ABD’de yaşamını yitiren sosyal medya fenomeni Yağmur Taktaş’ın ölümüyle ilgili soruşturmada kritik bir aşamaya gelindi. New York’taki Columbia Üniversitesi’nde hazırlanan otopsi raporunun Türkiye’ye ulaşmasının ardından, Taktaş’ın sevgilisi A.C.F. hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Raporda, genç kadının vücudunda farklı uyuşturucu maddelere rastlandığı, darp ve işkence izlerinin bulunduğu belirtildi. Ailenin avukatı Fethi Öksüz, “İade kararında ısrarcıyız” diyerek, sürecin yakından takipçisi olacaklarını vurguladı.
Yağmur Taktaş’ın vücudunda uyuşturucu ve darp izleri tespit edildi
Columbia Üniversitesi’nde hazırlanan otopsi raporu, Yağmur Taktaş’ın ölümünde şüpheleri doğrular nitelikte bulgular içeriyor. Raporda Taktaş’ın vücudunda birden fazla uyuşturucu maddeye rastlandığı ve zehirlenme bulgularının bulunduğu belirtilirken; otopsi videosunda başında kesiler, boynunda ve bacaklarında morluklar ile sigara söndürme izleri yer aldığı kaydedildi.
A.C.F. için yakalama kararı çıkarıldı
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine 5. Sulh Ceza Hakimliği, ressam sevgili A.C.F. hakkında yakalama kararı verdi. Şüpheli hakkında şu ana kadar ABD’de herhangi bir yasal işlem yapılmadığı bilgisi paylaşılırken, İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda hazırlanan ikinci otopsi raporunun da beklendiği ifade edildi.
Aile: İşkence ve aç bırakma iddialarımız doğrulandı
Ailenin avukatı Fethi Öksüz, ABD’li yetkililere iade talebinde bulunacaklarını ve gerekirse ifadesinin alınması için uluslararası iş birliği sürecine gidileceğini açıkladı. Öksüz, “Raporda yer alan bulgular, Yağmur’un işkence gördüğünü, darbedildiğini ve son aşamada uyuşturucu verilerek ölümüne neden olunduğunu ortaya koyuyor” dedi.
Türkiye’de ikinci otopsi yapılmıştı
Taktaş ailesi, genç kadının ölümünde ihmaller ve kasıt olduğuna inanarak geçtiğimiz mayıs ayında Adana’da fethi kabir işlemiyle mezarın açılmasını sağlamış, cenaze Adli Tıp’a taşınmıştı. Bozulmaya başlamış beden üzerinden alınan örnekler İstanbul’a gönderilmişti. Aile, ölümden önce darp edildiğini ve aç bırakıldığını öne sürerek Türkiye’de yargı sürecinin başlatılmasını talep etmişti.