GündemManşetPolitikaSon DakikaTürkiye

Aykut Erdoğdu yazdı! Türkiye’de kömür vurgunu böyle başladı

Maldivler Kutlu Olsun

Soma son durum

CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, Türkiye’de maden ocaklarının özelleştirilmesiyle başlayan büyük vurgunu BirGün gazetesi için kaleme aldı.

Aykut Erdoğdu’nun yazısı;

Meslek hayatımın önemli bir kısmı Enerji yolsuzluklarıyla mücadele ederek geçti. Çok baskı gördüm. Çok yalnız kaldım. Bu zor günlerde beni ayakta tutan Grup Yorum’un Madenciden türküsü/ağıtıydı. Bu yazıyı yazdığım sırada da yol arkadaşım Grup Yorum.

Karınca kaderince enerji yolsuzluklarıyla ilgili bütün mücadelemi maden işçilerine adıyorum. Maden cinayetlerinde şehit edilen işçi kardeşlerimin aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. Bugünlerde Milas ve Yatağan’da direnen maden işçilerini selamlıyorum. Ve yine söylüyorum: yazdıklarımın hepsi belgeli.

Yolsuzluk silsilesi, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) tarafından bazı madenlerin 2002 yılında kapatılmasıyla başladı. Kapatma gerekçesine dayanak olarak bu madenlerin kalitesiz (isli, küllü, nemli, düşük kalorili) kömür ürettiği yönündeki “ısmarlama” raporlar gösterildi.

Kapatılan madenlerden biri olan ve Çorum/Alpagut’ta bulunan Dodurga Kömür Madeni rödövans usulü kiralama ihalesine çıkarıldı. Bu usûle göre yapılan ihalede madeni kiralamak isteyen firmalar üretecekleri her ton kömür başına TKİ’ye pay vermek üzere ihaleye girdi. Kiralanacak madende iki kömür sahası bulunuyordu. Bunlardan birincisi kömürün yer altında olduğu kapalı saha. Yani kömürün daha pahalıya çıkarıldığı saha. İkincisi ise kömür üzerindeki toprağın temizlendiği (dekapajlı) saha, yani açık saha. Kömürün üretim maliyeti, ihale aşamasında firmaların teklif edeceği rakamı doğrudan etkiliyordu.

Toprak altından kömürü çıkarmak daha maliyetli olduğundan ihaleye giren firmaların tercihi açık sahayı almaktı. Oysa ki TKİ, toprak altında kalan kömür ekonomiye kazandırılsın diye açık sahayı ihale etmiyor, sadece kapalı sahayı ihale ediyordu. Kapalı sahadan kömür çıkarmak için önce sahanın toprağının temizlenmesi gerekiyordu. Bu maliyeti artıran bir unsur olduğundan firmaların açık sahaya nazaran kapalı saha için daha düşük bir “ton başına ücret” teklif edilmesi demekti.

İhaleye katılan firmalar ihale salonunda “açık sahanın ihaleye dahil olup olmadığını” sordu. İhale Komisyonu açık kömür sahasının ihaleye dahil olmadığını belirtti ve bu görüşmeler zabıtlara geçti. Aday firmalar cevaptan tatmin olmamış olacak ki bu defa aynı soruyu yazılı olarak sordu. TKİ “açık sahanın ihaleye dahil olmadığını” bir kez de yazılı olarak teyit etti.

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Açık saha ihaleye dahil olmadığı ve kapalı sahada kömür üretmek pahalı bir iş olduğundan, ihale ton başına 13,61 TL ile “yandaş” bir şirkete verildi. Yani bu şirket, kapalı sahada ürettiği her bir ton kömür için devlete 13,61 TL para ödemeyi kabul ederek ihaleyi kazandı.

İhaleyi alan şirket bir süre sonra ihaleye dahil olmayan, yani kendisine devredilmemiş olan açık kömür sahasında üretim yapmayı talep etti. Çünkü açık sahada üretim yapmak ihaleyle aldığı kapalı sahaya göre çok daha kârlıydı. Ama ihaleyle aldığı kömür sahası açık olan değil, kapalı olan sahaydı. Dolayısı ile TKİ bu talebi kesin bir dille reddetti. Açık saha ihaleye dahil edilecek olsa şirketin devlete ödeyeceği paranın ton başına 13,61 TL değil, bunun 2-3 katı olması gerekiyordu.

Ancak şirketin önceleri reddedilen talebi ani bir karar değişikliğiyle TKİ tarafından kabul edildi. Böylece şirket, ucuz olan kapalı saha fiyatına pahalı olan açık sahayı da ele geçirmiş oldu. Milyonlarca ton kömürün bulunduğu madende vurgunun boyutunu varın siz hesaplayın.

Bu durum, ihale sonrasında şartların şirket lehine – kamu aleyhine değiştirilmesi sebebi ile Türk Ceza Kanunu’na göre suçtu. TKİ’nin hesap ve işlemlerini her yıl düzenli olarak denetleyen Sayıştay Denetçileri bu konuda bir Özel İnceleme Raporu düzenledi. Özel İnceleme Raporu’nda da yolsuzluk yapıldığı ve devletin yüz milyonlarca lira zarar ettirildiği belirtildi.

Enerji Bakanlığı suçu aklayan rapor düzenleyince Sayıştay ile Enerji Bakanlığı arasında ihtilaf ortaya çıktı ve konu Başbakanlık Teftiş Kurulu’na intikâl etti. Başbakanlık Teftiş Kurulu, yaptığı incelemenin ardından düzenlediği raporla bu açık suçu akladı ancak ileride doğabilecek bir sorumluluktan çekindiği için de “bir kez de Başsavcılık incelesin” diyerek topu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na attı.

Aslında suç çok açıktı. Çünkü bir yandan ihaleye dahil olmayan bir kömür sahası, ihale sonuçlandıktan sonra ihaleye dahil ediliyor ve devlet kasten zarar ettiriliyor, diğer yandan ihaleye katılan diğer firmalara haksızlık yapılırken, ihaleyi alan şirkete ise çok büyük haksız kazanç sağlanıyordu.

Sonrasında daha da ilginç gelişmeler yaşandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Kamu İhale Kurumu’nun konuyla hiçbir ilgisi olmayan, içeriğini hiç kimsenin bilmediği, sanki işlemlere onay veriyormuş havası yaratılan bir yazısıyla birlikte tartışmalı bir bilirkişi raporuna dayanarak ve olaylarda “kamu yararı” olduğu gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Yani savcı kovuşturmaya yer olmadığına kanaat getirdi.

Başsavcılığın takipsizlik kararına dayanak teşkil eden Kamu İhale Kurumu yazısının konuyla uzaktan yakından bir ilgisinin olmadığı sonradan anlaşıldı. Takipsizlik kararı verilmesine neden olan yazının ihale harçlarına ilişkin bir yazı olduğu daha sonra ortaya çıktı. Belgelerle sabit olan bu açık “ihaleye fesat karıştırma suçunun” düzmece rapor ve uydurma belgelerle takipsizliğe uğraması yüzünden devlet yüz milyonlarca lira zarar etti. Savcılık Makamı da “yeni deliller var, tekrar incelemem gerek, takipsizliği kaldırıyorum” diyemedi. Sorumlular ise hiçbir bedel ödemedi. Şimdilik kaydıyla…

Konserler

NationalTurk

NationalTurk Haber Merkezi, En Son Haberleri Gündemi, Spor Haberlerini, Ekonomi, Seyahat, Magazin, Politika ve Son Dakika Haberlerini en doğru ve objektif şekilde size ulaştırır.NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu