İspanya Milli Takımı Dünya Kupası’nı kazandı fakat ondan önce İspanyol tenisçi Rafael Nadal, Tomas Berdych karşısında kendisinin ikinci Wimbledon ünvanını ve 8.Grand Slam ünvanını kazandı.
Televizyondan canlı yayında maçı seyrettim. Maç boyunca not aldığım düşüncelerimi sizinle paylaşmak istedim. Nadal’ın maçın başında sert tenis oynayacağını tahmin ettiğimden baskının işaretlerini görmek için Berdych’in tepkilerine odaklandım.
Maçın başında herhangi bir sinirlenme işareti görmediğim Berdych, iyi oynuyordu. Grand Slam finalleri bir tenisçi için bazen kötü başlayabilir. Berdych, ilk finaline çıkıyordu ve tecrübeli bir rakiple karşılaşıyordu. Fakat 3:3’de Berdych için sorunlar artmaya başladı. 0:40 geriye düştü.
Nadal, tam olarak topa ne zaman cesaretle vuracağını bildiği için 15:40’da bir backhand return atışı ile oyunu kazandı. İşte Nadal’ı dünyanın bir numaralı tenisçisi haline getiren budur. Aslında Nadal’ın temel özelliği, şuttaki hata için asla üzülmemesidir. Yani hep şansının olduğunu aklına getirip sahip olduğu şansı puana çevirmek için her zaman gayret ediyor.
Nadal, sürekli başarıyı arıyordu ve hiçbir şüphe veya duraksama olmadan topa vuruyordu. Bu tür olumlu zihinsel durum ile şutlarına yaklaşan bir tenisçinin performansı da üst düzeyde oluyor. Nadal, sonraki oyunlarda adeta vites arttırdı. Forehandleri daha agresif ve daha net oldu. Berdych ise çoğu zaman defans yaptı. Ayrıca Berdych, bir ralliyi kontrol ettiğinde bile çok fazla basit hata yaptı. Bu da zihinsel durumunun maçın başında olduğu kadar sakin olmadığı anlamına geliyordu ve Nadal ilk seti 6-3 kazandı.
Gerçekten ilginçtir ki Nadal, ikinci setin başında nadiren karşılaştığı bir durgunluk yani çöküntü yaşadı. İki kere gereksiz basit zorlama ve olağandışı forehand hataları yaptı. Nadal, iki çift hata yaptığında bile hala hayal kırıklığının etkisi vardı. Fakat onun klasik solak servisi, Berdych için çok fazlaydı. Nadal, hala en iyi oyununu oynamıyordu ve en yüksek konsantrasyona ulaşmamıştı.
Güzel sayılar ile zayıf servis ve çift hatalar arasında gidip geliyordu. Fakat Berdych ve hayranları için üzücü olan gerçek, Nadal’ın hala oyun kazanıyor olmasıydı. Çünkü teniste taktiksel hata, maç için kazanmayı belirleyen anahtar unsur olabiliyor. Berdych, 5-6’da servis atarken kesinlikle baskı hissediyordu. Bu durum, kazanan ve kaybeden sporcu arasındaki temel farklardan biridir. Çünkü kazananlar, ya kilit sayılarda baskı yaşamıyor ve öncesinde olduğu gibi aynı yüksek seviyede oynayabiliyor veya baskı altında oynamayı öğrenip riskli şutlar atmaya girişmeden daha yüksek yüzdeli tenis oynuyorlar. Dolayısıyla Berdych, 5-6’da hissettiği baskıyı oyununa adapte edemedi ve şutları her zamankinden farklı gitti. Bu durum, O’nun en kısa sürede baskıyı üzerinden atmak için çabaladığını gösteriyordu. Çünkü baskı rahatsız edicidir ve tenisçinin aklına kısa sayılarla sonuca ulaşmak gelir. Peki neden Nadal, böyle akıllı bir oyuncudur? Çünkü o hatadan pay çıkarıp rakibine inanılmaz hızlı toplar atıyor. Bir başka ifadeyle Berdych atak yaparken Nadal çok küçük riskler alıyordu. Üçüncü sete servis ile giren Nadal, 5:4’de Berdych’nin servisinde 0:30’a gelmeyi başardı.
Berdych beraberliği almak için iyi savaştı fakat forehandi ile basit bir hata yaptı ve Nadal tarafından muhteşem forehand ile geçildi ve her şey bitti. Berdych için Nadal’ı yenmenin tek yolu, her şiddetli forehandte çizgileri kapamaktır ve umarım ki bir gün şutlarının çoğu içeri girer. Zaten bana göre, Nadal formundaysa Berdych, Nadal’la 100 maç oynasa birini bile kazanamaz. Çünkü “aptalca” hata yapmaktan korkup akıllı taktiksel ve kontrollü tenis oynama düşüncesi ile Grand Slam finalinde Nadal’ı yenmek çok zor.
Dolayısıyla Rafael Nadal, tenis dünyasında şu an zirvede yalnız ve son birkaç ay içinde kimse ona meydan okuyamaz. Umarım birisi Rafael’e karşı ortaya çıkar ve heyecan verici bir Grand Slam finali görebiliriz.
Ersin Afacan
Yazarın tüm yazılarına gözat »
MENTAL ANTRENMAN HAKKINDA ARADIĞINIZ HER ŞEY
www.mentaldestek.azbuz.com
www.mentaldestektenis.azbuz.com
