Sportif alanda zihinsel performans antrenörlüğü yapan NationalTurk yorumcusu Ersin Afacan’ın, ‘Futbolda Yabancı Sınırlaması’ başlıklı yazısı;

Öncelikle yazıma, yabancı futbolcuya karşı olduğumu ve yabancı futbolcu oynatmanın zorlaştırılması taraftarı olduğumu belirterek başlamak istiyorum.

TFF, geçtiğimiz günlerde, 2013–2014 sezonunda süper ligde kulüplerin en fazla 10 yabancı futbolcuyu tescil ettirebileceğini ve 18 kişilik isim listesine bu futbolculardan en fazla 6’sını yazıp müsabakalarda oynatabileceğini ve ayrıca 2014–2015 sezonunda ise en fazla 8 yabancı futbolcuyu tescil ettirebileceklerini ve 18 kişilik isim listesine bu futbolculardan en fazla 5’ini yazıp müsabakalarda oynatabileceklerini açıkladı.

Süper ligde yabancı sayısını düşüren bu kararlara bazı kulüplerin başkan ve yöneticileri ile futbolun içindeki bazı insanlar itiraz etti. Ben bu itiraz eden insanlar ile PTT 1.Lig’de bile yabancı transferine izin veren zihniyete, Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK)’dan bazı bilgiler göstermek istiyorum. 2012 yılına göre nüfusumuz 75.627.384 kişidir. 0-14 yaş grubundaki erkek nüfusu ise 9.678.382 kişidir. Futbol altyapısının oluşturulduğu 8-14 yaş arasında da ortalama 5 milyon erkek nüfusumuz vardır. Dolayısıyla 5 milyon potansiyel futbolcu adayı erkek nüfustan ülke çapında üst düzey 500, Avrupa çapında 50 ve Dünya çapında 5 tane futbolcu yetiştiremiyorsak vay halimize!

Bir zihinsel performans antrenörü olarak süper ligde ve PTT 1.Lig’de yabancı futbolcularla çalıştım ve yabancı futbolcuların çoğunu hem futbolculuk hem de özel yaşantı olarak takip ediyorum. Süper lig ve 1.Lig maçlarını seyrediyorum ve diyebilirim ki yabancıların çoğunun yerine rahatlıkla Türk futbolcular oynar. Hele PTT 1.Lig’inde yabancıya kesinlikle karşıyım. Çünkü yabancılara verilen paralar sonuçta ülkemizin milli serveti. Paralarımız gereksiz şekilde yurt dışına çıkıyor.

“Kulüplerimizin Avrupa’da başarılı olabilmesi için yabancı sınırlandırılması kalkmalıdır” diyenler “Türk futbolcusu ile Avrupa’da başarılı olunamaz” anlayışına sahiptir. Halbuki Türk futbolu en parlak skorlarını Türk oyuncularının çoğunlukta olduğu takımlarla kazandı. Örneğin 1988’de Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nda yarı final oynayan ve 2000’de UEFA Kupasını kazanan Galatasaray’da yerli oyuncular hakimdi. Bu nedenle Türk futbolcularını aşağılayan bu zihniyeti kınıyorum. Her zaman Türk futbolcusunun yanındayım.

Zaten bırakın 1.sınıf olmayı 2. ve hatta 3.sınıf yabancı futbolcular ülkemize getiriliyor. Ayrıca devşirme yöntemine ve Türk vatandaşı yapılan yabancılara da karşıyım. Her şey Türk futbolu ve Türk futbolcusu için olmalı. Elin bilgisi ve görgüsü düşük, futbol yeteneği ve becerisi sınırlı yabancısı gelip kral muamelesi görüyor. Evi, arabası ve eşyaları temin edilip üst düzey ilgi ile şımartılıyor. Fakat Türk futbolcusuna aynı muamele yapılmıyor. Tabii ki son dönemlerde ülkemize gelen Hagi, Anelka, Alex, Guti, Gekas ve Drogba gibi yabancıları bu ifadeler dışında tutuyorum. Çünkü bu tip futbolcular, sadece oyunlarıyla değil kariyer ve karakterleriyle de iz bırakıyorlar.

Ayrıca Avrupa’da ciddi şekilde mücadele eden GS ve FB var. Bu 2 kulübü memnun etmek için Türk futbolcusuna zarar vermek ve aşağılamak çok yanlış. Ülkemizdeki hakim anlayışa ve eşitsiz rekabet ortamına göre bir Anadolu takımının şampiyon olması mucize iken mesela Gaziantepspor takımının oyuncularının hepsi yabancı olsa ne olacak? Yabancı sınırlamasının kalkması için çaba gösterenler hangi çıkarlar peşinde koşuyor bilmiyorum ama biraz da 3.Lig’deki yaş sınırlamasını gündeme getirseler de Türk futboluna ve futbolcusuna katkı sağlasalar!

Sözün özü şu ki ülke futbolunu yönetenler, yabancı futbolcu konusunda baskılara boyun eğmemelidir. Yabancı hayranlığı içindeki insanlara kalsa süper ligde yerli oyuncu sınırlaması getirilmeli ve hatta Türk oyuncu oynatılmamalıdır. Dolayısıyla biz, 8-14 yaş arasındaki 5 milyon erkek nüfustan Avrupa standartlarında elit futbolcu yetiştirebilme çabasında içinde olmalı ve ülke genelindeki alt yapı palavrasına çeki düzen vermeliyiz. Çünkü futbolda ilerlemeyi, parayı verip yabancı oyuncu getirmekle değil dünya çapında kaliteli oyuncular yetiştirip bunların 1.sınıf futbol ülkelerinde oynamalarını sağlamakla gerçekleştirebiliriz. Yoksa son zamanlarda bizim için söylenen “Avrupa’nın Dubai’si” etiketinden kurtulamayız ve futbolumuz gittikçe geriler.

Ersin Afacan / NationalTurk