GündemManşetPolitikaTürkiye

Taraf’tan “Balyoz” gibi iddia! Yeni darbe planı doğru mu?

Bali

Taraf Balyoz Manşetiİrticayla Mücadele ve Kafes Eylem Planları’nın ardından Taraf gazetesi, bir darbe planı daha yayımladı. Gazetenin iddialarına göre 5 bin sayfadan oluşan ’Balyoz’ isimli çalışmada birbirinden vahim eylem planları yer alıyor:

Darbe ortamı yaratmak için camilere cuma günü bombalı saldırı yapma, kendi savaş jetimizi düşürerek Türkiye-Yunanistan arasında savaşa neden olma, ’sarıklı, çarşaflı’ gruplar oluşturularak Hava Müzesi’ne saldırılması

Türkiye’yi ardı ardına sarsan darbe planları iddialarına bir yenisi daha eklendi. Taraf gazetesi bu kez de ’Balyoz Güvenlik Harekat Planı’ adında bir darbe planını yayımladı. ’Balyoz’un basılı haliyle toplam beş bin sayfayı aşan belgelerine ve CD’ler halindeki ses kayıtlarına ulaştığını öne süren Taraf’ın iddialarına göre plan, AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılının son aylarında ve 2003 başında TSK içinden bir grup tarafından hazırlandı.

Fırtına ve Örnek de var

Planın fikir babası ise 2004’te emekli olan dönemin Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan’dı. Plan ayrıca dönemin Harp Akademileri Komutanı Hava Orgeneral İbrahim Fırtına’nın ve dönemin Donanma Komutanı Oramiral Özden Örnek’in imzasını taşıyordu.

12 Eylül’ü model aldılar

Yine iddialara göre Balyoz Güvenlik Harekât Planı, Türkiye genelinde sıkıyönetim ilân edilmesi sonrasında yapılacak darbenin icraat yöntemini tarif ediyor ve 12 Eylül’deki Bayrak Harekât Planı’nın 2003 Türkiye’sine uyarlanması esasına dayanıyor. Taraf gazetesinin iddiasına göre Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan, bir toplantıda şu sözleri sarf ediyor:

NationalTurk World Son Dakika

“12 Eylül darbesiyle ülke süt liman hale geldi. Şimdi böyle bir tehdidin ortadan kaldırılması için fazla uğraşa gerek yok. Yani kuvvetleri sağa sola göndermenin… Bana göre yapılacak en kolay hareket tarzı, 12 Eylül gibi bir harekâtın baştan itibaren organize edilmek suretiyle, bir anda söndürülmesine imkan sağlar diye düşünüyorum. Tabii, bunu burada söylemek istemedik ama sonunda bunu vurgulamaya çalışıyoruz.”

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Sıkıyönetim uğruna katliam

Birinci Ordu Plan Semineri öncesinde hazırlanan hareket planları “Türkiye genelinde sıkıyönetim ilan edilmesi” ve “darbe için elverişli koşulların oluşturulması” hedeflerini taşıyor. Bu hedeflerle çok sayıda insanın ölmesine yol açabilecek, ülke genelinde büyük bir tepki ve kaos yaratacak, Türkiye’yi Yunanistan’la savaşa sokabilecek vahim eylemler dizisi öngörülüyor.

İŞTE ‘BALYOZ GÜVENLİK HAREKAT PLANI’NIN AŞAMALARI

‘Fatih ve Beyazıt Camii Cuma günü bombalanacak’

Çarşaf Eylem Planı Harekat Emri’nde Jandarma Yüzbaşı Hüseyin Topuz’un, Sakal Eylem Planı Harekat Emri’nde ise Jandarma Binbaşı Hüseyin Özçoban’ın imzaları var. Her iki eylem planı da, İstanbul’daki camilere saldırı düzenlenmesini öngörüyor.

Çarşaf Planı İstanbul Fatih, Sakal Planı ise Beyazıt Camii’ni hedef alıyor: “Keşif Emniyet Timi tarafından faaliyetten bir hafta ve bir gün önce Cuma namazı vaktinde yapılacak. Hedefte tahrip, cep telefonu düzenekli patlayıcı ile gerçekleştirilecek, patlayıcı madde ayrı bir ekip tarafından hazırlanacak ve faaliyetin icra tarihinden bir gün önce Taarruz Tim komutanı tarafından teslim alınacak ve faaliyet zamanına kadar Tahrip Unsuru tarafından eğitim ve provaları yapılacak. Tahrip düzeneği Cuma namazının farzının kılınmasını müteakip patlatılacak.”

Fatih esnafı yönlendirilecek

Çarşaf ve Sakal eylem planlarının “koordinasyon talimatı” başlıklı bölümlerinde hedef “yaralı sayısını artırmak” olarak kayda geçiriliyor: “Ekip lideri ve ekibi tarafından; Fatih esnafı içerisinde yer alan ve dini grup cemaatlerle faaliyet içerisinde olan şahıslarla irtibat çok dikkatli kurulacak, içeriden yürütülecek propagandanın çerçevesi operasyon öncesi bildirilerek yönlendirilecektir. Faaliyette kullanılacak tahrip düzeneği başka bir ekip tarafından temin edilecek ve üst komutanlığın yapacağı koordine neticesinde, emredilecek yer ve zamanda Tahrip Unsur komutanına teslim edilecektir. Konulacak malzemenin ölümden daha çok yaralanmaya sebep olacak şekilde hazırlanması sağlanacaktır. Cami ve çevrede bulunan kameraların durumu tespit edilecektir. TV’lerde canlı yayına bağlanarak fikir ifade edebilecek olanların tespiti ve yönlendirmesi Ankara’dan yapılacaktır.”

Planın “Komuta ve Muhabere” bölümünde ise şöyle deniyor: “Operasyon esnasında muhabere, emniyetli cep telefonları ile sağlanacaktır. Operasyon timinin cep telefonları evlerinde ve eşlerinde olacaktır. Operasyon günü için kullanılacak cep telefonlarını Keşif Timi temin edip personele dağıtılacaktır. Sadece ihtiyaç olduğu takdirde telefonlar kullanılacaktır. Olayı müteakip cep telefonları kapatılıp Keşif Emniyet Tim K.’na geri teslim edilecektir. Operasyonda kiralık araçlar kullanılacak ve araçlar kiralanırken gerçek isimle kayıt yapılmayacaktır.”

‘Sıkıyönetim ilanı sağlanıncaya kadar faaliyete devam’

“TEK yol sıkıyönetim” şiarını taşıdığı izlenimi veren darbe planında hedef açıkça ortaya konuyor: “Hükümetin sıkıyönetim ilan etmesi sağlanıncaya kadar faaliyetlere aralıksız devam edilecektir. Meclis’in sıkıyönetim ilan etmesi için gerekli oy oranı yakalanamazsa, Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) davetlisi olarak Ankara şehir merkezi üzerinde hava gösterileri yapılacak, TBMM’nin çalıştığı gün ve saatlerde meclis üzerinden çok alçak uçuşlar yapılmak sureti ile TSK’nın varlığı hissettirilecektir. Sıkıyönetim ilan edildikten sonra Ege ve Trakya’da faaliyetler tedricen azaltılacak ve gerilim ihtiyaç nispetinde düşürülecektir. Özellikle İstanbul’daki sivil itaatsizliğe karşı Bandırma, Çorlu Meydanlarında 4’er uçak 24 saat hazırlık durumunda gösteri uçuşu ve gerçek atış yapabilecek şekilde yerde karışık yükle hazır bekletilecek, bu maksatla 162’nci Filo Komutanlığı’nın yarısı Çorlu Meydanı’na intikal ettirilecektir.”

‘Kendi jetimizi düşürelim’

Çok gizli damgasını, Şubat 2003 tarihini ve dönemin Harp Akademileri Komutanı Hava Orgeneral İbrahim Fırtına’nın imzasını taşıyan Oraj Hava Harekat Planı’nda Türkiye ile Yunanistan arasında savaş çıkartılması öngörülüyor. Plana Fransızca’da ‘Fırtına’ anlamına gelen ‘Oraj’ denmesi ise dikkat çekici. Planda, “Emirle Ege uçuşları sırasında Yunan Hava Kuvvetleri’ne ait uçaklar taciz edilerek tahrik edilecek bir çatışma ortamı oluşturulacaktır. Mümkünse bir uçağımızın Yunan Hava Kuvvetleri tarafından düşürülmesi sağlanacak, bu gerçekleşmediği takdirde yeniden teşkilatlandırılan özel filo personelinden bir pilotun uygun zaman ve yerde kolundaki uçağa atış yaparak kendi uçağımızın düşürülmesi sağlanacaktır. Uçağın, Yunan Kuvvetleri tarafından düşürüldüğü yönünde haberler yaptırılarak, AKP Hükümeti’nin acizliği ortaya konulacaktır” deniyor.

Oraj’nın devamında şu ifadeler yer alıyor: “Gerginlik Trakya sınırında da artırılacak, Trakya sınırına yakın bölgelerde devriye görevleri icra edilecek, Deniz Kuvvetleri ile Ege Denizi’nde sürekli müşterek eğitim yapılacaktır. Balıkesir, Bandırma, Çiğli, Çorlu ve Dalaman meydanlarında 24 saat esasına göre yerde uçak bekletilecek, en küçük olaylarda dahi scramble uçakları kaldırılacaktır. 134’üncü Filo Komutanlığı (Türk Yıldızları) iki günde bir sanayi odaları, iş adamları, barolar vb. davetlisi olarak farklı şehirler üzerinde gösteriler yapacak, halkın TSK’ya duyduğu sempati pekiştirilecek, gösteriler sırasında halka ve özellikle de çocuklara hediyeler dağıtılacaktır.”

Şiddete şiddetle karşılık verilecek

Planın devamında şöyle deniyor: “3’üncü ve 8’inci Ana Jet Üs Komutanlıkları başta olmak üzere tüm hava birlikleri nizamiyelerine şeriat isteyen gruplar tarafından saldırılar düzenlenecek, mülki amirlerin izinleri beklenmeden olaylara müdahale edilecek geçici süreler ile hava birlikleri etrafındaki bölgelerde sokaklarda, caddelerde ve çevre yolu ve karayollarında güvenlik bölgeleri oluşturularak denetim sağlanacak, arama yapılacak, şüpheli olduğu gerekçesi ile bazı şahıslar belli süreler alıkonulacaktır. Şiddet gösterenlere şiddetle cevap verilecek gerekli durumlarda silah kullanmaktan çekinilmeyecektir.”

BALYOZ PLANI’NDA ADI GEÇENLER

– Orgeneral İbrahim Fırtına: Dönemin Harp Akademileri Komutanı’ydı. Daha sonra Hava Kuvvetleri Komutanı oldu.

– Oramiral Özden Örnek: Dönemin Donanma Komutanı’ydı. Daha sonra Deniz Kuvvetleri Komutanı oldu.

– Orgeneral Şükrü Sarışık: Harp oyunları oynanırken Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri’ydi. 2007 yılında Ege Ordu Komutanlığı’ndan emekli oldu.

– Korgeneral Nejat Bek: Şu anda 6’ncı Kolordu Komutanı.

– Korgeneral Hayri Güner: 2’nci Kollordu Komutanı.

– Tuğgeneral Süha Tanyeri: Stratejik Araştırmalar ve Etüd Merkezi (SAREM) Başkanı… 2008 yılında emekliye ayrıldı.

– Fikri Karadağ: Ergenekon’un tutuklu sanığı emekli albay… Harp oyunu sırasında Silahlı Kuvvetler Akademisi’nde öğretim üyesiydi…

Hava Müzesi’ne cüppeli baskın

İDDİAYA göre Oraj’ın Türk-Yunan gerilimi senaryosunu iç karışıklığa tahvil etme ve ordu ile “irticacı” tabir edilen kesim arasında çatışma ortamı yaratma amaçlı icra hükümleri, Fatih ve Kadıköy semalarındaki gösterileri de kapsıyor. Bu gösteriler ardından, “cüppeli , sarıklı, çarşaflı” gruplar oluşturularak Hava Müzesi’ne saldırılması planlanıyor: “134’üncü Filo Komutanlığı İstanbul’da birer gün ara ile iki gösteri yapacaktır. İlk gösteri Kadıköy Meydanı üzerinde olacak ve büyük bir kalabalığın katılması sağlanacak İstanbul garnizonu içerisinde bulunan askeri öğrenciler ile er ve erbaşlar sivil kıyafetli olarak gösteriye katılacaktır. İkinci gösteri ise Fatih’te Çarşamba semti üzerinde gerçekleştirilecektir. Gösterinin yapıldığı gece yarısı cüppeli, sarıklı ve çarşaflı gruplar ellerindeki yeşil bayrakları ve molotof kokteylleri ile Hava Müzesi’ni basarak müzedeki uçakları tahrip etmeleri sağlanacaktır.”

‘TSK’da barınamayan Meclis’e girdi’

BALYOZ Planı’nın Çetin Doğan imzalı, bir üst makama yazılmış izlenimi veren sunumda ilginç değerlendirmeler var. TSK’dan atılmış bir vekil eleştiriliyor ve AKP liderliğine yakın ’dost unsurlar’ bulunduğu belirtiliyor. İşte sunumun ayrıntıları:

1 3 Kasım seçimlerinde AKP, % 30 civarında oy almıştır. Ancak son günlerde öne çıkan ümmetçilik faaliyetlerine rağmen, bu oranın tamamının irticayı desteklediği sonucunun çıkarılmasının uygun olmayacağı değerlendirilmektedir. Bunlardan birçoğu daha önceki hükümetlerin icraatsızlığına tepki oyları olup, AKP içinde de harekatımıza, müzahir ve dost gruplar bulunmakta, ihtimaller karşısında yönetici elite yakın durmaktadırlar.

2 Buna rağmen, şimdiye kadar içimizde barınmayanlar meclise taşınmıştır. Bu meydan okuma karşısında kategorili personel pervasızca biraz daha cesaretlenmiş ve kadrolaşma faaliyetlerine hız vermişlerdir. Bu nedenle anılan personelin, sadece Silahlı Kuvvetler içerisinden değil, bütün kamu kurum ve kuruluşlarından derhal uzaklaştırılmaları bir zorunluluk haline gelmiştir.

Ordudan atılan vekil Ramazan Toprak

(VATAN’IN NOTU: Çetin Doğan Paşa’nın bahsettiği kişi, 1997 yılında 75 subay ve astsubayla birlikte TSK’dan ihraç edilen eski askeri savcı ve hakim Ramazan Toprak. 1999 yılında Fazilet Partisi’nden milletvekili seçilen Toprak, 2002’de de AKP’den milletvekili seçilerek Meclis’e girdi ve 2002 seçiminden sonra Milli Savunma Komisyonu Başkanı oldu. Ancak Toprak, 28 Aralık 2002’de yapılan YAŞ toplantısında 7 TSK mensubunun ihraç kararına Başbakan Abdullah Gül’ün muhalefet şerhi koymasının yarattığı gerginliğin ardından komisyon başkanlığından ayrıldı.)

3 Her türlü olumsuz şartlara rağmen cumhuriyeti koruma ve kollamaya yönelik eylem ve planlamalarımız devam etmektedir. Bu kapsamda;

(a) TSK bünyesindeki dost ve müzahir unsurlar dışında kalan, özellikle yüksek rütbeli personelin kontrol altında tutulmasına,

(b) TSK’nın her kademesine müzahir eleman temini konusunda referans uygulamasına (ÇYDD, ADD, Türkiye Gençlik Birliği vb.) devam edilerek azami koordinasyon sağlanmasına,

(d) TSK haricindeki dost unsurlar tarafından yapılacak ekonomik operasyonlar, basın yayın faaliyetleri ve sosyal sorumluluk projelerinin yakından takip edilmesine ve gerektiğinde koordinasyonun sağlanmasına,

(e) Aleyhe yapılan her türlü propaganda ve yasal düzenleme girişimlerinde muhalefet partileri ile koordineli fikir ve eylem birliği içerisinde hareketler sergilenmesine devam edilecektir.

PLAN DÖNEMİNDE DEVLETİN ZİRVESİ

– Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer: 5 Mayıs 2000-28 Ağustos 2007 arası görev yaptı.

– Başbakan Abdullah Gül: AK Parti lideri Erdoğan, 312’nci maddeden mahkumiyeti olduğu için milletvekili seçilemeyince hükümeti kurma görevi Gül’e verildi. 18 Kasım 2002’de hükümetini kurdu. 28 Kasım’da güvenoyu aldı.

– Meclis Başkanı Bülent Arınç: 19 Kasım 2002’de eşi türbanlı olduğu için “inadına adayım” açıklamasıyla gündeme oturan Arınç Meclis Başkanı seçildi.

– Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök: 29 Kasım’da kuvvet komutanlarıyla birlikte Gül’e 20 dakika, Arınç’a ise 3 dakika süren tebrik ziyaretleri yaptı.

– Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: Meclis’e girmesi için 13 Aralık 2002’de Anayasa değişikliği yapıldı. Sezer değişikliği onayladı. 9 Mart 2003’te Siirt’te seçim yapıldı ve Erdoğan milletvekili seçildi. 14 Mart 2003 tarihinde Erdoğan hükümetini kurdu.

– CHP Genel Başkanı Deniz Baykal: “Erdoğan’ın siyasi yasağını kaldırmaya destek vermekle kendimle iftihar ediyorum” açıklaması yaptı.

***

HÜKÜMET TEMKİNLİ

‘Araştırmadan değerlendirme yapamayız’

ANKARA – Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Balyoz Darbe Planı’na ilişkin son derece temkinli bir açıklama yaptı: “Böyle haberler gündeme geliyor, ancak bunun gerçekliği nedir, bunu tam bilmeden, gerekli araştırma yapılmadan ve konuyla ilgili açıklamaların tümünü görmeden bir değerlendirme yapmak yanlış ve eksik olur. Sabırla beklemek bence daha doğru.” Çiçek, “Eylem 2003 tarihini işaret ediyor, bu konuda ne düşünüyorsunuz” sorusu üzerine de “Neticede bir sıfatımız var ve sorumluluk taşıyoruz. Mikrofonlar uzatıldığında ayak üstü bu konularda beyanda bulunmak çok doğru değil. Sadece beyanat vermek değil, vatandaşımız açısından da bilgi kirliliğine sebebiyet verecek açıklamalardan da kaçınmamız lazım” yanıtını verdi.

CHP’Lİ ÖZYÜREK: ‘Belge varsa yargı gereğini yapmalı’

ANKARA – CHP Sözcüsü ve Genel Saymanı Mustafa Özyürek, Taraf gazetesinde yer alan darbe iddialarıyla ilgili “Vahim bir iddia. Doğruysa basında yer alınca savcılar ihbar kabul edip harekete geçecektir. Gerekli inceleme başlatılması gerekir” dedi. “Türk subayının provokasyon olsun diye cami bombalayacağını, cemaati katledeceğini düşünmek mümkün değil” diyen Özyürek şöyle devam etti: “Darbe hazırlığı olduğu iddia edilen belgelerin savcılık yerine basına verilmesi dikkat çekici. TSK yıpratılıyor. Eski, yeni Silahlı Kuvvet mensupları darbeci gibi gösteriliyor. Ancak gerçekten darbe hazırlığı içinde olanlar varsa belgeliyse yargı gereğini yapmalıdır. Anayasa Mahkemesi’nde askerlerin de sivil mahkemelerde yargılanmasına yönelik yasa değişikliği görüşülürken bu iddiaların ortaya atılması da dikkat çekici. Anayasa Mahkemesi etkilenmeye çalışılıyor.”

Konserler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu