İtalya’daki La Sapienza Üniversitesi’nde Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik süreci tartışıldı.
Türkiye’nin Roma Büyükelçisi Hakkı Akil’in de katıldığı konferansta Büyükelçi,”Biz (süreçte) elimizden geleni yapalım. Norveç örneğinde olduğu gibi seçme şansı Türk halkında olsun” derken, AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Selim Yenel, “Türkiye, AB’de olmadığı için krizde değil deniyor ama belki de AB’de olsaydı, AB’de kriz olmayacaktı” diye konuştu.
Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci, İtalya’nın köklü eğitim kurumlarından La Sapienza Üniversitesi’nde Türkiye’nin Roma Büyükelçiliği ve Uluslararası İşler Enstitüsü (IAI) işbirliğiyle düzenlenen “Türkiye Avrupa’da Nereye Gidiyor-” başlıklı konferansta masaya yatırıldı.
Konferansa, Türkiye’nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Selim Yenel, Roma Büyükelçisi Hakkı Akil, Demokrat Parti Milletvekili Lapo Pistelli, Alman Die Zeit gazetesi yazarlarından Michael Thumann, Fransız Liberation gazetesi yazarlarından Marc Semo, düşünce kuruluşu IAI Başkan Yardımcısı Nathalie Tocci ve La Sapienza Üniversitesi’nden Prof. Luigi Frati katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Büyükelçi Akil, “Türkiye olmadan Avrupa tarihi yazılamaz. Reformlara ve müzakerelere devam etmek önemli. Biz elimizden geleni yapalım. Norveç örneğinde olduğu gibi seçme şansı Türk halkında olsun” dedi. Akil, AB ile Gümrük Birliği’ne rağmen Türkiye’ye vize serbestliğinin sağlanmamasının özellike Türk iş dünyasının önünde teknik bir engel olduğunu söyledi.
“Ailenin parçası değilmişiz gibi hissetmeye başladık”
AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Yenel de, Türkiye’nin AB yolculuğunun 50 senedir sürdüğüne dikkati çekerek, “2004’ten beri AB zirvelerine davet edilmiyoruz. Yemek, toplantılar ve aile fotoğrafına giremiyoruz. Biz bu ailenin parçası değilmişiz gibi hissetmeye başladık. Türkiye, AB’de olmadığı için krizde değil deniyor ama belki de AB’de olsaydı, AB’de kriz olmayacaktı” diye konuştu.
“Müslüman bir Türkiye AB’de olabilir”
İtalya’daki hükümet kurma çalışmaları devam ederken adı zaman zaman dışişleri bakanı adayları arasında geçen Demokrat Parti milletvekili Lapo Pistelli, Türkiye’nin Avrupa için enerji köprüsü olduğunu ifade ederek, “Ben bu birlikteliğin çok faydalı olacağını düşünüyorum. Türkiye’siz hareket edilemez” dedi. Pistelli, çok kültürlü bir AB’ye inanılıyorsa “Müslüman bir Türkiye’nin de AB’de olabileceğini” kaydetti.
“Türkiye’yi istemezler Fas’ı isterler”
Liberation gazetesi Dış Haberler Müdürü Marc Semo, Türkiye ile Fransa arasındaki ilişkilerin ve Türkiye’nin AB yolculuğunun önündeki engellerden birinin Fransa’daki “sözde Ermeni soykırımı” gündemi olduğunu ancak son dönemde Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın bu konuda “ne onaylayan ne de reddeden muğlak bir tavır” takındığını söyledi.
Semo, “Fransızların yüzde 60-70’inin Türkiye’nin AB üyesi olmasına karşı olduğunu” belirterek, “Türkiye’yi, İslam’dan ötürü istemezler ama Fas’ı isterler. Neden- Çünkü Fas, Fransızca konuşuyor yani Fransa tarihinin bir parçasıdır. Coğrafi olarak da yakın ama Türkiye uzak gelir” diye konuştu. Fransız gazeteci, Türkiye’nin bölgedeki konumundan ötürü hareket alanın dar olduğunu, bu nedenle hem AB’ye hem de NATO’ya ihtiyacı olduğunu savunarak, “AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı olduğundan daha fazla, Türkiye’nin AB’ye ihtiyacı var” görüşünü ileri sürdü.
Fransız yazarın bu sözlerine Büyükelçi Yenel, “Kimin kime daha çok ihtiyacının olduğunu önemi yok. Bizim birimize ihtiyacımız var” yanıtını verdi.
Die Zeit gazetesi yazarı Michael Thumann da, Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin “çok iyi olmadığı”na değinerek, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın anlaşmazlığının, Merkel’in son Ankara ziyaretinde Erdoğan ile yaptığı ortak basın toplantısında iki liderin jest ve mimiklerine yansıdığını iddia etti. Thumann, “Her ne kadar liderler birbirlerini sevmeseler de, pragmatik yaklaşabilirlerse birçok şeyin üstesinden gelebilirler” dedi.
