KADEP lideri Şerafettin Elçi: BDP, CHP ve MHP ile birlikte yenik düştü

Katılımcı ve Demokrasi Partisi (KADEP) Genel Başkanı Şerafettin Elçi, Kürt halkının PKK ve BDP’nin tehdit ve şantajlarına rağmen, büyük bir riski göze alarak sandık başına gittiğini söyledi.

Referandumda boykot kararı alarak ‘hayırcı’ safta yer alan BDP’nin, kendi kitlesini bile kontrol edemeyerek Kürtlerden büyük darbe yediğine dikkat çeken Elçi, “Kürtlerin genel temayülü evet’ti. Ama BDP, birilerinin talimatı ile hayırcıların yanında yer alarak, vesayetçi ve statükocuların değirmenine su taşıdı. Kürtler bunu gördü ve gerekli dersi verdi. Kürtlerle bütünleşme şansı yakalayan BDP, bir taraftan bu fırsatı tepti, diğer yandan gelecekteki seçimler için de büyük dezavantajlı duruma girerek karizmasını çizdirdi.” dedi.

CİHAN muhabirine konuşan tecrübeli Kürt siyasetçi KADEK lideri Elçi, referandum sonuçlarının her anlamda Türkiye için çok hayırlı sonuçlar doğurduğunu söyledi. Herkesin ders alabileceği bir tablonun ortaya çıktığını ifade eden Elçi, “Referandum sürecinde bir tarafta statükocu blok, diğer yandan gerçek insan hakları, hukukun üstünlüğünü içeren gerçek bir demokrasiyi savunan blokun mücadelesi şeklinde geçti. Demokrasiden yana olanlar açık bir şekilde öne geçti. Bu, son derece hayırlı bir sonuç oldu. Pek çok sıkıntının çözüm yolu şansını yöneticilere veriyor.” diye konuştu.

Başbakan’ın sorumluluğunun arttığını kaydeden Elçi, şöyle konuştu: “İlk başta ‘yetmez ama evet’ sloganı ile destek verdi kitle. Daha sonra ‘evet ama yetmez’ diyerek sahip çıktı. Halk, bununla ‘anayasa değişikliğini onaylıyoruz, elini güçlendiriyoruz ama bu anayasa ile beklentilerimizin yerine gelmesi ve hukukun egemen olduğu, insan haklarının güvence altına alındığı belirli kurumların kutsandığı ve korunduğu değil, bireyin korunduğu ve merkez alındığı toplumsal çoğulculuğa uygun ve çoğulcu demokrasiye imkan tanıyan anayasaya ihtiyaç var’ demek istedi. Yani şartlı bir destek verdi. Başbakanın eli güçlendi. Siyasi atmosfer şimdi yeni ve modern bir anayasa için çok daha müsait. Bu halk, en sıkıştığı dönemde sahip çıktı ona. Başbakan bunu unutmamalı. Oligarşik güçlere karşı o halka dayandı. Buna şükran borcu var.”

“BDP HALKIN DEĞİL, STATÜKONUN YANINDA YER ALDI”

Elçi, referandumda Doğu ve Güneydoğu’da ortaya çıkan tabloyu değerlendirirken, BDP’nin Anayasa değişikliği konusundaki tavrını eleştirdi. “BDP’nin tavrı, ne temsil ettiğini iddia ettiği Kürt halkına ne de Türkiye toplumuna hiçbir fayda getirmeyen bir tutumdu.” diyen Elçi, “Bu tutum, hayırcıların yani statükocu kesimlerin değirmenine su taşıyan bir tutumdu. Oysa bu statükodan en büyük zarar gören kesim Kürtlerdi. Kürtler, bu mücadelede ‘evet’ saflarında yer alarak kendisine bayraktarlığını yapmalı ve bu şerefi paylaşmalıydı. Maalesef kendi özgür iradeleri ile hareket edemedikleri için üst düzey yöneticilerinin bir kısmı da bunun farkındaydı. Ama elleri mahkumdu. Çünkü Abdullah Öcalan boykot talimatı vermişti.” dedi.

“BDP, KİTLESİNİ BİLE KONTROL EDEMEDİ”

Elçi, Kürt halkının büyük kısmının BDP’nin ve PKK’nın tehditlerine aldırış etmediğini söyledi. Kürt halkının, iradesinin ipotek altına alınmasına tepki gösterdiğini kaydeden Elçi, BDP’nin kendi kitlesini bile kontrol edemediğini ifade etti. Tehdit ve şantajlara rağmen bölgede katılımın yüksek olduğunu ifade eden Elçi, bunun, BDP için yenilgi olduğunu ifade etti. Elçi, şunları söyledi:

“BDP kendi kitlesini bile koruyamadı. En güçlü olunan bölgede katılım ortalama yüzde 50’nin üzerinde. Diyarbakır’da 2009 seçiminde bile yüzde 81’dir. Sanılmasın ki sandık başına gitmeyenlerin hepsi BDP’nin talimatı doğrultusunda gitmeyenlerdir. Hayır. Hiçbir seçimde ortalama katılım oranı yüzde 80’in üzerine çıkmaz. Hele referandum seçimlere göre daha az katılım ile sonuçlanır. BDP 2009’da yüzde 65 oy almıştı. Bütün arzusu ile katılsa bile katılım Diyarbakır’da yüzde 75’ler civarında olurdu. Bütün kitlesini kontrol edebilseydi katılımın yüzde 15-20’ler civarında olması gerekirdi. Oysa Diyarbakır’da bile yüzde 35 katılım var. Çünkü Kürtlerin genelinin temayülü evetti. Eğer BDP evet safına katılsaydı Kürtlerle bütünleşirdi. Bugüne kadar kendisinden uzak duran Kürt kesimi ile de bütünleşme imkanı elde ederdi. Bu da önümüzdeki seçimde kendilerine büyük bir avantaj sağlardı. Bu fırsatı tamamen tepti. Teptiği gibi kendi seçmenlerinin büyük bir kesimi BDP’ye karşı. Ve önümüzdeki seçimde kendileri için dezavantaj olarak karşılarına çıkacaktır. Çünkü mevcut anayasanın ve düzenin çilesini, karnını çeken bölgedir. Bölge, bunun farkındaydı. Evet safında yer almak istiyordu. Maalesef, didinenler büyük bir riski göze alarak gittiler. Çünkü, çok büyük tehditler yapıldı. Büyük tehlikeleri göze alarak sandık başına gittiler. Ona rağmen oran yine yüzde 50’i aşıyor.”

“KÜRTLER HER TÜRLÜ BASKIDAN RAHATSIZ OLUR”

Elçi, her fırsatta Kürtlerin temsilcisi olduğunu iddia eden BDP’nin, bu konumunun tartışmalı hale geldiğini söyledi. BDP’nin, Kürt sorununun çözümü konusundaki muhataplık fırsatını da kaçırdığına dikkat çeken KADEK lideri, “Eğer BDP evet safında yer alsaydı, büyük payı olurdu. Eli güçlü olurdu. Yeni anayasanın düzenlenmesinde Kürt sorununun çözümünde çok etkili olabilirdi. BDP, bu fırsatı da kaçırmıştır. BDP’nin artık bir etkisi ve ağırlığı da kalmadı. Bir siyasi parti olarak bir şefe bağlı kalıp, bir halkın taleplerini bir kenara iterseniz başkalarının fazla ciddiye alması lazım. Kendini gözden geçirip, kendi iradesi ile hareket eden bir pati görünümü kazanması lazım. Halen bir kitle ona bağlı ama bu yeni dönemde CHP, MHP gibi BDP de yenik düşmüştür.” şeklinde konuştu.

Elçi, “Kürt halkı BDP’ye nasıl bir ders verdi?” sorusuna “Bir çok insan BDP’li olmamasına rağmen belli hassasiyetler nedeniyle ona oy verdi. Şimdi halkın aleyhine olan bir durumda halkın önüne set çekmesi onları bloke etmesi, onların sandığa gitmesini engellemesi o kesimde ciddi burukluk meyanda getirdi.” karşılığını verdi.

“Kürtlerin sorunu özgür olmaktır. Eğer bu özgürlüğünü engelleyen devlet de olsa PKK da olsa BDP de olsa rahatsız olur.” diyen Elçi, “PKK kendine özgürlük hareketi diyor, eğer bir halkın özgürlüğü için çalıştığın iddiasında samimiysen şimdi o halkın iradesini nasıl ipotek alırsın, nasıl gem vurusun? Bu rahatsız eder. Kürt halkı bunu gördü ve gerekli dersi verdi. Bu, önümüzdeki seçimlerde de sandığa yansıyacak.” değerlendirmesini yaptı.