NationalTurk yorumcusu ve akademisyen spor adamı Müslüm Gülhan Türk futbolunda son hafta gelişmelerini değerlendirdi…
Yıldırım Demirören ve tüm Yönetim Kurulu,
Fatih Terim ve tüm Milli Takım çalıştırıcıları,
Zekeriya Alp ve tüm MHK mensupları,
İbrahim Hacıosmanoğlu ve tüm Trabzonspor Yönetim Kurulu
Aziz Yıldırım ve tüm Yönetim Kurulu,
Fikret Orman ve tüm Yönetim Kurulu,
Rıdvan Dilmen tek başına yeterli,
Sinan Engin tek başına yeterli,
Hıncal Uluç tek başına yeter de artar bile…
Niye mi?
İstifa edip, futbol lehine ortamdan çekilmeniz biraz olsun spor kamuoyunu rahatlayacağını belirtmek isterim.
Ha, peki biz bundan sonra ne yapacağız derseniz;
Demirören, tüp bayisi açabilir,
Terim, oturduğu siteye yönetici olup ego tatminine orda da devam eder.
Alp, zaten işi var…
Hacı abi, ne iş yaparsa yapsın Trabzon’dan uzak olsun.
Yıldırım, inşaat…
Orman, baba mesleğine devam…
Dilmen, ganyan bayii!
Engin, eski butik dükkanına döne bilir.
Uluç, cafe açıp ahkam kesmeye devam edebilir.
Siz eğer bu dönüş işini başarırsanız, belki futbol da gerçek kimliğini bulamayı başarabilir, onun başarısı, sizin değişim başarınıza bağlıdır.
Çünkü:
Kimse TFF’yi kendi federasyonu olarak görmüyor.
Kimse Milli Takımı kendi milli takımı olarak görmüyor.
Kimse MHK’ye güvenmiyor.
Kimse artık Trabzonspor’un şampiyonluk kupası uğruna helak edilip gaza getirilmesini istemiyor.
Fenerbahçe’nin ‘Dünya Markası’ olması isteniyor.
Beşiktaş’ın eski günlerine dönmesi isteniyor.
Dilmen’den ‘derin’ futbol adamı olması istenmiyor, çünkü boyunu aşıyor…
Engin zaten ortada?
Uluç’un artık anılarını yazma zamanında; geldi de geçiyor bile…
Yani o kadar çok kazanıp, o kadar çok zarar verdiniz ki; bu Ülke gibi onu da yiyip bitirdiniz.
Bir deneyin bakın neler değişecek…
Siz bile inanamayacaksınız.
İlla Ankara’dan telefon beklemeyin, bir şeyi de kendi iradenizle yapın ki; taktir edilin.
Bitsin şu el öpme, biat etme dönemi…
Siz öncü olun da, bir miras bırakın; Derwal gibi, Milne gibi, Piontek gibi, Burhan Felek gibi, Ali Sami Yen gibi, Selim Sırrı Tarcan gibi…
Müslüm Gülhan
