak yapmak istediği budur.
Dolayısıyla bir antrenör, sporcunun zihnine hitap etmesi için iyi bir öğretici becerisine sahip olmalı ve bu beceriyi kullanırken de kesinlikle adil olmalıdır. Bence burada önemli olan dürüst olmaktır. Antrenör, öncelikle kendisine karşı sonra da çevresine karşı dürüst olmalıdır. Böylece adil kararlar alabilir ve sporcunun zihninde herhangi bir soru işareti veya olumsuz düşünceler olmaz.
Aslında bir antrenör, antrenman planlaması yaparken fiziksel ve mental hazırlıkları birlikte düşünmeli ve uygulamalıdır. Birçok antrenör, sporcuların neler hissettiğini çok iyi bildiğini, onları anlayabildiğini çünkü daha önce (kendisi sporcuyken) benzer şeyleri kendisinin hissetmiş olduğunu düşünür. Ancak bu tür subjektif değerlendirmeler yanıltıcıdır. Sporcular hakkında doğru bilgiler elde edebilmek için bilinçli ve bilimsel yöntemler seçilmelidir. Antrenörlerin, ancak bir zihinsel antrenör yardımı ile tanı koyma yöntemlerini kullanarak sporcuları hakkında doğru bilgilere ulaşmaları ve buna dayanarak sporcuların gelecekteki davranışlarını hem tahmin etmeleri hem de sevk ve idare etmeleri mümkündür.
Sözün özü şudur ki Mustafa hocayı bu sezon mental konular hakkında takip edeceğim. Özellikle stresin arttığı ve yenilgilerin olduğu dönemlerdeki iletişim unsurlarını nasıl kullanacağını merak ediyorum. Bir antrenörde kendini kontrol becerisi (duygu-düşünce-davranış kontrolü) çok önemli ve bizim yerli antrenörlerin en büyük eksikliklerinden biri de bu. Zaten liderlik ile ilgili antrenörlere verilen kurslar ve eğitimler de yeterli değil.

Ersin Afacan / NationalTurk

Konserler

Ersin AFACAN

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi mezunu olan öğretim üyesi ve Mental Antrenör olan NationalTurk yorumcusu Dr. Ersin Afacan'ın yazılarını ve yorumlarını NationalTurk sayfalarından takip edebilirsiniz.

Bir Yorum

  1. Kurslarda teorik bilği verilmiyor.Siz liderlik dersinden bahsediyorsunuz.Defansta kademe,kanat bindirmesi ile diploma veriliyor.Ne çalıştırdıklarını,ne kadar çalıştıracaklarını,ne kadar dinlenme vereceklerini bilmeyen hocalar yetiştiriliyor.Diploma alan yeni antrenör arkadaşlara sorun bunlar hakkında ne öğrenmişler?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu