EkonomiManşet

Türkiye Ekonomisi 2011

Maldivler Kutlu Olsun

omerdemir altsayfaNationalTürk yorumcularımızdan Ekonomi ve Borsa uzmanı Ömer Demir ‘in bu haftaki “Türkiye Ekonomisi 2011” başlıklı makalesini yayınlıyoruz.

Türkiye Ekonomisi 2011

Şubat 2001 krizinden bu güne tam on yıl geçti. On yıl önce bugün ,siyasi sürtüşmelerle başlayan kriz ülkeyi alt üst ediyordu. Sebepleri hala tartışma konusu olan ama temelde döviz kıtlığı ve kamu borcunun yüksekliği ile ülkedeki siyasal yapı bozukluğuna bağlı siyasi gerginliklerin zirve yapması gibi nedenlere bağlandı.

Tarih tekerrürden ibaret derler o yüzden gelin o dönemi tekrar hatırlayalım ve o günden bu güne Türkiye Ekonomisi ’nde neler değişmiş beraber inceleyelim.

Türkiye Ekonomisi ‘nde neler oldu?

2000 Ocak ayında hükümet ile IMF arasında ki anlaşma neticesinde uygulamaya konulan Ekonomik program, Kasım ayında, bankalararası piyasadaki gecelik borçlanma faizinin ortalama %110.8’e, en yüksek %210’a fırlaması ile derin bir yara aldı. Kamu bankalarının mevduat müşterilerine sunduğu ‘’kim ne verirse biz daha fazlasını veririz’’ yaklaşımı ülkeyi faiz uçurumuna doğru götürür hale gelmişti. Faizde volatilite yükselmesi ile gelen artış, finansal piyasalarda bir baskı ve gerginlik olduğu anlamına geliyordu ve 22 Kasımdaki kriz öyle bir günde patlamamıştı. 22 Kasım’dan sonraki günlerde TCMB’nin döviz rezervinde de önemli bir azalma oldu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası , 17–24 Kasım haftasında yaklaşık 3 milyar dolar, 24 Kasım-1 Aralık haftasında da 2.5 milyar dolar olmak üzere döviz rezervinin 5.5 milyar dolarını kaybetti. 15 günlük bu periyotta TCMB döviz rezervi 24.4 milyar dolardan 18.9 milyar dolara indi. Böylece enflasyonu düşürme programının net döviz rezervi üzerine koyduğu alt sınır görülmüş oluyordu.

Enflasyon canavarına karşı son mermiler de tükenir hale gelmiş ve sonraki benzer döviz saldırılarına karşı Hazine ,savunmasız durumda kalmıştı. Eurobond piyasalarında Türkiye tahvillerinin ,DIBS (Devlet İç Borçlanma Senetleri) fiyatındaki düşme-faizindeki yükselme belli bir noktaya varınca yabancılarda satışa borsada başlamıştı. 2000 yılında kamu fiyatlarını da bir çıpa olarak kullanmak amacıyla kamu zamları yapıldı.

Kamu kesimi enflasyonunun 2000 başından itibaren %2 dolayında kalacağı varsayımı etrafında iken, sadece 2000 Ocak ayında kamu enflasyonunun bazı sektorlerde %30’u aşması zamları geri aldırsada güven duygusunu kaybettirdi . O yıl, programda açıklanan programda açıklanan enflasyon GSMH’nın %1.5-2’si yani, 3-4 milyar dolar değil 9.8 milyar dolar olmuştu. Giderek büyüyen cari açık için ilaç olan ‘’ dış kaynak’’ ta güven sorunundan dolayı uzak ihtimaldi. Yine o yıl, Cari Açık / Döviz Rezervi ve Cari Açık / GSYIH oranları hızlı ve sürekli yükselmiş , Aralık ayında ise %50’ye çıkmıştır.

Bankalar Haziran 2000 sonuna kadar TCMB’ye % 8 munzam karşılık yatırmak zorunda iken ,kasım sonrası munzam karşılık oranı % 100’e çıkarılmış ama Bankalar yasaya rağmen buna uymamış‘’Açık pozisyon ‘’oranını olması gereken yüzde yirmilik dilimin 10 katına yüzde 205 seviyelerine getirmişlerdir.Bankaların mazeret olarak sundukları döviz borçları riskini ,döviz forward kontratlarıyla karşıladıklarını söylemeleri de yerli kurumlar ile çalışmaları sebebiyle kur riski taşıdıklarını göstermiştir. Kasım krizi aşıldı derken, üç ay sonra 19 Şubat 2001’de Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasındaki bir tartışma ikinci bir spekülatif saldırıyı başlatmış ve bu kez döviz krizi başlamış oldu.

21 Şubat’ta bankalararası para piyasasında gecelik faiz %6200’e kadar çıktı ve ortalama %4018.6 oldu.20 Şubat’ta, o tarihe kadar gerçekleşmiş en büyük Hazine ihalesi planlandı.Yatırımcılar 5.5 milyar dolar tutarındaki bu ihalede, Başbakan-Cumhurbaşkanı gerginliğinden dolayı borcu yenilemediler ve TL’den kaçış başladı. Paralarını borsadan çekerek borsanın kara çarşambasına imza atan yabancılar , MB’den dolar alıp çıkmak istediler ama Merkez Bankası talebi karşılayamadı ve o malum sonuç.

yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024

Gelelim Bugüne ; Türkiye Ekonomisi 2011

‘’Bir musibet bin nasihattan iyidir’’ derler ya Türkiye’nin de yaşadığı aynen öyle oldu. 2001’de yaşananlara karşı alınan tedbirlerin de etkisiyle geçen 10 yılda 4.5 kat büyümeyi başararak bugün 1.1 trilyon liralık bir ekonomik büyüklüğe ulaştı ve dünyanın 26’ncı büyük ekonomisi iken ,10 basamak yükselerek dünyanın 16’ncı, Avrupa’nın ise 6’ncı büyük ekonomisi oldu.

Sosyal güvenlik reformu, özelleştirme birliklerle ilgili yapısal düzenlemeler, kamu bankalarının kârlılık ve riskli krediler açısından sorunsuz hale getirilmesi ile bütçe açığını kontro altına aldı. Bankalar üzerinde sıkı politikalar ile bugun dünyanın en sağlam bankacılık sistemi kuruldu.En büyük başarı bana göre enflasyonla ; Kronikleşen çift hatta üç haneli rakamlardan tek haneli sayılara geçmek büyük başarı;şöyleki ;2001′de Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) yüzde 88,6, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yüzde 68,5 iken , 2010 ile birlikte bu oranlar 7,5′lere kadar geriledi. Gayri safi yurt içi hâsılası 2001′de 196,7 milyar dolar iken, son verilere göre 730 milyar dolar seviyesinde, 2001 krizinde Türkiye ekonomisi 5,7 oranında küçülürken, 2008 global krizin etkisine rağmen 2010 ‘da Türkiye yüzde 6,8 büyüdü.

İhracat rakamları ise bu on yılda yine güldürdü. 2001 yılını 31 milyon 334 bin dolarlık ihracatla kapatan Türkiye , 2010′da ise bu rakamı 113 milyon 900 bin dolara kadar yükseltti. İhracatçıların, Cumhuriyet’in 100. yıldönümü olan 2023 hedefi olan 500 milyar dolarlık rakamı gerçekleştirmelerini umuyorum. Son on yılda Türkiye; Kişi başına düşen milli gelirini 3000 dolar seviyelerinden bugün 10.000 dolar’a, İMF’e olan borcunu 20 milyar dolardan 5.5 milyar dolara düşürdü. Türkiye’nin ihracatı geçen 10 yılda yaklaşık 4 kat, döviz rezervleri 4 kat,toplam araç satışı 3 kat arttı. Sosyal alanda ise yeniliklere bağlı gelişmeler olmuş .Cep telefonu ,internet kullanımı havayolu ulaşımının ciddi derecede ilerlemesi belki teknolojik faktörlere bağlansa da, Doğalgaz kullanımı 2 ye katlamış.Toplam demiryolu uzunluğu yüzde 10 artsada, bölünmüş karayolu oranı 3 kat artmış.

Peki dersler alındı mı?

1- 2001‘de eğer para dışarıya çıkarsa bunu getirmenin yolu ;faizleri yükseltmektir diye düşünürken 2011’de biliyoruz ki yükselen faiz ile gelen para kontrollü alınmazsa ‘’sıcak para’’ el yakar o yüzden çıkması kalmasından daha hayırlıdır. Yani kontrolsüz güç güç değildir .

2- 2001 ‘de siyasiler piyasaların hassasiyetini algılayıp davranışlarına dikkat etselerdi kriz ortaya çıkmayacaktı. 2011’de siyasilerin davranışlarını tutum ve ruh halleri piyasaları neredeyse hiç etkilemiyor.

3- 2001 krizi ,döviz rezervlerinin büyüklüğünden çok daha önemli olan, borcun yeniden döndürülmesi olduğunu gösterdi. Bugün ihalelere gelen ilgi gayet iyi hatta dünyadan ayrıştık diyebiliriz. Para çevirme oranı ise yüzde 82 .

4- İşsizlik oranı 8.2 lerden ,yüzde 12 lere ilerlemiş,acil çözüm getirilmesi gereken bir konu.

5- Son olarak Cari açık konusuna değinmek gerekiyor .Çünkü geçmişle kıyaslama yapıldığında tek korku faktörümüz bu. Ülkece tasarruf düzeyimiz son derece düşük ,bu cari açığı azdıran bir neden, ikinci olarak ekonomik büyüme artsın tamamda, cari açıktaki artışıda göz ardı etmemek gerek ,ülkeye giren sıcak para aslında hemen hemen eşit oranda Merkez Bankası rezervlerini artırdığı için sıcak paradan korkmamıza gerek yok. Fakat uzun dönemde daha sağlıklı finansman ve daha güçlü sürdürülebilir bir görünüm için finansmanın doğrudan yatırımlar kanalıyla yapılması gerekiyor.

Herkese bol kazançlı günler dilerim.

Ömer Demir

Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 51) Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 53)
Konserler

Ömer DEMİR

Ömer Demir yazılarını Türkiye ve Dünyanın en objektif gazetesi NationalTurk ile takip edin.

3 Yorum

  1. AKP nin kandırmacası bu reel ekonomiye bakın yaprak kimildamiyor ama sayı üzerinde hersey süper 3000 dolardan 10 bin dolara gecmisiz nerde pwki paralar

  2. akp hükümeti bu ülkeyi çağ atlattı 2001 de yazarın dediği gibi yüzde 7500 faizleri unutmadık şimdi yüzde 8 lerde . o günlerde faizciler kazanıyordu bugun ise gerçekten iş yapan üretenler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu