Sportif alanda zihinsel performans antrenörlüğü yapan NationalTurk yorumcusu Ersin Afacan’ın ‘Acımadılar’ başlıklı yazısı;
Türk basınının uzun yıllardır makale yazan usta yazarları, bazen eski yazılarını tekrar yayımlatıyor. Bu şekilde yaparak hem geçmişi hatırlatıyorlar hem de geçmiş ile bugün arasında bir karşılaştırma fırsatı sunuyorlar. Ben de çok sık olmasa da bu yolu takip ediyor ve geçmişle bağlantısı olan güncel bir olay yaşandığı zaman o konuyla ilgili eski makalelerimi hatırlıyorum. Futbolumuzdaki güncel olaylardan biri de Beşiktaş’ın seneler sonra tekrar Liverpool ile Avrupa kupasında eşleşmesi oldu. Bu eşleşmeden dolayı Liverpool’un Beşiktaş’ı 8-0 yendiği maçtan sonra 28-Kasım-2007’de yazmış olduğum ve “Acımadılar” adlı başlıklı yazımı sizinle tekrar paylaşmak istedim. Aradan geçen 7 sene boyunca zihniyet anlamında ne gibi değişiklikler olduğu konusunda umarım size yardımcı olurum. İşte o makalem;
Beşiktaş Genel Menajeri Sinan Engin’in tarihi Liverpool yenilgisi sonrasında yaptığı açıklamayı analiz etmek istiyorum. Sinan Engin, “Bu yenilginin izahı yok” diye başlıyor ama sonra da izah ediyor. Diyor ki “Bir takımın kalesine 12 atak olur, 8’i de abuk sabuk şekilde gol olursa diyecek bir şey yok. Avrupalı acımıyor ve atabildiğini atıyor. Adamlar golleri atarken acımadılar bile. İnanılmaz derecede üzgünüz. Bir takım güçlü olur ve bizi yenebilir. Ama bu sonuç bizi yıktı. Yapabilecek bir şey yok. Eğer mücadele etmez, koşmazsan, yapabilecek bir şey kalmıyor. Bugünkü kadromuz buydu. Eksikler vardı ama mazeret değil. Devler Ligi’nde oynuyorsan, bunun planlamasını iyi yapman lazım Buraya daha diri bir takımla gelseydik sonuç belki de farklı olurdu.” Demek ki her olayın gibi bu yenilginin de izahı varmış Sinan Bey.
Mental antrenman boyutundan şu “acımadılar” ifadesi ne anlama geliyor? Mental antrenmanda işlediğimiz konulardan biri de “Başarıyı Arttırmak”. Bir de bunun zıttı olan “Başarıyı Korumak”. Liverpool, 3 veya 4 golden sonra bu gollerle yetinip başarıyı korumaya çalışarak oyunu ona göre oynayabilirdi. Yani ofansif oyun anlayışından vazgeçebilirdi. Bu durumu liglerimizde çokça görüyoruz. Takımlarımız 3. veya 4. golden sonra işi şova dönüştürerek, gelecek maçı düşünerek veya attıklarıyla yetinerek konsantrasyonlarını ve ciddiyetlerini kaybetmeye başlıyor.
Bunu V.Manisaspor’un Trabzonspor’u güzel bir oyunla 3-0 yendiği kupa maçında yaşadık. Futbolcular, Liverpoollu futbolcuların zihinsel yapısına sahip olsalardı o maç da 6, 7 veya 8 golle bitebilirdi. Avrupalılar ise Sinan Engin’in dediği gibi atabildiğine atıyor. Yani atak oynamaya devam edip farkı arttırmaya çalışıyorlar.
Bir de BJK açısından başarının bazı mental (zihinsel) engelleri vardı. Mesela “FB maçından dolayı bu maçta iyi oynayamadık. Bizim takım 3 günde bir maç oynayamaz. Kendi kendimize yenildik.” gibi. Bunlar BJK takımının, akıl dışı genelleştirmeleri ve başarı sınırlarına ait beklentilerinden oluşan zihinsel engellerdir. Peki bunlar ve bunlara benzer, performansa olumsuz etki eden pek çok zihinsel engel Sinan Engin, Ertuğrul Sağlam ve takımın psikolojik danışmanı Ramazan Abacı ile aşılabilecek mi? Tabiî ki de hayır! Oftaş maçında da takımın mental performansını gördünüz.
Dolayısıyla Türk futbolcusunun, diğer bütün faktörler bir yana, sırf başlarındaki yönetici, teknik adam ve kulüp menajerlerinden dolayı bir zihinsel oyun antrenörü ile mental antrenman yapmaya ihtiyacı var.
Ersin Afacan / NationalTurk
https://twitter.com/mentaldestek
