İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, yaşanan kirlilik ve su seviyesindeki düşmeye dikkat çekmek için Burdur Gölü’nde yüzdü.

Kıyıdaki bir iskeleden göle giren Üşümezsoy, yaklaşık 2 dakika gölde kaldı.

Üşümezsoy, gölden çıktıktan sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, 1982 yılında Kenya’da kış ayında askerlik yaptığını ve orada Kars’ın soğuğundan daha büyük soğuk yaşandığını söyledi.

O dönemde arkadaşlarına moral olsun diye soyunarak bayrak flama taşıdığını, karda antrenman yaptığını belirten Üşümezsoy, ”Şimdi de Burdur Gölü’ne girdim. Burdur Gölü’nde kaybolan sular kadar gözyaşlarımı akıtacak bir durum gördüm. Suya girebilmek için gölün ortasına geldik. Buradaki durum en az deprem kadar yıkıcı bir etki Burdur için. Bu suda yüzmek benim için çok önemli değil. Fırat’ta karın içinde o soğuk suda da yüzebiliyorum” dedi.

-”Su azalınca kükürt oranı yükseldi”-

Burdur Gölü’ne dikkat çekmek için göle girdiğini anlatan Üşümezsoy, ”Basının ilgisini çekecek bir gayret göstermek için. Bu bir şov değil, benim için bir antrenman, başka zaman burada uzun zaman yüzerek antrenman yaptığım bir olay” diye konuştu.

Gölde kükürtün açığa çıktığını ifade eden Şener Üşümezsoy, göl ve deprem konusunda şu bilgileri verdi:

”Etraftan bol su gelince kimyasal bileşimi seyreltiyordu, yani bu yoğun kükürt kokusunu duymuyordunuz. Ama su azaldıkça, buharlaştıkça, içindeki kimyasal madde yoğunlaşıyor, bu da buradaki yaşamı, hayatı sınırlıyor. O nedenle barajlar önemli, bu göl barajlardan da önemli.

Göl kuruduğu zaman etraftaki ağaçlar da kurumaya mahkum olacak. Fay hattı gölün güney kenarından geçiyor. Gölün kuzey kıyısı değil, güney doğu kıyısındaki hat, tam da şehrin yerleştiği hat.”
Bu arada iskeleyle kıyıyı birbirine bağlayan platformun kıyıdan uzaklaşması üzerine gazeteciler, kalaslar yardımıyla kıyıya çıkabildi.