FutbolHaftanın YorumuManşetSpor

Yeni spor dalı: Türkiye Futbolu

Maldivler Kutlu Olsun

teomanakbennnAmerikan Futbolu, Avustralya Futbolu gibi futbol branşlarına son 10 yıldır eklenmiş yeni bir futbol dalı var dünyada. Türkiye Futbolu.

5-6 sene öncesine kadar, alttan alttan kendi kuralları yazılmaya başlanmış, 3-4 yıl önce bu kurallar artık iyiden uygulamaya konmuş, son 2-3 yıldan bu yana ise artık iyice kabul görüp sınıflaşmış bir oyundan bahsediyoruz.
FIFA kurallarına göre oynanan beynelmilel futbola çoğu zaman Avustralya futbolu kadar dahi benzemeyen, bizden başka kimsenin anlamayacağı, o yüzden Avrupa’ya çıktığımızda çaktırmayıp 1 maçlığına 2 maçlığına terk ettiğimiz,
ama işin eğlenceli yanı, Avrupalının bizden birine transfer olup da oynamaya başladığında, kurallarına çok çabuk intibak ettiği, çok sevdiği bir futbol türü bu.

Bu futbol türünde maçlar yaklaşık 50 dakika oynanıyor. Maçın 40 dakikası bir şekilde iç ediliyor. Buna rağmen maçların sonlarına eklenen süre ortalaması, çok ekstra bir durum olmadıkça 3 dakikayı geçemiyor.

Galip takım kalecilerinin, aut atışı için topa yer beğenmekte, atış için istedikleri kadar ve istedikleri süre gerilmekte, gerildikten sonra orada istedikleri kadar durmakta, hatta hepsinin sonrasında“Yok ya ben vurmayayım, gel sen at” diyerek bir arkadaşını çağırmakta özgür.

Buna 3. dakikada başlayan kalecilere bu tutum için gösterilen sarı kartların dakikası, en erken 75.

Darbenin yeri ve şiddetinin bir önemi olmaksızın, kendine her dokunulduğunda düşüp yere yatmak, acıdığı iddia edilen yeri tutmak ve yerde kalmak esas. Fakat darbe geldiği iddia edilen, dolayısıyla acıması gereken yer ile, tutulan yerin farklı olması gibi bir durum var bu sporda, kimse çözemiyor.

Sağlık ekiplerinin sahaya sedye ile girme ortalaması –izlediğim ve notunu aldığım, gelişigüzel son 12 maçın ortalamasıdır­– maç başına 4 (dört). Dünyanın en sert ligleri Almanya ve İngiltere liglerinde ise stadyumda bir sedye olmasa bile çoğu maç kimse bunu fark etmeyebilir, çünkü birçok maçta sahaya 1 (bir) kez sedye istenmiyor.

“Büyük ihtimalle son nefesini veriyor” düşüncesiyle sedye ile dışarı alınan oyuncunun işaret edip tekrar sahaya dönme süresi ortalama 30 saniye.

Legal tribün terörü diyebileceğimiz gürültülü baskı atmosferinden güç alan büyük takımların oyun planının en büyük parçası, bir şekilde penaltı koparmak. Bunun için her pozisyonda kendini yere atmak, sonuç alınamaması durumunda hakemi çevreleyip, taraftarı hakemin üzerine salmak birinci dereceden önemli.

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Defans açısından ise başka bir farklılık söz konusu beynelmilel futbola göre, özellikle duran toplar öncesi, ceza sahası içinde hücum futbolcusunu her şekilde tutmak, bırakmamak, yaka paça indirmek, serbest.

Bir başka deyişle, hücumcu için de, savunmacı için de aslolan, her zaman, her şeye, itiraz.

Bunlar sonrası hakemi itmek, kakmak, ağzına geleni söylemek veya ağzına geleni söylüyormuş gibi yapıp, aslında orada “Hocam ama böyle yapmayın ya ne olur” demek, fakat tribünlerden bunu bilmeyen taraftara “Görüyor musun bizimkini, nasıl canına okudu hakemin, göstersin sıkıyorsa kartını, gösteremez ki, biz işte böyle büyük takımız” dedirtmek, bunlar da hep serbest veya en iyi ihtimalle takımına-oyuncusuna göre değişen cezalara tabi.

Bu sporda, kulüpler kişilerin kölesi. “Çok alacağım var, verin paramı gideyim. Veremiyorsanız konuşmayacaksınız. İstediğim gibi yönetirim” diyen, hatta bunu diyebilmek için borcu katlayıp duran da bu spor dalında; cezaevine girip, kulübünü cezaevinden yönetmeye devam eden de.

Yine kulüpler, adı “birlik” olan, ama hiçbir şeyde birlik olmadıkları bir oluşumun çatısı altında. Yakalanan kayıtlarda birbirlerine küfür ediyor, sonra biraraya gelip öpüşüp sarılıp yemek yiyorlar.

Bağlı oldukları federasyon şikeye ceza öngörüyor, şike önüne getiriliyor, 7 ay ceza veremiyor.

Herkesin 30 milyon olduğunu iddia ettiği bir taraftar sayısı var, ama 3 büyük takımın taraftar sayısı toplam 50 milyon.
Taraftar, bilet fiyatlarına isyan edip yönetimleri ‘kendilerini soymakla’ itham ediyor, fakat aynı taraftar aynı yönetimin parasıyla küfür edip, kulübüne her maç minimum 100.000 TL ceza aldırıyor.

Para cezası da kimseyi kesmiyor, bu sporda durmadan sahalar kapanıyor, ceza sonrası tribüne kadın ve çocuk taraftar alınıyor, fakat ceza hürmetine gelen kadın ve çocuklar, cezanın müsebbibi erkek taraftardan daha çok küfür ediyor.
Tüm bunların sonrasında, ne maça giden var, ne evinde izleyen kalmış, ama çok garip bir şeymiş gibi “Seyirci nerede?” diye soruluyor.

quaresma kirmizi karttt1En garibi de, Quaresma diye biri var, adam isterse oynuyor, istemezse kendini attırıp oynamıyor, ama taraftar kulu kölesi.

Şimdilik sadece Lig TV diye bir kanalda.

“Çok ilginç bir deneyimdi gerçekten, bizde düşmek bile yoktur, bırakın yatmayı. Ama bu ülkeye gittim, her dokunuşlarında kendimi atıp yatıyorum yere, oyun duruyor, hakem geliyor, seyircim arkamda, getirin diyorum, sedye geliyor, yatıyorum paşalar gibi, çıkıyoruz dışarıya, tamam indirin şimdi, giriyorum tekrar diyorum; bu arada seyircim bunları çılgınca alkışlıyor, arada ona buna tekme atıyorum, hakeme Allah ne verdiyse düz gidiyorum, büyük takımız, bir sürü taraftar, kimse ne bir şey diyebiliyor, ne kart gösterebiliyor; bu arada biz oradayken PlayOff diye bir şey uydurdular, bazen oynuyoruz, bakıyoruz herkes puan kaybetmiş, o hafta biz de yatıyoruz, hayatımın en eğlenceli deneyimiydi” diyerek anılarını anlatacak her yabancı futbolcuyla biraz daha duyulması beklenen ve Lig TV’ye ilaveten zaman içinde Discovery Channel ekranlarında da gösterilmeye ve incelenmeye başlayacak bir spor dalından bahsediyorum.

Teoman Akben / NationalTurk

Konserler

Teoman AKBEN

Teoman Akben yazılarını Türkiye ve Dünyanın en objektif gazetesi NationalTurk ile takip edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu