GündemRöportaj

Önder Sav röportajında ikinci perde

Bali

onder sav deniz baykalEge’de Son Söz gazetesinin CHP Genel Sekreteri Önder Sav’la yaptığı olay röportajın ikinci kısmı;

CHP Genel Sekreteri Önder Sav’la Gandhi Kemal’in doğuş hikayesini konuşmaya devam ediyoruz. İlk bölüm, Türkiye’de tam anlamıyla gündem yarattı. Gün içinde onlarca haber portalı, internet gazetesinin manşetlerinden düşmeyen Sav röportajının ilk bölümü milyonlarca kişi tarafından okundu.

Şimdi, olay yaratan röportaj kaldığı yerden devam ediyor…Birinci bölümde Sav’ın Baykal’la yollarını nasıl, hangi koşulda ayırdığını, Kılıçdaroğlu’na nasıl karar verdiğini Gandhi Kemal’in doğuş hikayesi başlığıyla ele almış, Kılıçdaroğlu’nun adaylık açıkladığı 17 Mayıs Pazartesi günü öğle saatlerine kadar olan süreci ayrıntılarıyla ele almıştık.

Bugün, yani ikinci bölümde ise 17 Mayıs günü öğleden sonradan, 18 Mayıs Salı günü yapılan il başkanları toplantısının sonuna kadar yaşanan kritik saatlerde olanları kaleme alacağız.

Partinin Genel Sekreteri olarak il başkanları üzerinde zaten belirli bir gücü olan Önder Sav’ın bir gün içinde, gücünü ikiye katlayarak 77 il başkanına ulaşıp, Kılıçdaroğlu’nu tek adaya dönüştürürken, Baykal’a ‘aday değilim’ açıklaması nasıl yaptırdığını göreceğiz.

İŞTE SAV’IN AĞZINDAN GANDHİ KEMAL’İN DOĞUŞ HİKAYESİ (2)

ÜMİT YALDIZ: Ve olaylı MYK’da sizi istifaya davet edenleri Parti Meclisi’ne davet edip bir anlamda meydan okudunuz. Amacınız neydi?

NationalTurk World Son Dakika

ÖNDER SAV: Neden dedim onu biliyor musun? Parti meclisinde onları ben tasfiye edeceğim de ondan. Hayır, gaza gelip PM’yi toplasalar onlar tasfiye olacak. Cesaret edemediler tabi ki. O saatten itibaren dönmeye başladı çark.

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

YALDIZ: Salı günü yapılan il başkanları toplantısından önce ‘Baykal’a dön’ çağrısının çıkması bekleniyordu. Pazartesi günü 11,30’daki Kılıçdaroğlu açıklaması, bir saat sonra TBMM’deki 60 vekilin desteği, kavgalı MYK toplantısı derken bir gün sonra 77 il başkanının Kılıçdaroğlu’na açık desteği çok hızlı ve ilginç bir sonuç oldu. Baykal’ı destekleyen 4 ili ayrıca değerlendirmek gerekebilir belki de sayının 77’ye çıkmasını bekliyor muydunuz?
Kılıçdaroğlu’nun adaylığı nasıl oldu da bir günde çığ gibi büyüdü. Nasıl oldu bu?

BAYKAL GELİRSE KORSUSU VARDI BAZILARINDA

SAV: Bak şöyle oldu? Pazartesi günü bu olaylar yaşanırken, Salı günü yapılacak il başkanları toplantısı için çok sayıda il başkanı o gün Ankara’ya gelmişti. Diğer odalarda in cin top oynuyor. Benim odam ana baba günü…
30-40 il başkanı var. Bir anda 30 kadar il başkanı bu odada konuşup olayı değerlendirmeye başladılar. Bir kısmı koşulsuz heyecanlanmış, ‘Genel sekreter ne derse varız’ diyor. Bir kısmı müterettid, (tereddütlü) o mütereddit olanların bir kısmı mütemayil.(Meyilli) Ama ‘Ya Deniz Baykal gelirse?’ gibi bir korku var çoğunda.

İL BAŞKANLARINA GEMİLERİ YAKIYORSANIZ İMZA ATIN DEDİM

Tabi ki bir kısmı da ‘benim gibi’ gemileri yakıyor.
O arada zannederim Ordu il başkanı…
‘Ya arkadaşlar biz burada konuşuyoruz, konuşuyoruz. Kılıçdaroğlu’nu desteklediğimize dair bir imza açalım’ dedi.
Ve o anda başladı imzalar… Odada olanlara şunu söyledim.
Bakın arkadaşlar, yarın Deniz Baykal aday olabilir. Bugün MYK’nın yaptığı açıklamada Deniz Baykal’ın adaylığının görüntüsünü alıyorum. Deniz Baykal’dan habersiz böyle bir açıklama yapacaklarını sanmıyorum. Habersiz bir açıklama yaptılarsa Deniz Bey’e hakaret ettiler demektir. O da başka bir ayıptır. Yarın Deniz Baykal, MYK’nın çağrısıyla adaylığını açıklar ya da aday yapılmak istendiği zaman bu imzanızı geri çekecekseniz, şimdi hiç imza atmayın’ dedim.

ELAZIĞ İL BAŞKANI KAÇTI

Burada şunu söylemeye çalıştım. Artık köprüleri atıyorsanız, benimle beraber, benimle yürüyecekseniz bu imzayı atın, köprüleri atıp, gemileri yakamıyorsanız hiç imza atmayın.
Bir tek İl Başkanı laf etmeden kaçtı. Elazığ il başkanı…
Öbürleri ‘ne münasebet dediler, sizle beraber yürüyoruz. Bunca yıl beraberiz, hiç yanlışınız olmadı, şu anda da bize yanlış yaptırmayacağınıza inanıyoruz’ şakır şakır imzaları attılar.
Ve Salı günkü toplantı için Ankara’ya gelen, yoldaki arkadaşları ile telefonlaşmaya başladılar. Tüm il başkanlarını ‘Genel sekreterin odasına gelin’ diye çağırmaya başladılar. Birden bire kartopu büyümeye başladı destek.

YALOVA İL BAŞKANI ‘BAYKAL GELEBİLİR, BEN YOKUM’ DEDİ

Gelen il başkanları gelişmelerden haberdar olmadığı için, aynı üslupla onları da uyarıyorum. (köprüleri atacaksanız, gemileri yakacaksanız imza atın uyarısını kast ediyor)
Onlar da diğerleri gibi ‘ne münasebet’ diyerek şak diye imzayı atıyorlar. Gelen il başkanları arasında odaya girip de ‘ben bu imzayı atmam diyen’ bir tek il başkanı oldu.
Yalova. Deniz beyin dönme ihtimali var. Beni maruz görün’ dedi.
‘Gayet tabi ki, haklısın’ dedik.

DİYARBAKIR’IN İMZASINI DA BEN ALMADIM, RİYAKARLIK OLUR DEDİM

Bir il başkanı da imza atmak istedi. Onu da ben almadım. Diyarbakır il başkanı…
Bak dedim. Senin ağabeyin (Mesut Değer’i kast ediyor) MYK’da Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı tavır koydu. Deniz Baykal’a davetiye çıkardı, beni de istifaya davet etti. Senin buraya imza atman riyakârlık olur. Dedim.
Etik de bulmam, sen imza atma çık. Dedim. Müthiş bir alkış koptu. Diğer il başkanlarından…
Yani ben imza sayısında, gösterişinde değildim. Gerçek bir dayanışmayı ortaya koysun istiyordum bu imzaların. Yoksa Diyarbakır’ın imzasını da alırım. Mesut’u da güç durumda bırakırdım.

GÜRSEL TEKİN O AKŞAM İMZA ATMADI, SELAM VERİP, GİTTİ

Hatta orada ‘Bu akşam birlikte yemek yiyelim’ dediler. Yolda da yemek yeri diğer gelenlere bildirildi. O akşam yemeğe gelenlerle birlikte 58 imza çıktı.
Yarın sabahtan il başkanları toplantısı var. Toplantı daha başlamadan imzalar 62’ye ulaştı.
İstanbul il başkanı da odaya geldi. Merhaba dedi. Kaçtı, gitti. İmza atmadı.

YALDIZ: Ve partinin kaderini etkileyecek il başkanları toplantısı başladı. Tüm MYK üyeleri de oradaydı.

AMAÇLARI İL BAŞKANLARINI ETKİLEMEKTİ, BAŞARAMADILAR

SAV: Evet. Bu yanlıştı. Cevdet Bey’e (Genel Başkan Vekili Cevdet Selvi) ben, ‘Deniz Bey’le gittiğimiz kurultaylardan önceki il başkanları toplantısında bir Deniz bey, bir de ben olurduk. Hatta ben de çoğundan erken ayrılırdım, Deniz bey yalnız yönetirdi il başkanları toplantısını’ dedim. ‘Bütün MYK’yı çağırma’ diye bunları söyledim. Amacını sonradan anlıyorum. Diğer MYK üyeleri üzerinden il başkanlarına baskı kurmakmış amacı. Ama olmadı, başaramadılar. Ve ben o gün CHP örgütü ve il başkanlarıyla iftihar ettim.

İL BAŞKANLARIYLA GURUR DUYDUM, GEMİLERİ YAKAN DEVRİMCİLER GİBİYDİ HEPSİ DE…

Diğer MYK üyelerinin gözlerinin içine baka baka, takır takır düşüncelerini söylediler. Hani gemileri yakmak vardır ya… Niyazi Berkes’in kitabında Mustafa Kemal’i tarif ederken kullandığı, ‘gemileri yakan lider, arkasına bakmadan giden lider’ ifadesi vardır. Aynen öyle bir durumdu bu da.
İl Başkanları da o gün gemileri yakan devrimciler gibiydi. Dönüş yok artık bu kavgada. Deniz Baykal değil kim aday olursa olsun biz yolumuzu çizdik kararlılığı vardı hepsinde de. Bunu saptırmaya, elden çıkarmaya çalıştılar.

İL BAŞKANLARINI BAYKAL’A GÖTÜRMEYE ÇALIŞTILAR, BEN ENGELLEDİM

Deniz Bey’in evine randevu alıp il başkanlarını götürmeye çalıştılar. Bunun bende delili de var. Neyse bitti toplantı. 77 il başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘evet’ dedi. Ama pes etmediler. Cevdet Bey, ‘İlla Deniz Beyin evine gidelim, sonra karar verirsiniz’ falan dedi.

Bir kısım il başkanları olmaz diye isyan ettiler. Biz burada irademizi ortaya koyduk. İrademizi açıklayalım ondan sonra Deniz beyin evine gidelim dediler. Ya işte falan, filan diye ısrarlar başladı bu kez de diğerlerinden…

Ben de döndüm, ‘Cevdet Bey dedim. Bu MYK, hükmi kişiliğini kaybetmiş bir MYK’dır artık” dedim ve İl Başkanlarına dönüp, “Arkadaşlar, bundan sonra partinin sahibi sizsiniz, çıkın dışarıya açıklamanızı yapın” dedim. Hurra… Çıktılar, açıklamalarını yaptılar. Deniz Bey’e de gidilmedi.

YALDIZ: Size o toplantıda atfedilen bir iddia oldu. İl başkanlarını etkilemek için ‘Ya Deniz Bey’in ikinci kaseti varsa’ gibi bir konuşma yaptınız mı? Bu iddia edildi çünkü…

SAV: Hayır, hayır… Hiç hiç. Hiç konuşmadım ki ben. Hiç alakası yok.

YALDIZ: İlginç olan bu sürecin, sizin deyiminizle Deniz Beyin eteğine saklanıp siyaset yapanlarla sizin aranızda geçen ve hamle savaşına dönüşen bir süreç yaşanmış görünüyor.
Ve siz çok dik durdunuz. Yarım asırlık arkadaşım, dostumdur ama bundan sonra Deniz Baykal’la yollarımız siyaseten ayrılmıştır, bundan sonra kim aday olursa olsun benim adayım Kemal Kılıçdaroğlu’dur’ diyecek bir kararlılık ortaya koydunuz. Sizi komplo olayı ile ilişkilendirmeye çalıştı karşı taraf? Tuttu mu peki bu iftira?

SAV: Hayır, tutmadı. Ne yaptılarsa da başaramadılar.

YALDIZ: CHP’de devrim niteliğinde bir iş başardınız. Ve partinin tarihine baktığımızda benzer olaylarda Genel Sekreterlerin bu tür değişimlerin merkezinde yer aldığını da görüyoruz. Ama genelde de liderliğe oynamışlardır Genel Sekreterler… Deniz Baykal, Bülent Ecevit gibi…Bu son olayı diğerlerinden ayıran tek nokta sizin liderliğe oynamamış olmanız değildir her halde?

SAV: Bu yaşanmış olayın CHP tarihinde bir örneği daha yoktur. Bülent Ecevit-İsmet paşa mücadelesinde rahmetli Ecevit MYK tarafından destekleniyordu. Parti meclisi de onu destekliyordu.
Bizim süreçte MYK bir tarafta, Genel Sekreter bir taraftadır. İlginçlik bu. Bir örneği daha yok.

YALDIZ: Peki, Kılıçdarooğlu’na ‘hayır’ deyip, Baykal’ı destekleyen dört ili hiç ele aldınız mı? Biri Antalya’ idi ve Baykal’ın memleketi olması nedeniyle duygusal olması beklenebilirdi belki.

SAV: Bilmez miyim? Ben daha fazla bekliyordum.

YALDIZ: İzmir’i bekliyor muydunuz?

SAV: Evet. İzmir’in Baykal diyeceğini biliyordum. Hatta Adana’yı, Hatay’ı, Ağrı’yı da tahmin ettim. Yalnız Samsun ikircikli davrandı.
Toplantıdan sonraki gün Elazığ il başkanı yine geldi buraya. Hani ilk gün (pazartesi) çekip giden…
‘Bak dedim, sen imza vermeden gittim. Hiç yadırgamıyorum. Siz 10 delegesiniz. Sen imza ya da oy vermesen de 9 delegen takır takır Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verecek’
‘Doğru abi’ dedi. Ben bu illeri biliyorum dedim. İl başkanı ayrı, delege ayrı düşünüyor.
Ve odadan çıktı. Siyasette söz, sesten daha hızlı gider. En geç yarım saat bile geçmeden Elazığ il sekreteri aradı.
‘İl başkanı gelip, böyle böyle yapmış. Dokuz delegeyle birlikte imzalı desteği hemen fakslıyorum efendim’ dedi.

YALDIZ: İzmir’i de öyleydi galiba…?

İZMİR’İ EKREM’E Mİ SORACAĞIM BEN?

SAV: İzmir’i Ekrem’in söylemesine gerek yok. İzmir’i Ekrem’le mi tartışacağım, tanıyacağım ben? İzmir delegasyonunun teker teker ne yapacağını iyi biliyorum. Taş çatlasa 10’un üzerinde fire olmayacağını biliyorum. Ekrem orada konuşurken altı yürüyordu. Velhasıl böyle bir aşamadan sonra il başkanları da açıklama yapınca, Deniz Bey’in hala aday yapılması talepleri vardı.

YALDIZ: Tüm bu iradeye rağmen mi? 77 il başkanı, 60 milletvekiline rağmen mi?

BAYKAL İLK KEZ O GÜN ‘ADAY DEĞİLİM’ DEDİ

SAV: Bence Deniz Bey orada neticede düzgün bir karar verdi ve ‘aday değilim’ diye açıkladı. Aday değilim diye… O zamana kadar ‘aday değilim’ demedi. ‘İstifa ediyorum, hakkınızı helal edin falan, filan’ dedi.

Süreç bu şekilde geldi ve biz Çarşamba günü, kurultaya üç gün kala Kılıçdaroğlu’nun adaylığını CHP ailesine de topluma da kabul ettirmiş olduk. Şimdi arkadaşlarımızın başta Sayın Baykal olmak üzere kullandıkları bir değerlendirme vardı.
Aday mutabakatla çıksın… Kemal Kılıçdaroğlu için kiminle mutabakat yapılacak? İstemiyoruz diyen MYK üyeleriyle mi? Yılmaz Ateşle mi, Mehmet Ali Susam’la mı, Onur Öymen, Mustafa Özyürek, Savcı Sayan’la mı mutabakat yapacaktık? Mutabakat kurultayda olur. Kurultay’da da oldu zaten… Herkes de bunu gördü, yaşadı.

Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 76)
Konserler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu