GündemHaftanın YorumuManşetMedyaTürkiye

Fazıl Say Yılmaz Özdil ‘i fena vurdu! “Tek haneli IQ bir yere kadar”

Maldivler Kutlu Olsun

fazıl say1Arabesk müziği sevenleri vatan haini olarak niteleyen Fazıl Say, kendisi hakkında yazı yazan Yılmaz Özdil’i topa tuttu. / Fazıl Say Yılmaz Özdil ‘i fena vurdu! ‘Tek haneli IQ bir yere kadar’

Ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say Yılmaz Özdil hakkında Facebook’taki hesabında şunları yazdı:

“mişın impasibıl” mış, “Mozart sidisi”ymiş “Anjelina coli”ymiş…
Buna otomatik reaksiyonlarla gülmek zorundaymışız.. çok komik.. hahahahahah… değil mi?
Bu tek haneli i q bir yere kadar.
29 Ekim kahramanlık yazıları?
İzmirlilik bimlelesi?
10 Kasım?
Atatürk?
Hadi canım sende…”Yeni -Doğan-Medya -maaşı” ne kadar izin verirse, o kadar..O kadar
çağdaşlık
.. O kadar gerçelik…
Asla elini taşın altına sokmadan yazılan yazılar, asla fikir üretemeden, asla kontrevers olamayan, karşıt olamayan, asla bir yandaş medya yazarından farklı olmayarak, iktidarı eleştirdiği konularda “süt fiyatı arttı- tarımcılık kötü oldu- esnaf zor durumda-Maykıl Daglıs- Bred Pit- Alman konsolosuna mektup- Fransa bize vize vermedi vesaires-ben arabeskimi dinlerim arkadaş “ve vesairesi ve ve vesairesini aşamayan, asla gerçek sorunlarla mücadele etmeyen, dolayısıyle hiç bir tehlike taşımayan, “büyük(!) yazar” güzel hayatında (tesadüfen gişe yapmak isteyen 3-5 tiyatrocunun köşe yazılarından derlediği ) bizlerin adına sanat diyemiyeceği oyunun-sözde yaratıcısı olan, ve böyle bir yalanı yutmamızı isteyen….
Olmaz o…
Burası 127.000 kişinin okuduğu bir facebook grubudur.Burdan da bir şey denir…
Ben 3 ay önce bıraktım kendisini okumayı.. Sıkıldım. Sıkıldım “Maykıl Daglıs’tan ve “Kevin Kastnır”dan..
Benim dostlarımın çoğu bir yıl önce sıkılmıştı…
Sıkıldık biz senden Yılmaz..
“Toparla” filan da diyemiyeceğim… Toparlayacak adama toparla deriz de, senin denizin 30 santim sığ sular, sana diyemeyiz…
maaşını güzel güzel al…. Arabeskini güzel güzel dinle burdan sana başka bir deneyim gelmeyecek.. Mektubumu da iyi oku…”

Yılmaz Özdil Fazıl Say hakkında şunları yazmıştı:

Vatan hainiyim

Fazıl Say’a göre…
Vatan hainiyim.
Neyse ki, hafifletici sebebim var.
Hatasız kul olmaz!

*

Aslına bakarsanız, köyden kente göç seneleri filan değil, 1993’tür bu meselenin kökeni… ABD müzik piyasasının, ürün pazarını büyütmek isteyen devleri, mamayı bastırdı, Kaliforniya Üniversitesi’nin mamayı kapan uyanık akademisyenleri, sipariş bi araştırma patlattı. Bilim dergisi Nature’da bile yayınlanan bu araştırmaya göre, Mozart etkisi diye bi şey vardı, Mozart dinlemek zekâ açıyordu, Mozart dinleyenler, Mozart dinlemeyenlere oranla, zekâ testlerinde daha başarılı oluyorlardı.

*

Netice?
O güne kadar tek tük giden Mozart siidi’leri kapış kapış satılmaya başlandı. Pazar genişlemişti. Ahali, yeni doğan bebeklere Mozart dinletiyordu, ki, büyüyünce Einstein olsun… Hadi bakalım, bi başka araştırma patlatıldı, seralarda, bitkilere Beethoven, Bach, Vivaldi dinletilince, neredeyse iki misli büyüdükleri, renklerinin daha canlı olduğu öne sürüldü. Bebek, çiçek derken, hastalara girildi… Klasik müziğin, Alzheimer ve prostat tedavisinde faydalı olduğu, abartmıyorum, sivilce’ye bile iyi geldiği öne sürüldü. İnek’lere tavuk’lara dinletip, daha fazla süt, yumurta alındığı, manşet haber yapılıyordu.

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

*

Gel zaman git zaman… “Abi, bu Mozart denilen arkadaş doğma büyüme Avusturyalı ama, şu Bill Gates’le Steve Jobs niye Amerikalı?” diye merak eden Viyana Üniversitesi… Mozart etkisi’ni tekrar araştırdı. Hem de uyanık Kaliforniya Üniversitesi gibi, sadece 36 öğrenciyle dümenden test yaparak değil, 40 farklı ülkenin psikoloji fakülteleriyle birlikte araştırdı. Vardığı sonuç, Mozart etkisi palavra’ydı!

*

Mozart’ın, klasik müziğin, zekâ’ya katkısına dair en ufak bi kanıt yoktu. Zekâ gelişimi denilen kavram, ancak, dil’le, konuşarak, karşılıklı ilişki kurarak, karşındakini dinleyerek, çocukken oyun oynayarak, eğitilerek, kitap karıştırarak mümkündü. Müzik, türü her ne olursa olsun, ruhun gıdasıydı, hepsi buydu… Bilimsel olarak etkisi kanıtlanan tek gerçek veri vardı: Herhangi bi müzik türünün insana zarar vermediği kesindi!

*

Ve, doğrusunu isterseniz, Viyana Üniversitesi’nin bu kadar yorulmasına hiç gerek yoktu. Onlar psikolojik pazarlama’nın maskesini düşürmek için 40 farklı ülkede dolaşırken… Amerikalı birgazeteci, The Washington Post yazarı Gene Weingarten, Viyana Üniversitesi’nden üç sene önce, 2007’de, sıradan bi metro istasyonunda, sosyolojik pazarlama’nın maskesini çoktan düşürmüştü.

*

Beyzbol şapkalı bi kemancı’yı, kolundan tutup, metro istasyonuna götürdü, geçti şöyle bi kenara, olan biteni seyretti, not aldı. Kemancı, Bach’tan parçalar çalıyordu. Önünden 1097 kişi geçti, sadece yedi kişi durakladı, duraklayanlar da birer ikişer dakika dinleyip, gitti. 45 dakikalık konserin sonunda, bahşiş için açtığı mendili topladı, üç-beş cent’lerle, 32 dolar birikmişti. Tuttu gene kolundan kemancı’yı, taksiye bindirdi, Washington’ın en ünlü konser salonuna götürdü. Biletlerin en ucuzu 100 dolardı, tıklım tıklımdı. Çünkü, o kemancı… Grammy ödüllü Joshua Bell’di. Kemanı da, 300 senelik, 3.5 milyon dolar değerinde, Stradivarius’tu. İmaj böyle bi şeydi. Ne olduğu değil, nasıl sunulduğuydu.

*

Onlar erdi muradına.
Gazeteci çıktı kerevetine.
Klasik müzik dinleyerek ne kadar zeki olduğunu düşünen topluma… Sana neyi, ne kadar, nerede ve nasıl verirlerse, anca o kadar zekisin diyerek, Pulitzer Ödülü aldı.

*

Ha mesele zekâ değil, kaliteyse…

*

Bir kol öne.
Parmaklar ileriye.
Bir bacak geriye.
E haliyle… Birinin çıkıp “bale”nin temel duruş pozisyonuna neden “arabesk” dendiğini izah etmesi lazım bana.
Yoksa, batsın bu dünya!

 

Konserler

NationalTurk

NationalTurk Haber Merkezi, En Son Haberleri Gündemi, Spor Haberlerini, Ekonomi, Seyahat, Magazin, Politika ve Son Dakika Haberlerini en doğru ve objektif şekilde size ulaştırır.NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu