Gazeteci Tayfun Talipoğlu, Twitter’da polislere hakaret ettiği gerekçesiyle başlatılan soruşturma kapsamında ifade vermek üzere emniyete gitti.

Tayfun Talipoğlu’na twitter hesabından Gezi olayları sırasında yaptığı bir açıklama nedeniyle soruşturma açılmıştı.  Soruşturmanın İstanbul’da açıldığını belirten Talipoğlu, “Gayrettepe’den arandım. Bilişim Şube’den aradıkları aktardılar. İfade vermem gerektiğini söylediler. Benim aklıma 31 Mayıs veya 1 Haziran sabahı attığım bir tweet geliyor. O sabah, polis, cafelere, kapalı mekanlara gaz atıyordu. Bundan çocuklar da etkilendi. Ben de, bu durumu aktardım ve ‘birisi bu o… çocukluğunu durdursun’ diye yazdım. Burada belli ki birileri üstüne alınmış. Daha sonra bu konuda çok üzerime gelindi. Ben de her seferinde, kastın polis olmadığını, bu kötü durumun olduğunu ifade ettim” demişti.

Tayfun Talipoğlu şunları söyledi: “Benim polislerle ne derdim olabilir. Ben Valisini davet ediyorum gelin bu işi durdurun diye. O tweet için tüm hayat kadınlarından özür diliyorum. Tüm annelerden, polis annelerinden özür diliyorum. Çünkü bana, cinsiyeti ve cinsel içerikli küfür yakışmaz. Ama yine de birileri insanların kafasına, gözüne nişan atarak gaz bombası atsa insan bir küfür eder, şimdi bireysel bir küfür ararsın orada.

Ama anneleri falan hedef almak yakışmadı. Benim tarzım değildi. Ama işte, can havliyle insan onları söyleyebiliyor. Bence bu küfürlerin değişmesi lazım. Küfürlerde ailenin katılmaması lazım. Aynı şeylere maruz kalsam yine aynı şeyleri yaparım. Başka küfür bulurum. Orada dikkat edilirse, O… çocukluğuna diyorum. O. Çocukları demiyorum. Bunu hangi işgüzar O. Çocukları olarak yaptı. Bu çocuklara ben ne diyebilirim. Hepsi benim canlarım ciğerlerim. Birisi bunlara saldır diyor, saldırıyor. Vur diyorlar vuruyor.

Bu çocukların Yozgat Polis Okulu’nda 3 ay önce derslerine gitmiş adamdım. 3 ay sonra buraya geldiler. Ben o kafedeydim. Halep Pasajı, Atlas Pasajı’nın bombalandığı gündü. İçeride İngiliz çocuklar filan da vardı. Çocuklar kusmaya başladılar. İşin içine çocuk girdiği zaman ben deliriyorum arkadaşlar. Mesele budur. Küçücük çocukların olduğu yere bunu yaparsanız olmaz. Bu yanlış bir iş. Üzücüdür ama kimseyi şahsi hedef almadım. Sadece “durdurun bu o çocukluğunu” yazdım. Tekrar tekrar söylüyorum. Sözümün arkasındayım. Birileri yine birilerinin kafasına nişan alarak bir şey atıyorsa bunu söylerim. Nasıl polis, kendisine taş gelince küfredebiliyorsa, insanlar küfreder ama küfrün niteliği yanlıştı.

Tayfun Talipoğlu, yaklaşık bir saat ifade verdi ve emniyetten ayrıldı. Talipoğlu, emniyetten çıkışında yaptığı açıklamada, “Sadece bir değil başka tweetler de varmış. Aşağı yukarı teker teker ne zaman nereden atıldığını konuştuk. Bunların hiçbirinden o anlamda ben atmadım demem hepsini ben attım. Şuna bi kere çok üzüldüm. Bütün teşkilatın bunu üstüne alınmasına üzüldüm. Birisi gazetecilere de sövebilir ama ben üstüme alınmam kaldı ki bir polise sövülmüş bir şey yok. Bir vakayı olayı tespit ettik. Hani durdurun bu seli bu akışı gibi şeklindeydi. Fakat yine de tekrar tekrar söylüyorum ben attığım bu tweetlerden asla pişman değilim. Küfür bana yakışmazdı üstelik anneyi içine katan küfür bana yakışmazdı. Tüm polis annelerinden hayat kadınlarından özür diliyorum. Yine ifademde de söyledim, öyle bir durumda kalındığında insanlar öldürülüyor insanlar gazla bir şekilde tepki verirsiniz. Bu tepkiyi verdiğime de hiç bir zaman pişman olmadım. Ama küfür konusunda yanlıştı. Üstüne alınanlardan özür diliyorum. Diğer tweetlerle ilgili tespitti çoğu zaten, gazeteci olduğumuz için işte polis şurdan gidiyor, burdan gidiyor bunların tespit olduğunu söyledik” dedi.

Bir basın mensubunun,”Bugüne kadar yapılan gözaltılarda halkı isyana teşvik etmek gibi suçlama var, size de böyle bir suçlama yöneltildi mi?” şeklindeki sorusuna, “Şu anda öyle bir suçlama yok. Niye attınız, ne zaman attınız soruları yöneltildi. Bu ondan sonra gelecek bir şeydir. Çünkü bu tweetlerden zorlarsanız her şeyi çıkarabilirsiniz. Bir sürü insan birşeyler yazdı yazmaya da devam ediyor. Hani benim üzerinden olması biz izliyoruz bu gözdağıdır. Bu kadar canın yitirildiği direnişte bizim bi soruşturmaya çağırılmamızda çok bir şey değil, manidar. O çocukların anısı karşısında saygıyla eğiliyorum, şehit polis içinde saygıyla eğiliyorum. Benim anlayışımda kimse şiddet uygulamasın şiddet görmesin var” dedi.