Beşiktaş Serencebey’de ki tarihi duvar tartışması devam ediyor
AKP İstanbul Milletvekili Nursuna Memecan’ın annesinin adına kayıtlı, Beşiktaş eski başkan adayı Fikret Orman’ın müteahhidi olduğu Gülbahar Residence’in ilginç bir şekilde tüm izinleri alarak tarihi duvara otopark kapısı yapmasını ve gereğinden daha yüksek inşa edildiğini daha önce Nationalturk gündeme getirmişti.
Şimdi de Beşiktaş Postası, Serencebey yokuşundaki mağdurların sesini duyurmak için harekete geçerek, Serencebey’de ki mahalle sakinleri ile röportaj yaptı.
Yasal hak olan 15.50′den daha yüksek inşa edilen Gülbahar Residence nedeniyle Beşiktaş Belediyesi’ne dava açan İsmet Yılmaz Serencebey yokuşundaki Onur Apartmanı sakinlerinden.
40 yıldan fazla devlete hizmet ettikten sonra emekli ikramiyesiyle Onur Apartmanındaki daireyi, boğaz manzarası ve temiz havası nedeniyle aldığını ifade eden İsmet bey, mahkeme sürecini Beşiktaş Postası’na anlattı.
Davayı apartmandaki diğer sakinler adına kendisinin açtığını belirten İsmet bey, “Şu an adalet önünde Beşiktaş Belediyesi ile karşı karşıyayım. İnşaat başladığında biz doğal olarak bir şey demedik. Arsa sahibi olarak müteahhide vermiş. Biz olsak biz de yapardık. Ancak Serencebey yokuşunda inşaat izni 15:50’dir. 15:50 yapacaklarını söylediler ancak inşaat ilerledikçe işin rengi değişti. Ben Onur apartmanının 5. katında oturuyorum. Fakat Gülbahar Residence’in 5. katı benim dairemden yüksek. Nasıl oluyor bu?” diye soruyor.
Gülbahar Residence’in kendilerine verdiği zararı anlatırken “Benim dairem, boğazı, Üsküdar’ı, Kadıköy’ü görür vaziyetteydi. Bu durumda manzaradan geçtim, Gülbahar Residence havamızı bile kapattı” diye dert yandı.
TARİHİ DUVARI YIKIP BERLİN DUVARI YAPTILAR
İnşaat yüksekliğinin yanı sıra Beşiktaş Postası’nın defalarca dile getirdiği tarihi duvar skandalını da şöyle anlattı;
“İnsanlığın utancı olan Berlin Duvarı yıkıldı. Bugün bizim binamızın önüne resmen Berlin duvarı yapıldı. Tarihi duvarı tamamen yıkacaklar. Çünkü içeriden çalışma başladı. 90 santimlik duvarı içerden 70 santim kestiler hazırladılar.
KORUMA KURULU NASIL KARAR DEĞİŞTİRDİ?
3 numaralı koruma kuruluna gittim ve böyle bir olaydan bahsettim. Hemen bir yazı yazdılar. Yazıda “Projede görünmemektedir. Tarihi duvara kapı açacaklarından haberimiz yok” dediler. Sonra proje tadili yapılırken koruma kurulu birden onayladı. Duvar yıkıldı ve otopark kapısı açıldı. Birdenbire karar değiştirdiler. Anlamak güç tabi.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN DE ÇELİŞKİLİ KARAR
5. kat için İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi “uygun değildir” diye karar verdi. Bunun üzerine biz İmar Komisyon başkanına gittik ve dosyayı sunduk. Komisyon başkanı bize aynen şunu söyledi: “Yüzde 99 bu iş olmaz. 5. Katı çıkamazlar. Burası Türkiye, yüzde 1 ihtimal bırakıyorum”
Bunu duyunca biz güle oynaya sevinçle çıktık oradan. Ancak gelin görün ki, aynı kurul inanılması zor ama 5. Katı onayladı. Tabi ki müdahaleler yapıldı. Ama herhalde “Hamili kart yakınımdır, gereğini yapın” tarzı hala yürüyor.
Daire fiyatlar1 milyon dolardan başlıyor
Bir de bu Gülbahar Residence’de büyük bir raiç var. 1 milyon dolardan başlıyor daire fiyatları. 4 ve 5. Katları ömür boyu deniz görecek, hiç kapanmayacak. Buraları 1.5 milyon dolardan satacaklar.
Gözümüzle görmediğimiz için bir şey söyleyemiyoruz ancak Serencebey’de bir sıkınıtlar olduğu kesin.
İlginç olanda sakinlerin iddia ettiği İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi “uygun değildir görüşüne rağmen CHP’li Belediye Yönetiminin AKP’li Milletvekilinin arsasından dolayı karşı karşıya gelmesi!
Gerçek bir “Berlin Duvar”ıdır, Gülbahar Residence.
Binayı, bir de bizlerin dairelerimizden gördüğümüz haliyle gerçek hayatta görürseniz, mevcut halkımızın dairelerinin önünde nasıl da yasal manzara haklarımızı ortadan tüm iriliğiyle kaldırmı olduğunu sizler de şaşkınlıkla izlersiniz!
Ve merak edersiniz, “belediyeler asli görevleri olan düzeni ve mevcut yapıların manzara ve yüksekliğini ayarlamak yerine neden Fikret Orman, Gülbahar Erdinç, AKP millet (!) vekili Nursuna Memecan’ı memnun etmek yoluna gitmişler ve mevcut halkın kazanılmış hakkı olan manzaraları ellerinden, gözlerinin önünden alınmıştır?”
Müteahhid Fikret Orman’a 3. kat bittikten sonra çevre sakinlerince gönderilen bir mektupta, Serencebey’in Boğaziçi İmar yasasına bağlı olarak özel bir statüde olduğu ve yüksekliğin Belediye Meclislerindeki rant ilişkileri neticesinde yükseltilmesi durumunda, hayatını emek vererek bir daire sahibi olanların manzaralarını tamamen ortadan kaldıracağı aktarılmıştı.
Bu mektuba aylar sonra yanıt vermek ‘lütfunda’ bulunan ve medyada, radyolarda Beşiktaş Futbol takımının ve klübünün durumu hakkında sık sık fikirler beyan eden Fikret Orman, röportajlarında medyaya özenle seçtiği kelimelerden son derece uzaktı. Kullandığı cümlelerden kendisini T.C.’nin diğer emektar vatandaşlarından apayrı bir yere koyduğu belliydi.
Fikret Orman’ın mektubundan bir kaç satır dahi hayretler uyandıracak niteliktedir. Bir kaç satırı hemen paylaşalım:
“..Kim size benle bu şekilde yazışma hakkını verdi? Sizin kişisel fikirleriniz ve zihniyetiniz sizi bağlar. Ayrıca size kimsede benim hakkımda ne düşündüğünüzü sormadı. Bendeniz Türkiye’nin en saygın ailelerinden birisine mensup ve bunca zamanlık iş hayatımda tek lekesi bile olmayan ve hiç kimse ile davalık işi bulunmayan bir kişiyim…..”
Böylece gerçek Fikret Orman’ı da görmüş olduk! Türkiye’de alın terini akıtmış ve bir yerlere gelmiş, bir kaç mülk sahibi olmuş veya olmamış ama çabalayan herhangi bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı veya yalnızca bu topraklarda insan olarak doğmuş olmak, sorguya dahi yer bırakmayacak anlamda saygın olmak demektir, öyle olmalıdır. İnsan Hakları denen kavram bu anlayışı öz kabul eder. Saygın olma durumu bir aileye mensup olarak kazanılan bir insani değer değildir. Saygın olmak, uygulamalarla öne çıkan, diğer vatandaşlara eşit uzaklıkta durabilmekle, özel bir çaba gerektirmeden ve zorlama emirlerle sağlanamaz. Ve zaten sağlanamadı.
Bu arsayla ve üzerindeki inşaatla ilişkileri olan tüm kişileri böylece yakından tanımış olduk ve kendilerini ne zaman ‘daha özel TC vatandaşı’ olarak görmeğe başladıklarını merak ettik.
Bizler, Türkiye’de demokrasiyi işletmek isteyen ve başkalarının doğal haklarını yok sayan ve manzaralarını gasp etmeği savunabilen zorlama zihniyetleri Türkiye Cumhuriyeti’nin hür geleceği için tehlikeli buluyoruz ve hakların eşitliğinin ‘tüm aileler’ için geçerli olamdığı bir Türkiye’nin çağdaş olmaktan uzaklaştırıldığını biliyoruz.
Gülbahar Residence Serencebey’e eşitlikten uzak ve hukuksuz hayat koşulları getirmiş ve bazı çevre sakinlerimizi de mahrum ve mahkum etmiştir; bir duvarın arkasında kalarak, o çok değer verdikleri manzaralarından, gökyüzünden, esen temiz rüzgarından, akşam batan güneşi izleme keyfinden kopartılarak .
Ve Türkiye’de insan haklarının, tabii ve tarihi değerlerimizin acınası durumunu hafızalara kazımıştır. Bundan utanıyoruz….
Bu durumları incelediğiniz için teşekkür ediyoruz, NationalTurk ekibi….