Spor Haberleri / Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener TSYD Eğitim Semineri’nde yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu.
Mahmut Özgener’in konuşmasından satır başları şöyle;
Mektubu yollayan arkadaşımız Gaziantep’ten biri. İlk paragrafında bana ve federasyona sporda şiddet yasasının çıkarılmasında gösterdiğimiz çabalara teşekkür ediyor. Altında da çok acı olduğunu söylediğim örnekten bahsediyordu. Beyefendi 2009 yılında Gaziantepspor Fenerbahçe maçında çıkan şiddet olayları neticesinde maalesef atılan koltuklarla bir gözünü kaybeden kardeşimizin dayısıydı. Haklı olarak isyan ediyordu. Yapanların her şey yanına kar kaldı. Bu kişi bırakın ceza almayı kimin yaptığı bulanamadı diye sitem ediyor. Bu örnek bile bu seminerde tartıştığımız, daha önce de gündeme getirdiğimiz yasanın ne kadar gerektiğini gösteren acı bir örnek.
Kısa konuşmaya çalışacağım. Burada bu yasanın gerekliliğini anlatırken aynı zamanda bu yasa tasarısı kanunlaştığı taktirde neler yapmamız gerektiğini tartışmaya açmalıyız.
Size bir takım rakamlar okumak istiyorum. Bunun sebebi de 2008’den bu yana görevde olan yönetim kurulumuzun göreve geldiği ilk günden bu yana şiddette 0 toleransla yapmaya çalıştıklarını size göstermek.
Disiplin kuruluna sevk edilen kişi sayısı 2005-2006’da 461, 2006-2007 sezonunda 748, 2007-2008’de 397, 2008-2009 sezonunda 771, 2009-2010 sezonunda ise 841 kişi.
Kulüp sayılarına geçtiğimiz zaman tablo daha vahim. 729, 866, 408, 1339, 1337. Geçmişi irdelediğimizde her yıl artış olduğunu görmüyoruz. Olaya yaklaşma şekli var burada. Kulüp başkan ve yöneticilerinin aldığı cezalar hak mahrumiyeti. Bu ceza ile spor yaşamı hiçbir şekilde değişmiyor. Biz göreve geldiğimizde yönetici ve başkanlara stada giriş yasağı getirdik, şahıslardan kesilmek üzere para cezası getirdik. Avrupa’da böyle cezalar yok ama Avrupa’da böyle açıklamalar yapan başkan ve yöneticiler de yok.
Göreve başladığımız ilk zamandan beri sporda şiddet yasasının olayların önüne geçilmesinde faydası olmayacağını gördük, buna inandık.
Bu çalışmaları yaparken arkadaşlarım değişik ülkelere gittiler. Kanunları, reformları incelediler. Türkiye’de bunlar nasıl uygulanabilir onu gözlemlediler. Neticede bir taslak ortaya getirdik.
2009’da oynanan Ankaragücü Galatasaray maçından sonra Spordan Sorumlu Bakan Faruk Özak’ı aradım ve “Sayın bakanım, biz federasyon olarak futboldaki şiddetin önüne geçmemiz mümkün değil. Çünkü geldiğimiz noktada sadece futbol ailesi içindeki insanlara ceza verebiliyoruz” dedim. Bu olayları yapanları cezalandırmadığımız sürece bu statlardan ölü çıkacak.
Suçluların tespiti ancak çok güçlü bir kamera sistemiyle olur. Biz federasyon olarak bu kameraları kurarız ancak denetimi sadece bizde ve poliste olacak.
Şike de üstüne titizlikle gittiğimiz bir konu. 5 ile 12 yıl arasında verilecek cezalar tasarıda yer alıyor. En az şiddet kadar önemli bir eksiklik var cezalarda. Şike yapmanın cezası yok. Geçmişte iki olay bulduk ama yapanlar cezalandırılmadı. Bu yasa tasarısı o açıdan da bizim için son derece önem taşımakta. İnşallah temennimiz kanun en kısa zamanda çıkar.