EğitimGündemManşetPolitikaSadece NationalTurk'deTürkiye

Üniversitelerde neler serbest olmalıdır?

Maldivler Kutlu Olsun

vendettaBilimsel araştırma serbest olmalıdır. Ki ülke kalkınmasının motoru yerli üretim olabilsin, yabancı sermayeye bağımlılıktan kurtulabilelim.

Dünya ekonomisine entegre olalım ama sığınak üssü ya da yağma merkezi olarak değil üreterek, araştırarak. Uluslararası arenada kabul gören saygın akademisyenlerimiz kendi ülkelerinde çalışmayı tercih etsinler. Akademik ortamımız canlansın ve üretken hale gelsin. Bugün 22 milyonluk nüfusu olan Tayvan ‘da yılda 10.000 civarında patent alınıyor. Tüm dünyada üretilen anakartların %75’i ve tüm dünyada üretilen notebookların %80’i Tayvan’da üretiliyor. Türkiye’de yılda alınan yerli patent sayısı 1800 dolaylarında ve uluslararası arenada geçerli patent sayımızda yok denecek kadar az. Üniversitelerimizin başlıca meşgalesini bilimsel araştırma ve yenilik oluşturmuyor gibi görünüyor.

Özgür düşünce serbest olmalıdır. Ki doğrulara değişik pencerelerden bakmayı öğrenebilelim. Yetiştirilen yeni kuşakların özgür bireyler olmasını istiyorsak onlara özgür düşünceyi öğretmemiz gerekiyor. Özgür düşünce bireylerin birbirlerine olan tahammüllerini de tahayyülümüzden öte değiştirecektir.

Mitlerin arkasına saklanmadan herşeyi eleştirebilmek serbest olmalıdır. Tartışabilmek serbest olmalıdır. Konuşmak, karşıdakini anlamak, iletişebilmek tartışma kültürünün oluşmasından geçer. Tartışamayan insan kaba kuvvete yönelecektir. Tartışamayan, özgür düşünmeyen kimse birey olmaz. Esen rüzgarla aynı yöne giden; diğer kum tanelerine de vura vura aynı kendisi gibi yapan ve esen rüzgarla savrulmak isteyen yığınlarda birer kum tanesi haline gelir.

Öğrencilerin kendilerini özgürce ifade edebilmesi serbest olmalıdır. Üniversite öğrencisi, kişisel gelişiminin sağlıklı olabilmesi için siyasal alanda dahil olmak üzere her alanda kendini ifade edebilmeyi öğrenmelidir . Tepkilerini açık yüreklilikle savunup ifade edebilmesi onun birey olma yolundaki adımlarından sadece birisidir. Var olabilmek için belirli güç odaklarının etkisi altına girmek yerine kendi düşünceleri doğrultusunda kendini ifade edebilmesi genç kuşaklarla iletişim kurabilmenin en sağlıklı yoludur. Siyasal otorite de bu şekilde mevcut sıkıntıların farkına varıp kitlelerin sesine kulak verebilsin.

Ve evet kişiler diledikleri gibi giyinmekte, diledikleri sembolleri üzerinde bulundurmakta serbest olmalıdır. Herkes açık yüreklilikle ne istediğini ne gündemi ve ne ufku olduğunu tartıştığında ortak akıl en uygun yolu bulacaktır. Önemli olan farklılıkların zenginliği, her türlü kimliğin saygı ve kabul görmesi. Üniversitelerin kimlik bulma, ifade etme ya da kimlik empoze etme değil, bilim üretme, özgür düşünceye bayraktarlık etme yuvaları olduğu anlaşılsın. Gençler birey olarak kabul edilsin. Ve gizli ajandalar güdülmesin.

Seçim Sonrası Meclis Aritmetiği:

2,5 aydan az zaman kaldı seçime. Kesin aday listeleri henüz açıklanmadığı için henüz ateşi çok yükselmiş değil siyasetin. Meydanlara inilmedi. Şu an için tablo 3 parti ve 35-40 arası bağımsız adayın meclis de temsil edileceği yönünde. Daha önceki bahislerimizden birinde seçim sisteminin temsili olumsuz etkilediğini rakamlarla ortaya koymuştuk. Ancak ileri demokrasi iddiası taşıyan siyasal iktidar temsilde adaleti tesis edecek bir seçim sistemini bu dönemde de gündeme almadı. Bunun yerine ileri demokrasiye geçmek için 12 Eylül 2010 referandumunda memurların uyarma kınama cezasına yargı yolu açılması veya her çocuğun ana babası ile ilişki kurma ve sürdürme hakkı(!) gibi öğeler tercih edildi.
Seçim sonrası oluşacak meclis aritmetiği kapsamlı bir anayasa değişikliğine yön verecek.Başbakanın açıklamaları da bu yönde. Nitekim başkanlık sisteminin gündemde olduğu anlaşılıyor. İlk kez seçimle gelen bir kurucu meclisimiz olacak. Evet çok süslü, romantik görünüyor. Ancak kaçımızın içinde yeni anayasanın gerçekten özgürlükçü olacağına, daha önce yaşanılanların intikamını almaya yönelik olmayacağına ya da ülkeye refah ve dirlik getireceğine dair inanç var. Kaçımız bunları düşünüyoruz? Gerçekten oturup tartışmamız gereken sorunların tartışılacağına kaçımız inanıyoruz. Başkanlık sisteminin ne olduğu ne olacağını kaçımız biliyoruz?

Başkanlık sistemi hakkında ileride daha detaylı konuşmak üzere yazıyı buraya kadar okuyan her okuyucuyu durup düşünmeye çağırıyorum. Neler olup bittiğinin farkında mıyız? Ne olmasını istiyoruz. Gelecekte hayatımızın nasıl sürükleneceğine dair bir vizyonumuz var mı? Bugün yaptıklarımızın, tercihlerimizin bizi nereye götürdüğünün farkında mıyız? Yoksa birbirimize inat mı ediyoruz?

Erdem ASYALI / NationalTurk

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 68)

Konserler

NationalTurk

NationalTurk Haber Merkezi, En Son Haberleri Gündemi, Spor Haberlerini, Ekonomi, Seyahat, Magazin, Politika ve Son Dakika Haberlerini en doğru ve objektif şekilde size ulaştırır.NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu