NationalTürk yorumcularımızdan Müslüm Gülhan ‘ın “Beşiktaş ‘taki Demokrasi ve Futbol Kültürü” adlı yazısını sizlerle paylaşıyoruz;

Beşiktaş ‘taki Demokrasi ve Futbol Kültürü

Kavram kargaşa yaşayan toplum bireyleri hangi kelimeyi ne zaman kullanması gerektiği konusunda sıkıntı yaşamaktadırlar.

Bazen iki zıt kavramın bu kadar yakın olabileceğine inanamayacağımız zamanlar ile karşılaşabiliyoruz.
Biz zaten sosyal ve sınıfsal değişimleri yaşayamayan bir toplumuz…
O yüzdendir ki sermaye yapımız hiçbir zaman burjuva kültürüne ulaşamadı.
Feodal geldi, feodal gidiyor…
Hadi faşizmim bize çok yakın kavram da!
Demokrasiyi nasıl anlatabileceğiz?
Demokrasi bir yaşam kültürüdür.
Kendine göre yorum yaparak demokrasi oluşmaz.
Ya da demokrasi kişilerin çıkarları kadar değildir…

Aslında demokrasiden bahsederken; bizzat demokrat olamadığımızdan bahsettiğimizin farkına varamayız.

Yıldırım Demirören ile İbrahim üzülmez ve İbrahim Toraman arsında ki fark ince kırmızı bir çizgidir.
Başkanlık ile kaptanlık ve papazlık arasındaki fark öyle çok büyük bir ayrıcalık içermemektedir.
Konumlarındaki herhangi bir değişiklik farklılık yaratmayacaktır. Bundan emin olabilirsiniz.
İşte bu ise; hem futbol, hem de demokrasi kültürü ile alakalı olan ve alakasının içeriği bir türlü oluşturulamayan bir durumdur.
Bu sıkıntının da adı: Kurumsal kimliktir.

100 seneyi aşmış bir kulübün hala kurumsal yapı sıkıntısı çekmesi inanılmayacak bir olay olmakla beraber sanırım sadece bize has durumdur.
Yapılan transferler ve Shuster ne kadar Beşiktaş yapısına uygun gelmektedir bunu anlamak inanın çok zor. O yüzdendir Shuster’de gelen diğer hocalar gibi kendi sistemini Beşiktaş’ın sistemsizliği ve oluşmayan kurumsal kimliksizliğin üzerinden kurmaktadır.
Takım olmak Mourinho’nun dediği gibi “tamamlanmış ürün” olmaktır.
Önü başka, arkası başka, kulübesi başka, tribünü başka olamaz…
İşte o zaman her maç tanrılara kurban edecek isim ararsınız…
Bu İbrahim olur.
Bu Korcan olur.
Bu Orhan Gülle olur.
Bu Erman olur.
Bu Tunç olur.
…Ve bu sürer gider.
Sonunda mı?..
Barakada soyunan bir alt yapı…
Tek saha da üç tane takımın antrenman yapması,
Karın tokluğuna çalışan alt yapı hocalarından imkansız bir bekleyiş,
Ne şampiyonluk,
Ne başarı,
Ne futbol olur.
Ortada sadece 320 Milyon borç ve gelecek kaygısı ile baş başa olan bir Beşiktaş kalır.

Müslüm Gülhan