Türkiye’nin önünde, hemen, hemen her konuda, yapılması gereken onca şey varken, On iki Eylül referandumu ve sonrası sürece, bunca takılmanın, pekte akıl karı olmadığı, sizce de, orta da değil mi?
Bu referanduma ilişkin olarak, gecikmiş mini bir analiz yapmak gerekirse; Kısaca, baştaki iktidar, öyle ya da böyle, dersini çok iyi çalışmış ve başarılı da olmuştur.
Umulur ki, bu başarısını da, her anlamda olumlu bir enerjiye, dönüştürmeyi başarır.
Bu başarıyı, daha da desteleyip perçinleyen diğer en önemli etkense, kimse kusura bakmasın, başta ana muhalefet partisi olmak üzere, diğer tüm partilerinde, gerekli oranda ve her anlamda yeterli varlık, gösterememeleri olmuştur.
Umulur ki, bu sonuçtan, herkes kendine düşen, en iyi dersi çıkarır.
Geçmiş birçok yazımızda da, belirttiğimiz üzere, baştaki iktidar, ta başından, tüm samimiyetten yoksun ve belki de yanlış yöntemlerle soyunduğu mücadelesinde, bilerek ya da bilmeyerek, hep doğru argümanlara sarılmış ve vatandaşın da öyle ya da böyle, sempatisini çalmaya, devam ede gelmiştir.
Her şeye rağmen, yazıya başlarken de belirttiğimiz üzere, bu referandum ve sonuçlarıyla ilgili sürece, bunca takılmaktansa, artık her konuda gerçek ülke gündemine ve hemen her alanda normalleşmeye, bir an önce yönel inmelidir.
Ülkemizdeki tüm bütün üzerinden, bir an önce, her anlamda, gerekli reform ve iyileştirilmeler yapılmalı, ülke enerjisi biran önce, olumlu reaksiyonlara doğru yönlendirilmelidir.
Yine bu arada umulur ki, baştaki iktidar da, hızla merkez sağın olumluya dönen baş aktörüne dönüşsün, zira bu rolle yakınlaşması, ülke menfaati ve her bakımdan, daha iyi ve olumlu olur.
Ve yine, merkez sol boşluğu da, gizemle göz kırpan kahramanını, hala ve büyük bir sabırsızlıkla, beklemektedir, bakalım…
Sinan Adıgüzel
