Ünal Aysal’ın Terim hamlesi geliyorum derken; hiç kimsenin bunu algılamamaya çalışması; 6-1’lik Real maçının acaba uzatmaya gider mi beklentisiyle eş değer bir durumdu.

İkinci kongreden sonra yapması gereken hamleyi bu güne kadar bekledi… Terim kendisi istifa eder de Galatasaray zarar görmez diye, ama olmadı.

Çünkü biliyor ki Terim bu süreci kaşıyıp kamuoyu oluşturmak isteyecektir…

Ünal Aysal’ın Galatasaray algısı; tamamen Şampiyonlar Finali seviyesinde olmasına rağmen, Terim ise hala UEFA Finalinde kalarak ve yanındakilerin süreci Türkiye Ligi içersin de kalmayla aynı kefeye koyma çabası, her şeyi kendi kontrol edip takım üstü bir konum alma durumu çatışmanın ana kaynağını oluşturmaktaydı.

Terim’in vizyonu ile Aysal’ın vizyonu eş değer olmadığı aşikardır.

Terim’in kontrol altın tutulması gereken biri olduğu en başından beri Aysal için ana strateji olmuştu.

Fiorentina’da, seyirciyi başkan Cechi Gori ile karşı karşıya getirmesi…

Torino’da, Galliani’ye meydan okuyarak takımı yalnız Milano’ya göndermesi…

Faruk Süren ile yaşanan polemikler…

Hepsi Terim için birer zaaf olarak dikkat çeken hususlardı.

Aysal’ın hamlelerini bunlara göre belirlediği kaçınılmazdır.

Geçen seneki Schalke maçı öncesi Terim’den habersiz yapmış olduğu Drogba, Sneirder transferleri bunun en belirgin kanıtıdır.

Yine bu hamleyi Juventus maçı öncesi yaptı ki; elenmemesi gerektiği inancı onu buna mecbur kıldı.

Eğer Mancini hamlesini yapabilirse; Juve maçı ile beraber gruptan çıkmak için çok önemli bir yol kat etmiş olur.

Bunun yanında önemli bir transfer yapması da kaçınılmaz gözüküyor.

Bunlar Aysal’ın anlanabilmesi açısından önemli vurgulardır.

Şimdi; bir de Demirören topa girdi…

Hani şu Beşiktaş’ı 550 milyon borç kazancına sokan eski Başkan!

Hani başkanlığından sonra Beşiktaş ters ciro yaparken, kendi de en zengin 100 iş adamının içine giren…

Rabbim, rüyasında ona TFF Başkanı ol dedi ve o da oldu…

Ve…

Şimdi bir tarafta Aysal, bir tarafta Demirören…

Kime inanılır?

İşin komik tarafı Terim-Demirören ittifakı şimdi Aysal üzerinden Galatasaray’ı vurmaya başlayacak.

Çan kulesinden gelen telefonlar ile iş yapma kabiliyetine sahip olan Demirören; arkasındaki politik güç ile (ne kadar var ise)hareket etmeye çalışacak.

Terim de ne yazık ki politik gücü sever…

TBMM’de ANAP grubuna konuşması…

Torino’da Mehmet Ağar ve Cavit Çağlar ile Galliani’e meydan okuması…

Başbakana 2 gol attırması…

Egoyu kullanmayı sever…

Esas nakarat dönemi şimdi başlıyor.

Bakmışsınız; 1’li, 4’lü, 5’li, 3lü guruplar kurulup, TT Arenada sahaya girmişler!

Politika futbol ile oynamaya bayılır…

Yeter ki; çanak tutanlar olsun…

Müslüm Gülhan / NationalTurk