Dokuz senede 3 değişik üniversitede bulundum. Gözlemlerime göre üniversiteye girmiş öğrencilerin çok azı okumak, öğrenmek istiyor. Laf olsun diye giriyorlar üniversiteye.
Diplomanın da, hele ki vakıf üniversiteleri diplomalarının da pek işe yaramadığı düşünülecek olursa (İK’cı arkadaşlardan duyuyorum, bu CV’lere bakmıyorlar bile onların yalancısıyım ve üniversite mezunu tonla işsiz olduğunu hepimiz biliyoruz neden zahmet edip her gün okula geliyorlar? Neden anne babaları binlerce lira ödemek zorunda?)
Gerçekten kızmış durumdayım.
Bayram tatili haftaya. Bugün perşembe. Öğrenciler bugünden yola düşme peşinde ve telaşındalar, dersler yapılamıyor. Dört saatlik dersi bir saat yapacağımı ve çok ilginç ve işlerine çok yarayacak bir şey anlatacağımı duyurdum. Çoğunluk geldi. Ama sınıfın içi kahvehaneden farksızdı; gürültü, patırtı, uğultu. yarım saat boğazımı patlattım, “öğretme”ye çabaladım ve bitince “hele şükür” dedim. Yapılandırmacı (constructivist) yaklaşım doğru: öğrenci öğrenmek istemez ise öğretmen hiç bir şey yapamaz!
Geçende de Acun okulumuzdaydı. Çok önemli bir şahsiyet tabii, yaptığı program da öyle. Bunun ders saatleri içinde yapılmasına izin verdikleri için okul yönetimini kınıyorum buradan. Öğrenciler o gün de derse gelmediler. Ama bu öğrecilerin ne kadarı dün 10 Kasım törenindeydi bilmiyorum – ki Orhan Karaveli’nin konuşması olaganüstüydü.
Fakültemize bakıyorum, öğretim üyeleri seçkin, değerli… Ders vermek, anlatmak, öğretmek için ölüyorlar. Ama öğrenciler OKUMAK, ÖĞRENMEK, gerçekten OKUMAK gerçekten ÖĞRENMEK istemiyorlar. Acun, bayram vb dışında bir de “hocaaaaam bugün ders yapmayalım diyenler var…. bunlar ya sınıfça derse gelmiyor ya da gelince bunu söylüyorlar (bana olmadı çok şükür) ve hoca ders yapamıyor, o hafta da atlanmış oluyor….. Bu öğrenciler gelmesinler Üniversiteye. Girmesinler, sıra işgal etmesinler. Gerçekten okumak, öğrenmek, gelişmek isteyenler girsinler, girmeliler.
İnsan cidden kızıyor ve bu ilgisiz gençlerle bu ülkenin nereye gidebileceğini merak ediyor:(
Filiz Eyüboğlu
