EğitimGündem

Üniversiteye başlarken

Maldivler Kutlu Olsun

filiz eyuboglu1Dün saat 15’e yaklaştıkça sabırsızlığım, heyecanım arttı… 14.56’da kısa mesajı geldi oğlumun: “ODTÜ Makina 🙂 “. Hint işi yastık kılıfı almaya çalışıyor, yine her zamanki kararsızlığım ile beş liralık kılıf konusunda karar veremiyordum. Şu mu olsun bu mu? Ama tamam ucuz da ya kullanmazsam ne olacak?! Dolaplar dolu… (Marmaris Selimiye’deyim. On gündür buralardaydık oğlumla. O evvelsi gün eve dönmüştü…)

Önemli bir mesaj aldım deyip satıcı kadına kendimi dışarı attım dükkandan ve 45 derece sıcakta bir saat yürüdüm. Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. ODTÜ benim okulum. Mezunu olmaktan gurur duyduğum okul.

Ama…ama… 1987’den beri İstanbul’dayım…Oğlum İstanbul’da doğdu. 18 sene en fazla bir hafta ayrı kalmışızdır belki de 5 gün. O da benim yıllar önceki birkaç iş seyahatim sebebiyle….

Şimdi ne olacak?

18 sene oğlumla hep başbaşa idim. Çok yakın olduk. Ben çok mutlu oldum onunla (onu bilmem, inşallah o da öyledir)… Gözlerim dolacak yavaş yavaş…

Tek ebeveyn olarak bebek/çocuk büyütmek, bir taraftan tam zamanlı bir işe gitmek, hemen hemen hiç aile desteği olmadan… Ayrıca iş ortamındaki bunalımlar, özel hayat yokluğu… Zordu, çok zordu. Sabah kalkar giyinir, bebeği kaldırır besler giydirir, çantamı ve onun çantasını hazırlar, bebeği ve çantaları yüklenir, arabaya gider, elim kolum dolu olduğundan kapıyı zor açar (Tabi oğlum yürümeye başlayınca daha kolay oldu), Bebeği oto koltuğuna bağlar, yola koyulurdum. Onu kreşe bırakır, işe gelir park yeri arama mücadelesi verirdim. Akşamüstü de tersi… O trafikte Mecidiyeköy’e kreşe git, bebeği al, oto koltuğuna bağla, yola düş, Emirganüstü’ne gel… Manav, bakkal önünde dur, alınacakları al. Ve ben öyle alışveriş etmek için çocuğu arabada bırakıp giden tiplerden değilim. Allah onlara akıl versin. Alışveriş üç dakika bile sürecek olsa Ege’yi koltuğundan alır, o kucağımda alışveriş etmeye çalışırdım. Sonra yine arabaya binme… Çok zordu… Bir keresinde arabayı sitenin yukarısında bırakıp biraz yürümek durumunda kalmıştık çünkü kar yağıyordu ve baya tutmuştu, daha da tutacaktı besbelli sabaha dek (o yıllarda İstanbul’a kar yağardı)… ve 2 yaşında çocukla karanlıkta karlarda bata çıka, kolumda ve omuzumda çantalar ve elimde bir de manav torbası… torba elimden kayıp domatesler karların üstüne saçılmıştı… Gülmeli mi ağlamalı mı bu anıya?!)

Oğlum hayatıma mutluluk, neşe ve anlam kattı. Onun tatlılığı, her gün öğrendiği bir şeyi (bir hareket, bir kelime, bir cümle…) izlemek bende depresyon bırakmadı. Yaptığı her şeyi, söylediği her kelimeyi sonraları cümelerini defterlere yazdım anında… Ya da birkaç dakika içinde… eksiksiz… Duruyor hepsi…

Geçen sene geçirdiğim rahatsızlıktan sonra acaip bir insan oldum…:( Ama oğlum beni tanıyor, anlıyor. Hayatta beni en iyi tanıyan bilen insan. Duyduğum, okuduğum, yaşadığım herşeyi onunla paylaştığımdan, ve o da algısı yüksek, zeki bir insan olduğundan anlaşmakta zorluk çekmedik. Hele ki artık leb demeden leblebiyi anlıyoruz. Muhteşem… “Görsel”, “nöron bağlantıları”, şimdi de “empat” en sık kullandığımız ve kullandığımızda yanımızda birisi olsa anlamayacağı kavram ve sözcüklerden bir kaçı…

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Empatcım, oğlum, anlıyor musun beni bu sefer? Sanırım sen de çocuğun olduğunda anlayacaksın. Bu duygular, yaşamadan, tatmadan anlamak cidden imkansız, hele ki çocuğun yoksa…

(Fakat amma sigara içiyorlar! 🙁 Bayılacağım burada. Tüm tatilde de beni bayan bu oldu. Radyolardaki bunca bilgilendirmeye, tüyler ürpertici örneklere karşın hala manyak gibi sürekli, uç uça (nasıl yazılır bu ucuca mı yoksa) sigara içiyor insanlar… Hele çiftler. Karşılıklı oturup durmasıya sigara içiyorlar. Acıklı. Kimisi mutlu da görünüyor, ama bu bağımlılık? bu kendini öldürüş sağlıklı bir ruh hali olabilir mi?.. aman neyse…)

Nasıl olacak şimdi? O Ankara’ya gidecek… Doğup büyüdüğüm 20 küsur yaşlarıma kadar yaşadığım şehir… Düşünemiyorum. Ona hep eposta, sms falan mı atacağım alıştığım paylaşımlar için?… Ben ne yapıyor olacağım? (Ders vermeyi de bıraktım, öğrencilerimi hiç unutmayacağım, kimileriyle çok güzel ilişkiler kurduk. Ama sanırım artık bu iş bitti benim için, ne para sağlıyor ne akademik kariyer… sadece gençlere birşeyler verebilmeye çırpınma ve bunları alanlar olursa mutlu oluş, bu.)

Oğlum ve üniversiteye başlayacak diğer gençler için yepyeni bir dünya. Bir kilometre taşı üniversiteye başlamak. Bizim zamanımızda şimdilerde bilinen bazı kavramlar yoktu, bilinmezdi, ortaya çıkmamıştı. Mesela, “farkındalık”… Farkında olarak yapmak, yaşamak; yaptığın yaşadığın her şeyi… Üniversiteye başlıyorum, şehir değiştiriyorum, önümde yepyeni bir hayat/dönemeç var bilincinde olarak, farkında olarak yaşamak gerek. Umarım bunu yapar… Bizler, ben hiç bir şeyi fark etmeden, tadını almadan, değerini bilmeden, rüzgarda sürüklenerek yaşadım:( IBM’den çıkana dek bu böyle oldu… (Bilgisayar Mühendisliği kariyerimi bitiren şirket… Kabahat şirkette değil, bende. Çoktan bırakmalıydım orayı. Sonrasından ise istediğim yolları seçtim bilinçli olarak ama artık bilgisayarcılık yapmam çok zordu maalesef 🙁 İşte bu konu üzmekte beni… )

Canım oğluşum, yepyeni arkadaşların olacak; kız, erkek… Yepyeni aşklar yaşayacaksın. Ayrıca umarım Makine’nin derslerinden spora, müziğe zaman bulursun. Çok sistemli planlı hızlı ve uyanık olman gerek:) Sen de biliyorsun, ODTÜ’deki yüz küsür topluluktan bir iki tanesini seçmekte zorlanacaksın; hem müzik hem de kinestetik zekan çok yüksek 🙂

Esasen liseye başladığında “ana kucağından” çıkmıştın artık. Bir dönüm noktasıydı benim için. Çünkü artık sen her şeyini kendin hallediyordun elbet, o seneye dek ise kitap defter silgi bile almaya birlikte çıkardık doğal olarak… Sen liseye başlayınca ben adeta işlevsiz, amaçsız kaldıydım.

Şimdi, yaş 18. Üniversite. Başka bir şehir. Önünde bir hayat var. Umarım her zaman şimdiye dek olduğun gibi mutlu, huzurlu, kendine güvenli, kendinle barışık olursun. Hayatta en önemli şeyler, bunlar….

Biraz yürüyeyim… Açılırım belki… Sivriler de çok soktu beni burada sin-kov’a rağmen.

Sen neler hissediyorsun acaba bu önemli dönemecin başında?
..

Dr. Filiz Eyüboğlu

Konserler

Filiz EYÜBOĞLU

Filiz Eyüboğlu yazılarını Türkiye ve Dünyanın en objektif gazetesi NationalTurk ile takip edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu