Sportif alanda zihinsel performans antrenörlüğü yapan bir sosyal bilim uzmanı Ersin Afacan’ın, Volkan Demirel’in Habertürk muhabiri Vedat Danacı’ya saldırmasıyla ilgili yazdığı ‘Seni evinden aldıracağım’ adlı makalesini sizlerle paylaşıyoruz.

Volkan Demirel Habertürk muhabiri Vedat Danacı’ya ‘Seni yazdım, seni evinden aldırmazsam Volkan Demirel değilim’ diyerek saldırmıştı.

Volkan Demirel Vedat Danacı tartışması video için tıklayınız

Seni evinden aldıracağım

Milli Takım’ın Avusturya kampında Kaleci Volkan Demirel ile Foto Muhabiri Vedat Danacı arasında geçenlerde bir gerginlik yaşandı. Yaşanan olay sırasında Vedat Danacı’ya hakaretler ettiği öne sürülen Volkan’ın “Seni evinden aldıracağım” diyerek Danacı’nın üzerine yürüdüğü belirtildi.

Volkan, yaşanan olayla ilgili Twitter hesabı üzerinden açıklama yaptı. Volkan sözlerine “Bugüne kadar düzgün işini yapan kimseye saygısızlık yapmadım. Ancak ben de aynı saygıyı karşı taraftan bekliyorum. Gazeteci bir arkadaş izin günümüzde fotoğraf çekiyordu. Takım arkadaşlarım söylemesi ile ben de arkadaştan beni çekebileceğini onların istemediğini söyledim. Dilediği gibi başta çekebileceğini sonra rahatça hareket edebilmemiz için çekmemesini rica ettim. Gazeteci arkadaş diğer gazetecilere haber verdi ve kalabalık oldular. Daha sonra ‘çekmek nasıl olur gör’ der gibi tahrik etti kendisi.” ifadeleriyle başladı. Tatsız bir olay yaşandığını belirten kaleci Volkan Demirel, şunları söyledi: “Dileyen istediği gibi algılayıp yorumlayabilir. Olay tamamen böyle yaşanmıştır. Bana birisi saygısızlık yapmadığı sürece ben kimseye saygısızlık yapmam” şeklinde tamamladı.

Aslında bu sözlerin üzerine söylenecek çok şey yok ama biz yorumumuzu yapalım. Öncelikle gazeteciler başta olmak üzere herkes birbirinin kişisel haklarına saygı göstermek zorundadır. Dolayısıyla gazeteci de muhatap olduğu kişilerin rızası olmadan ve karşı tarafın ricasına rağmen fotoğraf çekmeye çalışması en basit anlatımla kişisel haklara saygısızlıktır ki Volkan da “ben de aynı saygıyı karşı taraftan bekliyorum” diyerek bu durumdan şikayetçi olmuştur. Ben şu an Volkan’ı savunmak durumdan kalıyorum ancak sporcu merkezli düşünmemiz gerekiyor. Çünkü sporcu olmadan ne gazeteci, ne antrenör, ne taraftar, ne yönetici yani hiçbir grup olamaz. Sporla ilgili olan ve spordan para kazanan herkes varlıklarını sporculara borçludur. O zaman hepimiz, önce ve her zaman sporcuya saygı duymamız gerekiyor.

Fakat gel gelelim akıl almaz yorumlarla karşılaştım. Mesela Mehmet Demirkol demiş ki “Volkan ağzından çıkan lafın farkında değil”. Peki nereden biliyorsun farkında olup olmadığını ve gazeteci yaptığı davranışın farkında mı? Hakan Can ise “O milli formayı giyiyorsan 24 saat habersin” diyor. Bu nedir Allah aşkına? Gazetecilerin sınırsız ve sonsuz hareket özgürlüğü mü olacak? Sporcuların isteklerine ve düşüncelerine saygı olmayacak mı?

Öte yandan, konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD), kaleci Volkan Demirel’e sert tepki gösterdi. Açıklama “Bundan böyle hiçbir gazeteci arkadaşımızın sahipsiz kalmayacağını kamuoyuna duyururuz.” diye bitirilmiş. Acayip bir ülke olmaya başladık. Peki bu TSYD, futbolcular hakkında yalan, iftira ve karalama haber yapıldığında neden susuyor? Futbolcular sahipsiz mi? Medya sütten çıkmış ak kaşık mı?

Tamam, bizim futbolcularımın bilgi ve görgü eksiklikleri var ama bu onlara saygısızlık yapılmasını gerektirmez. Dolayısıyla gazeteciler de saygı görmek istiyorsa futbolculara saygı gösterecek ve ricalarını dikkate alıp başına buyruk davranmayacak. Futbolcuların da böyle bir ortamda ve yanlış paradigmaların kabul edildiği bir dönemde yapması gereken şey basını takip etmemesi ve gazeteleri okumamasıdır.

Ersin AFACAN