AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış Gezi Parkı olaylarıyla yaptığı açıklamalarda Türkiye’de adam gibi muhalefetin olmadığını iddia etti. CHP’li Umut Oran ise Bağış’a sert bir yanıt verdi.

BBC’nin Orta Doğu editörü Jeremy Bowen’a konuşan Egemen Bağış, “Eğer bu hükümetin görevden çekilmesi isteniyorsa bunun seçim sandıklarında gerçekleşmesi gerekir. Ülkemizde demokrasi var ve kamuoyunun fikirleri önemli. BBC ve uluslar arası medyanın olayları ele alış biçiminden rahatsızız. BBC’nin yayınları eylemleri cesaretlendirici nitelikte ve vandalizme dönüştürmek isteyenler tarafından istismar ediliyor.Bu büyük bir provokasyon. İstanbul’un merkezindeki bir parkta ağaçları korumak için başlayan içten ve barışçıl bir gösteri olarak başladı. Ama polis biber gazını yanlış kullandı. Ama soruşturma başlattık, gerilimin artmasında sorumluluğu olanları arıyoruz” dedi.

Polisin aşırı güç kullanması için ‘emrin hükümet gelip gelmediğini’ soran Jeremy Bowen’a, Egemen Bağış “Emrin nereden geldiğini araştırıyoruz. Soruşturma sonucuyla ilgili rapor elime ulaşmadan ne olduğunu söyleyemem. Rapor geldiğinde inceleyeceğiz ve harekete geçeceğiz” yanıtını verdi.

Türkiye’de adam gibi muhalefet yok

Öte yandan Egemen Bağış İzmir Valisi Mustafa Toprak ile yaptığı görüşmenin öncesinde yaptığı açıklamada Türkiye’nin muhalefete ihtiyacı olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Türkiye’de adam gibi muhalefet olmadığı ortaya çıkmıştır. Adam gibi bir muhalefet olsaydı gerginlikler bu noktaya ulaşmazdı. Vatandaşlarımız kendi muhalif duygularını, hislerini yansıtacak siyasi partiyi göremediği için belki gerginlik bu noktaya geldi. Bu eylemci kardeşlerimizin de bir parti kurmalarının demokrasiyi yükselteceğine inanıyorum.”

CHP’li Umut Oran’dan jet yanıt: AKP adam gibi iktidar olsaydı bunlar yaşanmazdı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, AB Bakanı Egemen Bağış’ın açıklamalarına yanıt verdi.

Umut Oran, “Türkiye’yi 10 senedir yöneten AKP adam gibi demokrat bir parti olsaydı, sözde değil özde demokrasiye inansaydı, kendi insanlarına baskı uygulamak yerine çok sesliliği kabul etseydi, bütün yaşama biçimlerine saldırmak yerine hepsinin haklarını korumaya çalışsaydı, kendi vatandaşlarına çapulcu, ayyaş, alkolik, tinerci demek yerine herkesi kucaklasaydı, her olayda muhalefet etmek yerine öz eleştiri mekanizmalarını çalıştırsaydı, parti yönetimini ve Türkiye’yi diktatör bir anlayışa teslim etmek yerine, çok sesliliği kabul etseydi, seçim barajlarını düşürseydi, seçim sistemin değiştirseydi, adil yargılanma hakkını tanısaydı zaten Türkiye bu olayları da yaşamazdı” dedi.