Hürriyet gazetesi yazarı Vedat Milor, Nişantaşı’ndaki ünlü Tatbak lokantasında başına gelenleri bugünkü köşesine taşıdı.
Vedat Milor’un yazdıkları şöyle;
“Tatbak gençliğimizin mekânı. Belki 30 sene sonra tekrar ziyaret etmek güzel. Nişantaşı’nda önemli bir boşluğu dolduruyor. 30 sene sonraki ziyaretin ardından damağımda kalan hoş tatlar var ama kalbim de kırılıyor. Neden mi?
Üç kişi 90 TL hesap. Normal. 100 bırakıyorum. Normal. Biraz sonra tecrübeli garsonumuz Ali Rıza Bey 100 TL’yi geri getirip patronun davetlisi olduğumuzu söylüyor. Olabilir. Davet kabul etmediğimi çünkü objektif yazabilmek için bana her müşteri gibi davranılmasını istediğimi söylüyorum. Normal. Biraz ısrar edince garsona patronun 100 TL’yi bir hayır kurumuna bağışlamasını, benim “Allah’a şükür” ihtiyacım olmadığını söylüyorum. Buraya kadar her şey normal. Ali Rıza Bey beni iyi anlıyor. Ama sonra kapıdan yanımda iki hanımla çıkarken inanılmaz bir olay yaşanıyor. Patron elimi sıkıyor ve birden avcuma o 100 TL tutuşturuluyor. Benim açımdan son derece haysiyet kırıcı ve profesyonelliğe aykırı.”