NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’ın bu haftaki yazısı; Geldik Yargıtay safhasına takıldık kaldık! Sanki asıl sorun buymuş gibi? Halbuki bu işin arka tarafı var…
Arka taraf; futbol alanının siyaset açılması ve süreç içindeki tüm oluşumların buna çanak tutmasıdır.
Hem de ne çanak?..
Sporun ve sanatın kendine ait koşulları vardır; öyle her baba yiğidin(!) gelip içine girip yöneteceği veya alan bulup içinde kendi koşullarını yaratacağı saha değildir…
Kendine ait koşulları vardır; ya bunları öğrenip sürece katkı yaparsın, ya da giremezsin…
Ha, eğer koşuların alt yapısına sahip olmadan girersen de; yüzüne-gözüne bulaştırırsın…
Olimpiyatın bize verilmeme süreci bunun birinci yansımasıdır.
Şike süreci bunun ikinci yansımasıdır
TFF’nin yönetim şekli bunun üçüncü yansımasıdır.
Eski Voleybol Federasyon Başkanının görevden alınması bunun dördüncü yansımasıdır.
Süreçlerin yönetiliş şekli tamamen politik direktiflerin etkisi ile oluşturulmuştur.
İşte “çanak” burada devreye girmektedir.
Sinan Engin TV’ye çıkıp” Başbakanın izini olmadan kimse kulüp başkanı olamaz” dediğinde; ne bir kulüp başkanı, ne bir genel kurul üyesi, ne bir yazar abi çıkıp bunun yanlış olacağını söyleyemedi…
Başbakanlıktan da bir “tekzip” gelmediğine göre…
Siyaset topa girince de koşulları kendi politik beklentilerine cevap verecek şekilde belirler.
Avukat- spiker; Spor Bakanı,
Tüpçü; TFF başkanı,
PTT’ci; Tenis Federasyon başkanı olur ve bizde skora razı oynamaya devam ederiz…
İşte böyle bir ortamda şike de “dizayn” operasyonu olarak karşımıza çıkar…
Çanak tutmanın bedelidir bunlar…
Tespit edilen şikeler için alınacak “küme düşürme” ve “puan silme” kararları ile futbolu politik dizayndan kurtararak, kendi yeni koşullarını yaratma fırsatını maalesef kaçırılmış oldu ve hatta; politikanın çok daha kaliteli bir oyun alanı oldu.
Şimdi ihalenin kaldığı Fenerbahçe de; kendini kurtarma çabası içinde politik unsurlara cevap vermek zorunda bırakılıyor.
Politik unsurları kullanarak verilen politik cevaplarla…
Tüm bu açık politik saldırılara karşı korumasız kalan futbol ise gene maalesef başkanların politik söylemleri ile başka bir çıkmaza sürüklenmektedir.
Herkes iktidara karşı bir “şirinler” konseptinde adeta yarışıyor, sonrada “Çarşı siyasi söylemlerde bulunmasın” diye kulüp başkanı açıklama yapıyor.
Bu seferde “Çarşı” ihale almak zorunda bırakılıyor.
Yani sorun; Yargıtay Başsavcısının dosyayı Genel Kurula götürüp, götürmeyeceği değil aslında…
Sorun arka taraftakilerde…
Müslüm Gülhan / NationalTurk
