İspanya‘da ana muhalefet olmasına rağmen son seçimde büyük bir oy kaybına uğrayan Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) üyeleri, partinin geçirdiği ciddi değişim kapsamında yeni lider olarak Pedro Sanchez’i seçti.
Mayıs sonundaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinden İspanya genelinde ikinci büyük parti olarak çıkmasına rağmen tarihindeki en kötü seçim sonucunu alan ve ciddi oy kaybı yaşayan partide, değişime liderlik edecek isim Pedro Sanchez olarak belirlendi.
Alfredo Perez Rubalcaba’nın parti genel sekreterliğini ve liderliğini bırakacağını açıklamasının ardından PSOE içinde genel sekreterliğe aday üç isim için pazar günü parti üyeleri sandık başına gitti. Pedro Sanchez, Eduardo Madina ve Jose Antonio Perez Tapias arasında geçen seçimi, oyların yaklaşık yüzde 48,69’unu alan 42 yaşındaki Madrid milletvekili Sanchez kazandı. Sanchez’in genel sekreterliği 26-27 Temmuz tarihlerinde yapılacak PSOE olağanüstü genel kurul toplantısında resmileşecek.
Genel sekreter seçilen Sanchez, diğer iki lider adayı Madina ve Tapias ile basının ve partililerin karşısına çıkarak, birlik ve değişim mesajı verdi. PSOE’nin içinde bulunduğu krizden çıkması için “tabandan bir değişime ihtiyacı olduğunu” savunan Sanchez, “Üyelerin istediği gibi daha çok sol görüşlü, laik, gerçekçi, yapıcı projelerle iktidara talip olacaklarını” söyledi. Sanchez, “Bugün itibariyle PSOE’de ve İspanya’da değişim başlamıştır. Mariano Rajoy’un başbakan olarak sonunun başlangıcı bugündür” dedi.
Sanchez, İspanya’nın en önemli sorunlarından biri olan Katalonya krizi ile ilgili bu zamana kadar yaptığı açıklamalarda, İspanya’nın toprak bütünlüğüne vurgu yapsa da özerk yönetimlerin haklarının genişletilip federal bir yapıya dönüşümü savundu.
Kuruluşu 1879 yılına dayanan PSOE, İspanya’nın demokrasi tarihinde diktatör Franco sonrasında Felipe Gonzalez başbakanlığında 1982-1996, Jose Luis Rodriguez Zapatero başbakanlığında da 2004-2011 yılları arasında iktidarda bulundu. 2011 Aralık ayında yapılan son genel seçimleri kazanan muhafazakar sağ görüşlü Halk Partisi (PP) ise parlamentoda elde ettiği çoğunlukla tek başına iktidar olurken, ekonomik krize rağmen anket sonuçlarında İspanya’daki birinci parti olma özelliğini koruyor.
