GündemManşetPolitikaTürkiye

Zafer Çağlayan’a saat firmasından yalanlama! “Garanti belgesinde isim yazmaz”

Maldivler Kutlu Olsun

Zafer Çağlayan saat

Eski bakan Zafer Çağlayan’ın yolsuzluk iddialarıyla ilgili olarak TBMM’de yaptığı savunmasında 700 bin TL’lik saatle ilgili dile getirdiği iddiaları, saatin satın alındığı Patek Philippe firması yalanladı. Firma, garanti belgesinde isim yazılmadığını, hiçbir gazeteye de ilan verilmediğini duyurdu.

“Saatin faturası alanın üstüne ama garanti belgesinde benim adım geçiyor” diyen Çağlayan’ın açıklamalarını yalanlayan firma yetkilileri, “Garanti belgesi, kişiye özel değil saate özeldir. Garanti belgesinde sadece saatte kaç taş var, kaç karatlık altın, seri numarası, üretim tarihi ve garanti süresi yazılır” dedi. Saati gazete ilanından görüp beğendiğini söyleyen Çağlayan’ın bu iddiası da yine firma tarafından yalanlandı. Gazete ilanı vermediklerini belirten firma yetkilileri “Özel bir saat ürettiğimiz zaman bunu müşterilerimize elektronik postayla bildiririz” dedi.

Firmanın Cenevre’deki merkez mağaza sorumlusu ile görüşen Aydınlık gazetesinden Derya Derviş’in aldığı yanıtlar şöyle:

“Cenevre Paris ve Londra’nın yanı sıra bir çok ülkede de saatlerimizi satan aracı firmalar var. Hiçbir ülkede gazete ilanları vermeyiz. Biz marka bir firmayız ve müşterilerimiz çok özeldir. Firmamız 1996 senesinden beri dergi çıkarır. Müşterilerimiz, ürettiğimiz saatleri bu dergiden takip ederler. Özel bir saat ürettiğimiz zaman da bunu müşterilerimize elektronik postayla bildiririz”

“Faturalarda müşterilerimizin adı, ünvanı ve kanunen yazılması gereken her şey kesinlikle yazılır. Ama garanti belgesine isim yazmayız. Garanti belgesi kişiye özel değil saate özeldir. Garanti belgesinde sadece saatte kaç taş var, kaç karatlık altın, seri numarası, üretim tarihi ve garanti süresi yazılır. Saati alan kişi hediye edebilir veya satabilir düşüncesiyle isim yazılmaz, garanti belgesini elinde bulunduran kişi saati alan kişi demek değildir”

Patek Philippe’le sözleşmesi olan İstanbul’daki firma da garanti belgesinde isim yazılmadığını teyit etti.

Hürriyet gazetesi yazarı Mehmet Yılmaz da bugünkü yazısında konuya şöyle değindi;

ESKİ Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Reza Zarrab’ın kendisine hediye ettiği ileri sürülen saat ile ilgili olarak şöyle dedi:
“Saati Zarrab aldı ama parasını ben ödedim. Garantisi benim adıma.”
“Hayatın olağan akışına” pek uymayan bir açıklama.
Hayatımda bir kere pahalı bir saat aldım, garantisi benim adıma değil! Kimsenin adına da değil. Çünkü garanti belgesine kimsenin ismi yazılmıyor.
Dün İstanbul’da çok özel saatler satan bir arkadaşım ile konuştum, o da aynı şeyi söylüyor. Saat butiği, saati kime sattığını, faturayı kime kestiğini biliyor, garanti belgesine ayrıca bir isim yazılmıyor!
Zafer Bey, bana bunun bir fotokopisini gönderirse, ben de gidip Patekçilerin yakasına yapışayım, “Neden benim garanti belgemde ismim yok” diye!
Saatin bedeli olan 700 bin liranın da elden ödenmediğini varsaymamız gerekir. Koskoca Ekonomi Bakanı bu miktarın banka havalesi ile gönderilmesinin zorunlu olduğunu bilmiyor olabilir mi?
Zarrab’ın saati hangi gün, hangi saatte teslim ettiğini telefon konuşması kaydından biliyoruz.
Banka havalesi de onu izleyen bir-iki gün içinde yapılmış olmalı. Banka dekontunda o tarih de vardır nasıl olsa.
Onun için banka dekontunun da bir fotokopisini rica edeyim
Eli değmişken Zarrab’ın uçağı ile ilgili kiralamadan doğan borç ile ilgili faturayı ve ödeme dekontunu da gönderirse, ben de buradan siz değerli okuyucularıma sunarım, böylece haksız bir suçlamanın önüne geçmiş oluruz!
Aklıma gelmişken söyleyeyim, bakan için alındığı iddia edilen başka saatler var, değeri 1 milyon lirayı bulan saatler! 4.5 milyon dolarlık mücevher işi de.
Bunları nereden biliyoruz: İlk fezlekelerden.
Bunların da mutlaka faturası vs. Bakan’ın çekmecelerinin bir köşesinde duruyordur. Onları da gönderirse, memnuniyetle okuyucularıma bu köşede sunarım.
Zarrab’da ele geçirilen “rüşvet listesindeki” isimlerden birinin de Çağlayan’a ait olduğu iddia ediliyordu.
O listede, hangi kısaltmanın kime işaret ettiğini açıklayacak olan da doğal olarak Zarrab olmalı, Bakan değil.
Ama kuşkum şu ki Zarrab hakkında da TOKİ soruşturmasındaki gibi “hukuk dışı deliller nedeniyle” bir takipsizlik kararı verilirse bu iddia da ortada yanıtlanamadan kalacak.
O vakit kimsenin ağzı torba değil tabii, büzemeyeceğiz!
En iyisi Çağlayan’ın bu işin peşine bizzat kendisinin düşmesi ve Zarrab’ın mahkemede o kısaltmaların kime ait olduğunu açıklamasını sağlaması.
Tabii bir de sürekli değiştirilen telefonlar meselesi var!
Zarrab ile iletişim kurulurken kullanılan “11 numaradan ara”, “Bakanıma 18 açık der misin” diye tarif edilen telefonlar meselesi!
Sanki bir bakanın çantası değil de telekomünikasyon merkezi izlenimi uyandıran tuhaf bir durum.
Acaba bunu da açıkladı mı AKP milletvekillerine?
Yahudi lobisi, paralel yapı filan diye anlatılınca benim kafam karışıyor!
Eminim iyi bir açıklaması vardır. Gönderirse seve seve yayınlayacağımı belirteyim.

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024
Konserler

NationalTurk

NationalTurk Haber Merkezi, En Son Haberleri Gündemi, Spor Haberlerini, Ekonomi, Seyahat, Magazin, Politika ve Son Dakika Haberlerini en doğru ve objektif şekilde size ulaştırır.NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu