GündemManşetMedyaPolitikaTürkiye

Kılıçdaroğlu: Gazetecinin kurtarılması seni neden rahatsız ediyor!

Maldivler Kutlu Olsun

kilicdaroglu grup olaganustuCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, ‘Bir gazetecinin serbest bırakılması, Suriye zindanlarından çıkarılması seni niye rahatsız ediyor arkadaş’ ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun uygulamaya girmesinin ardından kapatılacak bazı CHP’li belde belediye başkanlarının da grup toplantısında olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, yasayı eleştirdi. Türkiye ile benzer idari yapıya sahip Fransa’da belediye sayısının 36 bin 500 olduğunu, bunların 28 bininin nüfusunun 1000 kişinin altında olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, ”Kimse Fransa’da ‘şu belediyeleri kapatalım’ demiyor” ifadesini kullandı.

Demokrasinin temel kurallarından birinin halkın siyasal süreçlerine olabildiğince katılımını sağlamak olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, bir belediyenin kapatılmasına karar vermeden önce bunun halka sorulması gerektiğini savundu. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın da böyle öngördüğünü anımsatan Kılıçdaroğlu, ”İşine gelince halk, işine gelince vatandaş, işine gelince milli irade, işine gelince ‘at bunların hepsini, ne halkı ne milli iradesi ben karar verdim akşam, sabah belediyeleri kapatacağım. Karar verdim sabah bunları kapatacağım.’ Bu da Recep Tayyip Erdoğan demokrasisi. Böyle demokrasi istemiyoruz” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, CHP’nin büyükşehir belediyelerine karşı olmadığını, ancak büyükşehir yapılan illerin gelir kaynaklarının artılmaması halinde büyük sıkıntılar yaşanacağını söyledi. İstanbul’un yüzölçümünün 5 bin 300 kilometrekare, Kocaeli’nin 3 bin 500 kilometrekare, Konya’nın ise 38 bin kilometrekare olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin gelirinin 19 milyar lira, Konya’nın gelirinin ise bunun yirmide biri oranında olduğunu vurgulayarak bu rakamların dengesizliği ortaya koyduğunu savundu. Büyükşehir olan illerin hizmet verebilmesi için gelirlerin mutlaka artılması gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, iktidarın bu gerçekten değil, seçimlere yönelik oy kaygısından hareket ile bu yasayı yaptığını ileri sürdü.

Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun halkın, muhtarların, ilgilerin haberi olmadan gündeme getirildiğini savunan Kılıçdaroğlu, ”İki kişinin haberi var. İki kişinin haberi ile bunu yapıyorsanız, bunun adı yasa çıkarmak değil, buna kumpas kurmak denir. Böyle yasa, böyle yasama süreci mi olur- Halkına haber vermeden elinden belediyesini alıyorsunuz. Halkının iznini almadan elinden belediyesini alıyorsunuz. Neymiş Türkiye’de ileri demokrasi varmış, İşte o ileri demokrasi budur” diye konuştu.

CHP’nin sorumlu bir ana muhalefet partisi olarak kapatılacak belediyelerde Ekim ayında referandum yaptığını aktaran Kılıçdaroğlu, 361 bin 720 kişinin oy kullandığını, bunlardan 351 bin 908’inin ”beldelerinin kapatılmaması” yönünden görüş bildirdiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, bu referandumu yalnızca CHP’li belediyelerde değil, ayrımsız tüm partileri kapsayacak şekilde gerçekleştirdiklerini, sandık görevlilerini de farklı partilerden seçtiklerini belirtti. Sonucun halkın sesi olduğunu ve kulak verilmesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, ”Belediyesi kapatılan belde sakinlerine sesleniyorum; Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy verirseniz sonunuz budur. CHP’ye oy verir, iktidar yaparsanız o belediyelerin tamamını yeniden açacağım” dedi.
Yasanın uluslararası normlara ve anayasaya aykırılıkları bulunduğunu, gelinen süreçte yasanın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün önünde olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, Gül’ün TBMM’ye geri göndereceğine dair bir umut taşımadığını da kaydetti.

-”Yüreğinde kin olanlar hazmedemiyor”

Kılıçdaroğlu, Türkiye’de yaşanan acılara, dramlara gözlerini kapatamayacaklarını belirterek, sosyal demokrat bir parti olarak CHP’nin insani olandan ve insandan hiçbir koşulda, hiçbir zaman vazgeçmeyeceğini vurguladı. Görevlerinin insanı her hal ve koşulda yaşatmak, sorunlarını çözmek olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, CHP’li milletvekillerinin, Suriye’de esir tutulan iki gazetecinin serbest bırakılması yönündeki girişimlerini de bu anlayış içinde gerçekleştirdiklerini kaydetti. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
”Cüneyt Ünal’ı ailesi buluşturdular, Türkiye ile kendi toprağı ile arkadaşlarıyla buluşturdular. Herkeste bir memnuniyet var, herkes teşekkür ediyor. Yüreğinde insan sevgisi olan insanlar teşekkür ediyor. Yüreğinde kin olanlar ise bunu hazmedemiyor. Anlamakta zorluk çekiyorum. Bir gazetecinin serbest bırakılması, Suriye zindanlarından çıkarılması seni niye rahatsız ediyor arkadaş- Çık bunu bir millete bir açıkla bakalım. Gazeteci dernekleri devrede, aileler devrede, milletvekili arkadaşlarımız bu arkadaşımızı kurtarmak için devrede onlar rahatsız oluyorlar.”
Cüneyt Ünal için insani duygularla mücadele ettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
”Rahatsız olanlara sadece bir sözcük kullanacağım, zavallılar. Bu zavallılara ne denir- İnsanlıktan nasibini almamış, sevgiden nasibini almamış, insanı sevmeyi, saymayı bilmeyen, söylediği lafları da yapay bir şekilde söyleyen. Neymiş- Yaratılanı yaratandan ötürü severlermiş- Sevsene kardeşim, insan serbest kaldı, ülkesine geldi. ‘Hayır sevmem’ diyor- Niçin- ‘Benim yüreğimde kin var’ diyor. ‘Kin gözümü bürümüş’ diyor. Yüreğinde kin olan insanın topluma vereceği bir şey yoktur.”
Gelecek için gençlere ”kininizi unutmayın” diyen bir Başbakanın yüreğinde insan sevgisi olamayacağını savunan Kılıçdaroğlu, ”Vah zavallı adamcağız vah. Sana hangi dersi, nasıl vereceğiz bilmiyorum. Onun için özel hoca ayarlamaya çalışıyorum. Bir insanın yüreğine nasıl insan sevgisi aşılanır” dedi.

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

-”Sağduyu öfkeye yenilirse çılgınlığa dönüşebilir”

Konuşmasında terör sorununa da değinen Kılıçdaroğlu, terörün amacının orduyu yok etmek değil, tamamen psikolojik olduğunu, toplumun kimyasının bozulmasının, düşmanlık yaratılmasının ve sonunda da bölünmenin hedeflendiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, o nedenle aklın öfkeye yenilmesi halinde terörle mücadelede başarı elde edilemeyeceğini anlatarak, ”Bir ülkenin sağduyusu öfkeye yenilirse çılgınlığa dönüşebilir ve biz o zaman görürüz ki terör asıl o zaman hedefine ulaşmış olur” ifadesini kullandı.
Siyasetçinin öfke, kin ve önyargı ile hareket etmemesi gerektiğini de vurgulayan Kılıçdaroğlu, öfkeye teslim olan siyasetçinin çözüm üretemeyeceğini savundu. Kılıçdaroğlu, ”Ben öfkeyle kinle hareket edeceğim, o vuruyorsa ben de vuracağım, kine kinle mücadele edeceğim, o bölüyorsa ben de böleceğim” diyenlerin başarılı olamayacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
”Öldürmekten başka çözüm üretmeyen bir siyasetçi ülkeyi yönetemez. Öldürmekten başka çözümü olmayan siyasetçinin siyaseti bırakıp gidip askere yazılması lazım. Veya güvenlik güçlerine yazılması lazım, onların yasal görevi o çünkü. Siyasetçi çözüm üretmek durumundadır. Şehit sayısı ile öldürülen terörist sayısını kıyaslayıp bunu topluma verirseniz ve bunu da başarı olarak gösterirseniz bu da yanlıştır. Bir tek şehidimizi binlerce teröristle değiştirmeyiz. 30 seneden beri böyle yapılıyor. Bu doğru değil. Siyasetçi oturacak adam gibi çözüm üretecek. Uzmanlara sorduk dağa giden gençlerin ömrü ne kadardır- 3-5 arasında değişiyor. Düşünün 30 yıldır devam ediyor. terör azaldı mı- Hayır. Bitti mi- Hayır. Siyaset kurumu çözüm üretmediği için bu noktaya geliyoruz.

Bu sorunun kaynağı Diyarbakır değil, Bitlis değil, Hakkari değil. Sorunun kaynağı Ankara, Ankara’daki siyasetçilerdir. Koltuğuna oturup, oy hesabı, seçim hesabı yaparak insanları birbirine kırdıranlardır. Olaya böyle bakarsak, sağduyulu, akılcı bakarsak sorunu çözme konusunda önemli adımlar atmış oluruz.”

Bakanlar Kurulu’nu eleştiren Kılıçdaroğlu, ”Dışişleri Bakanı, ‘Elindeki ip teröristler için değil, Norveç’teki vatandaş’ için diyor. Adalet Bakanı, ‘Nereden çıktı bu idam- Bizim gündemimizde idam yok’ diyor. Başka birisi çıkıyor, ‘Ne idamı, nereden çıktı-‘ diyor. Ben merak ediyorum, bunlar nasıl bir Bakanlar Kurulu- Her biri ayrı telden çalıyor” diye konuştu.
Aynı çelişkinin kazaen CHP’de yaşanması halinde medyanın, ”Bu nasıl CHP- Her kafadan ayrı bir ses” yorumunu yapacağını belirten Kılıçdaroğlu, ”Neden şimdi konuşmuyorsunuz- Neden dut yemiş bülbüle döndünüz- Recep Tayyip Erdoğan’ın korkusu sizin ruhunuza mı sindi-” diye sordu.

Gelinen noktanın, ”kredisi biten Başbakan” noktası olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın çözüm üretmediğini, ne dediğini bilmediğini iddia etti. Başbakan Erdoğan için, ”Cama bakıyor okuyor, indikten sonra neyi söylediğini bilmiyor” diyen Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın, sorunları çözemediğini, ancak bunun vatandaşlar tarafından görülmesini engellemek için” elinden gelen her türlü numarayı yaptığını” öne sürdü.

Erdoğan’ın, kendisine, ”29 Ekim’de Ulus’ta Türk bayrağını yiğitçe sallamak mümkündür, yiğitsen git Hakkari’de bunu yap” dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

”Hakkari’nin bu ülkenin toprağı olduğunu unutmuş. Hakkari’de de Türkiye’nin her toprağında da yapacağız. Hakkarili’nin dedesinin kanı al bayrağımızda var. Bu ülkenin bağımsızlık savaşını beraber verdik. O bayrak 74 milyon insanın onuru, gururu, saygısıdır. Sen kim oluyorsun da o bayrak üzerinden siyaset yapıyorsun.

‘Gel Uludere’ye gidelim’ dedim, korktu gelemedi. ‘Korumana gerek yok, ben seni korurum orada. Yeter ki gel, elimize bayrak alıp gidelim’ diyorum. Gelebilir mi, gelemez. Cesaret edemez.

Bir Başbakan düşünün, Van’a gidiyor, ev tapularını dağıtacak. 2 bin 400 korumayla gidiyor. Hayırlı iş için gidiyorsun, 2400 koruma…Sen bu ülkeyi ne hale getirdiğini düşünebiliyor musun- ‘Hakkari’de de o bayrağı sallayabiliyor musun-‘ diye soran Başbakan’ın önce yüzünün kızarması lazım.”

-”Sorunları halka fatura ettiler”-

İktidarın, hem içeride hem dışarıda sorun yarattığını iddia eden Kılıçdaroğlu, ”Bu sorunları halka fatura ettiler. Bu beylerin hiç fatura ödediği yok. Şehit düşenler, yoksulluk çekenler bu ülkenin gariban vatandaşları. Han, hamam sahipleri, Karun gibi zengin olanlar onlar. Gözü doymuyor bunların. Amacı, ‘Ben Cumhurbaşkanlığı koltuğuna nasıl otururum-‘ Bütün söylemlerinin temel amacı bu. O koltuğa otursan bile vicdanın buna el verecek mi merak ediyorum” diye konuştu.

-”Herkese düşman Türkiye, herkesin düşman olduğu Türkiye…”-

Hükümet’in dış politikasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, sıfır sorunla yola çıktıklarını ancak şimdi herkesle kavgalı olduklarını söyledi.

Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’in, Irak’ın işgaline karşı çıkan saygı değer bir Başbakan olduğunu, ancak bunun faturasının ağır ödetildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ”dalavere” ile Ecevit’in Başbakanlıktan indirildiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, ”O şerefli insandı. O, ülkesinin çıkarlarını sonuna kadar savunan insandı. Sadece Türkiye değil, Ortadoğu’daki bütün halkların barış içinde yaşamasını isteyen insandı” dedi.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

”1,5 milyon Iraklı öldü, on binlerce kadına tecavüz edildi, Bağdat harabeye döndü. Hala onlarca insan ölüyor, barış bir türlü gelmedi. Irak üçe bölündü ve birisi kalktı Amerikan askerlerine başarılar diledi. Aynı oyun şimdi Suriye’de oynanıyor. Orası da üçe bölündü, orada da çatışma var.

Türkiye’nin konumu şuydu: Ortadoğu’da yaşanan sorunlara çözüm üreten devlet algısı yaratmıştı. Başvurulan devlet algısı vardı. ‘Sorun çıkarsa danışırız, arabulucuğuluğunu isteriz’ deniliyordu. Bunların hiçbirisi yapılmadı bu iktidar döneminde. Irak’ta taraf oldular, Suriye’de taraf oldular. İsrail, Filistin çatışmasını bir tarafa bırakın, Filistin’de de Libya’da da taraf oldular. İşin garibi nerede taraf oldularsa orada hep yenildiler.

Geldiğimiz noktaya bakın, Türkiye’nin dış politikası böyle mi olmalıydı- Herkese düşman Türkiye, herkesin düşman olduğu Türkiye… Neden böyle olsun- Mavi Marmara’yı gönderdiler. Sağ duyulu herkes ‘yapmayın’ dedi. ‘Biz göndereceğiz…’ Neden, ‘seçim var, seçimde oy var.’ Onun getireceği maliyeti hiç düşünmediler. Geldiğimiz noktada bütün İslam coğrafyasında çatışmalar var, zihinlerde ayrışmalar bölünmeler var. Türkiye bu sürece katkı yapan bir devlet kimliğine kavuştu. Birleştiren değil, bölen ve böldüren ülke konumuna geldi.”

-”Samimiysen, Kürecik’teki füze kalkanını askıya alırsın”-

Gazze’de bir insanlık dramı yaşandığını belirten Kılıçdaroğlu, İsrail’in, çoluk çocuk, genç yaşlı demeden, insanlığın kabul etmediği koşullarda saldırdığını söyledi. Bunu kabul etmenin mümkün olmayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, ”Filistin, bölgesinde saygın bir devlet kurmaya hakkı olan bir ülkedir. Kendi bağımsız devletini kuracaktır. Filistin bunun mücadelesini veriyor. En doğal mücadelesini veriyor” diye konuştu.

İsrail’in kendi tarihinde ders alması, halkına yapılan zulmü unutmaması gerektiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, aynı zulmü Gazze halkına çektirmenin İsrail halkına yakışmadığını belirtti.

”Gelişmiş silahlarınızı Filistin’de deniyorsunuz, vahim bir hata, bunun düzeltilmesi lazım” diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

”Biz Ortadoğu’da barış olmasını, İsrail ve Filistin’in kendi aralarında sorunlarını çözmesini isteriz. Çoluk çocuğun katledildiği bir savaşı, kim yaparsa yapsın kabul edemeyiz.

Dış politikada Recep Tayyip Erdoğan herkese ders veriyor ya Gazze’de açmaza düştüler. Ne yapacak, telefon ediyor, ‘Gazze’de bu oldu.’ Telefon etti, dersini aldı. Eğer çaresizlik üretiyorsanız, çözüm üretmiyorsanız, çözümün parçası değilseniz, sizin itibarınız yoktur. Bunu Recep Tayyip Erdoğan’ın öğrenmesi lazım. Sen çözüm üretemezsin. Çünkü Ortadoğu coğrafyasında itibar kaybeden lidersin sen. Sadece Obama’ya kızmıyor; Arap Birliği’ne, İslam Kalkınma Örgütü’ne, Birleşmiş Milletler’e, Avrupa Birliği’ne ve Filistin’e de kızıyor. Eğer gerçekten Recep Tayyip Erdoğan, Gazze konusunda bir şey yapmak istiyorsa basit yolu var. Malatya Kürecik’te füze kalkanı var. Eğer gerçekten İsrail’e karşıysan, oradaki ölümlere karşıysan, samimiysen, Kürecik’teki füze kalkanını askıya alırsın.

Kürecik neden kuruldu, İsrail’in güvenliği için. Bağırıp çağırıyor, İsrail’e kızıyorsun. Sen yap, örnek ol. Kürecik’teki radar istasyonunu kapat. Yapabilir mi- Yapamaz. Onu yapmak için bir adamda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olacak yürek lazım, yürek.

Senin maskeni indireceğim Recep Tayyip Erdoğan, indireceğim. Bütün dünyada maskesi indi ama Türkiye’de inmedi. Medyası var çünkü. Sabah akşam pohpohluyorlar, ‘aslansın, kaplansın’ diyorlar. Bunun için de tiraj kaybediyorlar. Satılmıyor, vatandaş okumuyor, çünkü inanmıyor.”

Eskiden Türkiye’nin dostluğuna güvenildiğini, düşmanlığından çekinildiğini belirten Kılıçdaroğlu, şimdi ise ”bölgenin oyuncağı, şamar oğlanı” haline geldiğini ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, ”Kimin askerinin başına çuval geçirildi, kimin zamanında- Kimin savaş uçağı düşürüldü, kimin zamanında- Kimin askerleri kurşuna dizildi, kimin zamanında- Senin askerinin başına çuval geçirildi de sen ne yaptın- Medya bunu ‘Ortadoğu fatihi’ olarak gösteriyor. O medya bu nedenle okuyucu kaybediyor. Hangi fatihten bahsediyorsun sen- Esen gürleyen, bereketsiz fatih.” diye konuştu.

Konserler

NationalTurk

NationalTurk Haber Merkezi, En Son Haberleri Gündemi, Spor Haberlerini, Ekonomi, Seyahat, Magazin, Politika ve Son Dakika Haberlerini en doğru ve objektif şekilde size ulaştırır.NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu