Günün Olayıİş DünyasıManşetSon DakikaTürkiye

CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Türkiye’nin sınırları cetvelle çizilmedi!

Maldivler Kutlu Olsun

CHP’nin 36. Olağan Kurultayı’nda konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, dış politikadaki gelişmelere değinerek, “Hükümete açık çağrı yapıyorum; Suriye hükümeti ile derhal temasa geçiniz” dedi. CHP Lideri, Lozan tartışmalarını da hatırlatarak,  “Türkiye’nin sınırları cetvelle çizilmedi.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 36. Olağan Genel Kurulu’nda  1 saat 6 dakika süren konuşmada şunları söyledi.

“Türkiye tarihinin en zor koşulları içinde ve bir beka sorunu ile karşı karşıya olduğu ifade ediliyor. Cumhuriyet tarihimizin en zor süreçlerinden birini yaşıyoruz. Bu kurultay Türkiye’yi yaşanan sorunlardan çekip çıkarma kurultayıdır. Bu kurultay, Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırma kurultayıdır.

Bu kurultay Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Dolmabahçe’den bakıp ‘Geldikleri gibi gidecekler’ dedikleri kurultaydır. Bu kurultay huzur isteyenlerin kurultayıdır. Sivas Kongresi’nin ruhunu taşıyanların kurultayıdır. Adalet için cesaretle yola çıkanları kurultayıdır. Bu kurultay Kuvayı Milliyecilerin kurultayıdır. Firavun karşısında Musa olanların kurultayıdır.

Zulmün karşısında dilsiz şeytan olmayanların kurultayıdır. Bu kurultay bereketli kurultayda yoksulluğu tarihe gömeceğiz diyenlerin kurultayıdır. Toplumun her kesimine umut taşımayı öngörenlerin kurultayıdır. Bu kurultay yurtta barış dünyada barış diyenlerin kurultayıdır. Ne ezen ne ezilen diyenlerin kurultayıdır.”

“Bu kurultay salonunda terör örgütleri ile aynı menzile yürüyenler yoktur”

“Bu kurultay tanımında terör örgütü tarafından aldatılanlar yoktur. Bu kurultay salonunda terör örgütleri ile pazarlık kuranlar yoktur. Bu kurultay salonunda terör örgütleri ile aynı menzile yürüyenler yoktur. Devletin haremini yani namusunu terör örgütüne teslim edenler yoktur.

Bu kurultay salonunda terör örgütlerine “Ne istediniz de vermedik” diyenler yoktur. Vatan toprağını terör örgütlerine teslim edip Süleyman Şah Türbesi’ni kaçıranlar yoktur. Kendi vatanında vergi ödememek için Man Adaları’nda şirket kuranlar yoktur. Bu kurultay salonunda namussuzlar kadar cesur olmaya ant içmiş namuslular vardır.

Bu nedenle kurultayın adı ‘Adalet ve cesaret’tir. Adaleti ve cesareti bir arada götüreceğiz. Ülkemizin genel durumu şöyle. Bugün beş temel sorunla karşı karşıyayız. Karamsar bir tablo var. Bu tablo kaygıları derinleştiriyor. Oysa 2002’de iktidar olduklarında Türkiye’nin bir temel sorunu vardı. Bu bazen Kürt sorunu, bazen toplumsal barış, bazen Güneydoğu sorunu olarak dillendirildi.

Demokrasi, ekonomi, eğitim ve dış politika sorunları eklendi. Sorunlar giderek derinleşmektedir. Biz CHP solarak sadece sorunları dile getiren değil her sorunun üzerine kararlılıkla yürüyen bir partiyiz…”

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Kılıçdaroğlu: 2002’de terör örgütünün beli kırılmıştı

“Çözümlere de kısaca değineceğim. Bazen ‘Kürt sorununu’ bazen ‘Güneydoğu’, bazen ‘toplumsal barış’ olarak dillendiriyoruz. 2002’de terör örgütünün beli kırılmıştı. Terör neredeyse sıfırlanmıştı. Sorun Türkiye’nin gündeminden büyük ölçüde çıkmıştı.

Önce terör örgütü ile masaya oturdular. Toplantılar yaptılar. Şu tablo çıktı ortaya. Bugün toplumsal barışımızı tehdit eden terör daha geniş bir coğrafyada varlığını sürdürmeye çalıştı. Afrin’de askerlerimiz var. Yüreğimiz onlarla beraber. Şehitlerimiz, gazilerimiz var. Biz Afrin’de bu ülke için mücadele eden Mustafa Kemal’in Mehmetçiklerine buradan selam gönderiyoruz.

“Suriye ve Irak ile temasa geçeceğiz”

“Afrin milli bir duruşu öngörüyor. Biz de milli duruşumuzu açık ve net dile getirdik. Ama birileri Afrin’i partisinin bir kararı gibi topluma sunuyor. Ordu Mustafa Kemal’in ordusudur. Mücadele Türkiye içindir. Türkiye’de, 2002’de rahmetli Ecevit döneminde terörün beli kırılırken 2018’de terör nasıl bu kadar geniş bir coğrafyaya kimlerin desteği ve yanlış politikalarla yayıldı bunu düşünmek zorundayız.

Türkiye’yi bu noktaya kimler taşıdı hep beraber düşüneceğiz. Açık ve net bir çağırıyı yapmak istiyorum. Suriye hükümeti ile temasa geçiniz. Suriye’de toprak bütünlüğü sağlanacaksa, akan kan duracaksa Suriye devleti ile hükümeti ile derhal ilişki kurmak gerekiyor. Benzer ilişkiyi Irak merkez hükümeti ile kurmak gerekiyor.

Sorunun çözüm adresi TBMM’dir. Sorun demokrasi ve özgürlük bağlamında çözülmek zorundadır. Kürt sorunu ile terör sorunu arasındaki hassas dengenin belirlenmesi gerekir. Terör örgütleri tarafından saldırıya uğrayan genel başkan olarak açık ve net söylüyorum; adına ne derseniz deyin bu sorunu çözecek olan parti sadece ve sadece CHP’dir. ‘İlk dört yıl içinde bu sorunu çözmezsem siyaseti bırakacağım’ diye sözüm var.

İkinci sorun dış politika. Yalnızlaşan bir Türkiye tablosu ile karşı karşıyayız. Egemen güçler tarafından savrulan ve savrulduğunu da ‘aldatıldık’ diye itiraf eden Türkiye tablosu ile karşı karşıyayız. Durup dururken neden Suriye’nin iç işlerine karışırız.

Bugün hemen hemen her çevrede siyasi görüşten vatandaşımız diyor ki; ‘Türkiye’nin beka sorunu var’. 2002’de, 2003’te ‘Türkiye’nin beka sorunu var’ deniyor muydu? Bugün iktidarın getirdiği nokta bu sorunun tartışılmış olması. Bu ayıp bile ne kadar kötü yönetildiğini ortaya koymaktadır. Hem terör örgütü hem egemen güçler tarafında verilen talimatı yerine getiren ve yalnız kalan ve millete ‘Bizi kandırdılar’ diyenlerin Türkiye’nin yakasından düşmesi gerekiyor.”

“Türkiye’nin sınırları cetvelle çizilmedi “

“Dış politika milli olmak zorundadır. Türkiye bugün bir beka sorunu ile karşı karşıya. Türkiye’yi bu noktaya taşıyanlar utanmadan Lozan’ı tartışmaya açıyorlar. Lozan bu ülkenin tapu senedir. Sen Sevr’i mi özledin? Lozan’ı kanla gözyaşı ile acı ile aldık. Türkiye’nin sınırları cetvelle çizilmedi. Lozan verdiğimiz milli kurtuluş savaşının onur belgesidir. O onur belgesini kimseye tartıştırmayız.

Dış politikayı kesinlikle milli yapacağız. Egemen güçlerin talimatını kabul etmeyeceğiz. Bütün komşularımızla barış içinde yaşayacağız

. Türkiye’nin Mısır ile Suriye, Irak ile, Libya ile, AB ile, Rusya ile, ABD ile ilişkilerini hangi parti inşa eder. Açık ve net düşünün göreceksiniz ki ilk akla gelecek parti CHP’dir. Çünkü CHP ‘Yurtta barış dünyada barış’ isteyen bir partidir. Yüzümüzü insan haklarının, evrensel değerlerin ve adalete önem veren milletler hanesine çevireceğiz.

Üçüncü temel sorun eğitim. Bir ülkenin geleceği eğitime bağlı. Bir ülkenin eğitimini bozarsanız o ülke, geleceğini inşa edemez. Eğitim de milli olmak zorundadır. Bir partiye militan yetiştirmek amacıyla yapılmaz.

Çocuklarımızın çağdaş uygarlığı yakalaması ve onu aşması için verilir. Bırakın eğitimde bir stratejiyi, her bakana göre değişen bir politika karşımıza çıktı. Bu hükümetin eğitim politikası yok. Bunu herkes biliyor. Kendi çocuklarını denek olarak kullanan tek ülke Türkiye’dir. Bugün her 100 aileden 80’i çocuğunun yurtdışında eğitim almasını istiyor. Bu da Türkiye’nin eğitimde iflas noktasına taşındığını gösteren en önemli verilerden biridir.

Öğretmenlere ikramiye sözü

“Bugün eğitim sisteminden ne aileler ne de öğrenciler memnun değil. Biz ne yapacağız? Bütün öğretmenleri toplumun en saygın kişileri haline getireceğiz. Bunun için ‘öğretmenler meslek kanunu’ çıkaracağız.

Devlet memurları kanunundan ayrı tutacağız. Onlar aynı zamanda gelecek kaygısı taşımayacak. En düşük öğretmen aylığı açlık sınırının üstünde olacak. Şu anda Türk-İş’in belirlemesine göre açlık sınırı 5 bin 238 TL. Dolayısıyla en düşük öğretmen aylığı bunun üzerinde olacak. Her öğretmene 24 Kasım’da birer maaş ikramiye vereceğiz.

Taşımalı eğitime kesinlikle son vereceğiz. Nerede bir öğretmen öğrenci varsa orada onları yan yana getireceğiz. İş garantili eğitime önem vereceğiz. Okulundan mezun olduğu gün işi hazır olacak. İşsizler ordusu değil çalışanlar ordusu yaratacağız. Bizim kuşağımızda ailesinin görüşü ne olursa olsun geleceği olacaktır.

Onlar güzel Türkiye’nin, onurlu Türkiye’nin askerleri olacaktır. Temel sorunlarımızdan biri de ekonomi. 2002’de temel bir sorun değildi. Bugün geldiğimiz nota son derece vahim bir nokta. Çiftçi traktörü için, kamyon şoförü kamyonu için dünyanın en pahalı mazotunu kullanmaktadır.

OHAL’i kaldırma vaadi

“OHAL’i kaldıracağız. Vatandaş yatırım yapacak. Rant ekonomisinden vazgeçip üretim ekonomisine döneceğiz. Dolayısıyla ekonomi politikalarını tepeden tırnağa yeniden düzenleyeceğiz.
Üreten Türkiye anlayışı ile hareket edeceğiz. Üretim ekonomisinin gereği olarak asgari ücreti tamamen vergi dışına çıkaracağız. Sadece sanayide üretim değil tarımda üreteceğiz. Türkiye’yi saman ithal eden ülke ayıbından kurtaracağız. Kültürde, sanatta üreteceğiz. Çiftçinin yüzde 1 olan kanuni hakkını vereceğiz.

5. temel sorunumuz demokrasi. 29 Ekim 1923’te kurduğumuz Cumhuriyeti tam demokrasi ile taçlandırmak kararındayız. Demokrasiyi kolay inşa etmedik. Gencecik fidan gibi çocuklarımızı darağacına gönderdik, başbakanları, bakanları darağacına gönderdik.

Demokrasi için bedel ödenmemesi için, herkes düşüncesini özgürce ifade edebilsin diye, bu ülkede medya özgürlüğü sağlansın diye, yargı bağımsız olsun diye, hiçbir aileye zümreye ayrıcalık tanınmasın diye, kadın ikinci sınıf vatandaş kabul edilmesin diye, demokrasiyi savunuyoruz.

Demokrasi milli iradeye yansısın diye çalışıyoruz. ‘Yüzde 10 seçim barajı kalksın’ diyoruz. Darbe hukukundan arınalım istiyoruz. Devlet içinde hiçbir kurum denetimsiz olmasın diye demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü savunuyoruz. Hesap soran değil, vatandaşına hizmet soran ve hesabını veren bir devlet olsun diye demokrasiyi savunuyoruz…

Demokrasi milli iradeye yansısın diye çalışıyoruz. ‘Yüzde 10 seçim barajı kalksın’ diyoruz. Darbe hukukundan arınalım istiyoruz. Devlet içinde hiçbir kurum denetimsiz olmasın diye demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü savunuyoruz. Hesap soran değil, vatandaşına hizmet soran ve hesabını veren bir devlet olsun diye demokrasiyi savunuyoruz.

“15 Temmuz şehitlerine Allah’tan rahmet diliyoruz”

15 Temmuz şehitlerine Allah’tan rahmet diliyoruz. Demokrasi düşmanlarına karşı hep birlikte mücadelemizi yaptık. Direnmesini bildik ve direndik. Demokrasiyi askıya alma, direnme hakkını getirmiştir. Ben 15 Temmuz darbe girişiminden önce ‘Demokrasiye karşı yapılan ihanetler karşısında direnme hakkını kullanacağım’ dediğimde üstüme gelmişlerdi.

Tarih bizim yanımızda. Kim despot yönetim istiyorsa halkın direnme hakkı vardır ve direnme hakkı kutsaldır. Mustafa Kemal Atatürk, Bursa nutkunda ‘Türk genci devrimlerin ve Cumhuriyetin bekçisidir’ der. Bunların doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. ‘Bunları küçük düşürecek en küçük kıpırtı duyduğunda bu ülkenin ordusu ve polisi vardır demeyecektir. Elinde ne varsa onunla koruyacaktır’ diyor.

Direnme hakkını kullanıp 15 Temmuz’u savuşturanlar 20 Temmuz’da bir sivil darbe ile karşı karşıya kaldılar. 1 milyonu aşkın mağdur aile yaratıldı. FETÖ ile mücadele adı altında iktidara ne kadar muhalif varsa tüm kurumların üstüne baskı ile gidildi. Akademisyenler tutuklandı, gazeteciler tutuklandı.

Milletvekilleri tutuklandı. Grev hakkı yasaklandı. Binlerce kişi kamudan atıldı. ‘Suçun bireyselliği’ gözardı edildi. Aile boyu suçlama getirildi, insanlar sivil ölüme terk edildi. Belediye başkanları ya görevden alındı ya da zorla istifa ettirildi.

Anayasa uygulanamaz hale geldi. Güçler ayrılığı ilkesi sona erdirildi. Önce parti devletine, şimdi hanedan devletine dönüştürüldü. Bu düzeni yıkmak bizim boynumuzun borcudur. Bu düzeni yıkmak Kuvayi Milliyecilerin namus borcudur.

FETÖ’nün siyasi ayağını ortaya çıkarmamak için her türlü numarayı çektiler. Yedikleri içtikleri ayrı gitmiyordu bunların. Haksızlığa uğradığına inandığımız kişilerin hakkını savunmak bizim görevimizdir. Nuriye ve Semih’in haklarını savunmak bizim namus borcumuzdur. 15 Temmuz gecesi boğazı kesilerek ya da öldürülen askerlerin hukukunu savunmak namus borcumuzdur.

Yenikapı’da onların yüzlerine karşı çözüm önerilerimizi ifade ettik. Tek adam rejimini hedefleyen anayasa değişikliğini kabul etmedik. Referandum sürecinde olağanüstü bir mücadele verdik. Referandumu biz kazandık. 80 milyon kazandı. Ama YSK içine yerleştirilen çete, mühürsüz bir seçimi yasal bir seçim haline getirdi. O çeteden de hesap soracağız. Yürürlükteki anayasa değişikliği gayri meşrudur.Bir adalet yürüyüşü gerçekleştirdik. Yalnız olmadığımızı gördük. Yürüyemezsiniz dediler. Kızılcahamam’da durur. Bolu Dağı’nı çıkamaz dediler. Biz Köroğlu’yuz sen kim oluyorsun. Biz hakka hukuka ve adalet inanmış bir partiyiz.”

“Her milimini onurla yürüdük. Dünyaya meydan okuduk. ‘Adalet istiyoruz, hak istiyoruz, hukuk istiyoruz’ dedik. Maltepe’de görkemli bir miting yaptık. Bütün dünyada haber oldu. Maltepe’de önümüzde bir duvar vardı. Şimdi kurultayda söz veriyorum; bu duvarı yıkacağız. Onların duvarı bize vız gelir. Bizden korkuyorlar, korkmakta da haklılar. Çünkü bütün baskılara direniyoruz. Çünkü sözümüzü açıkça dile getiriyoruz. Onlara ve onların feriştahlarına meydan okuyoruz.

Ve sonuç. Bu kurultayda binler bir aradayız. Milyonlar TV’de bizi izliyor. Kurultaydan sonra hepiniz Anadolu’ya dağılacaksnız. Size çok büyük görevler düşüyor.

1- Bu ülkenin huzura ihtiyacı var, her yerde savunacaksınız.
2- Bu ülkenin adalete ihtiyacı var, her yerde savunacaksınız.
3- Demokrasiyi her yerde savunacaksınız.
4- Bu ülkenin darbe hukukundan ayrılmış toplumsal uzlaşmaya dayalı yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Bunu her arkadaşım ezberleyecek. Her yerde her ortamda savunacağız.
5- Kimseyi ötekileştirmeden huzuru, adaleti ve demokrasiyi, yeni bir anayasa ihtiyacını her yerde seslendireceksiniz.
6- ‘Ben değil biz ne olacağız’ diyenlerle birlikte mazlumun ve mağdurun yanında olacağız. Aylardır hapiste yatan gazeteciler var…

Kim olursa olsun hakkı hukuku adaleti sonuna kadar savunacağız.

Bu 6 temel görevi yerine getirdiğimiz zaman göreceksiniz ki; tek adam rejimi yıkılacak, parlamenter demokrasi kurulacak ve Cumhurbaşkanı tarafsız olacak.

Şimdi duvarı yıkma zamanı. Şimdi bu çarkı değiştirme zamanı. Şimdi cebini dolduranlardan kurtulma zamanı. Türkiye’nin başına terör örgütlerini bela edenlerden kurtulma zamanı. Şimdi adalet, demokrasi zamanı, düşünme zamanı.

Sokakta caddede selamlaşma zamanı. Onların ördükleri duvarları yıkma zamanı. Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe olma zamanı. Tek adam rejimine karşı çıkma zamanı. Şimdi bayrağı ve Türkiye’ye sahip çıkma zamanı.

Kahraman orduya ve Mehmetçiğe karşı çıkma zamanı. Şimdi kucaklaşma beraber olma zamanı. Şimdi kadın erkek eşitliğini sağlama zamanı. Şimdi hak hukuk ve adalet zamanı.”

 

Konserler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu