NationalTurk yorumcusu ve sportif alanda zihinsel performans antrenörlüğü yapan sosyal bilim uzmanı olan Ersin Afacan’ın ‘Ufuk İskender ve Türk Futbolu’ başlıklı yazısı;

Geçen hafta sonu İzmir’de Teknik Direktör Ufuk İskender ile bir görüşme yaptım. Ufuk hoca, 2003 yılında İstanbulspor’da başladığı antrenörlük yaşamı ile futbolumuza katkı yapmaya devam eden ve geçmişte profesyonel futbol oynamış bir spor adamıdır. Trabzon doğumlu ve çoğu Trabzonlu gibi futbol aşığı ama sadece aşık değil futbolun akıl ve bilim hizmetçisi olan Ufuk hocanın bu özelliği beni görüşme için teşvik etti. Yoksa sadece cahil değil aynı zamanda kompleksli pek çok teknik adamın olduğu futbolumuzda herkes ile sohbet etmiyorum. Kendisine yazmış olduğum kitaplarımdan hediye ettim. Mental antrenmanın önemi ve futboldaki son gelişmeler üzerine keyifli ve kaliteli bir sohbet gerçekleştirdik. Günümüzde yetenekli futbolcuların çok yetişmediğinin kesinliği yanında futbolumuzun bu kadar zevksiz hale gelmesinde önce yöneticilerin, sonra teknik adamların payının olduğu konusunda Ufuk hoca da benimle aynı fikirde. Çünkü araştıran, sorgulayan, yabancı dil bilen, mütevazi ve kompleksleri olmayan teknik adamımız çok az. Ufuk hoca ise istisna kişilerden biri.

Ne yazık ki futbol dünyasında yükselen değer para. Para için her şeyi yapabilecek teknik direktör, antrenör, yönetici, futbolcu ve hatta menajerler var. Pek çok olay yaşanıyor ve bunları medyadan takip ediyoruz. Vefa duymak, saygı göstermek, okumak, araştırmak ve mütevazi olmak gibi medeni insanların temel özelliklerine sahip insanları futbol dünyasında bulmak ve onlarla sohbet etmek gittikçe zorlaşıyor. Gerçi bu durumdan sadece ben değil çoğu kişi de şikayetçi. Çalıştırdığım takımların birinde oynamış olan ve 2002 Dünya Kupası’nda Türk Milli Takımı’nın kadrosunda yer almış eski bir futbolcumun şu ifadesi ibret vericidir: “Ersin hoca, ben olabildiğince futbol dünyasının içinden arkadaş ve dost edinmek istemiyorum.”

Bana göre bir teknik direktörün iki tür yerleşik düşüncesi vardı. Bunlar akılcı düşünceler ve akılcı olmayan düşüncelerdir. Akılcı olmayan düşünceler genelde antrenörün yaşantılarından doğar ve dededen kalma babadan görme usuller olarak da isimlendirilebilinir. Akılcı düşünceler ise bilgi temelli planlı ve sistemli düşünmenin sonucudur. Teknik direktörlerin bunları ayırt etmeleri ve daha sonra akılcı olmayan düşüncelerinin üzerine giderek bunları akılcı yaklaşımlarla değiştirmeleri kendilerini geliştirmelerine katkıda bulunur. Bunu yapmaları için de mental destek anlamında sporda psiko-sosyal alanlarda çalışan uzmanlarla fikir alışverişlerinde bulunmaları gerekmektedir. İşte bu noktada Ufuk İskender, futbolumuzun gelişmesi adına ihtiyaç duyduğumuz bir teknik direktör kimliğine sahip ve İnşallah en kısa zamanda kendisini hedefi olan iyi bir takımın başında görürüz.

Ersin Afacan / NationalTurk