Türkiye ekonomisi, yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,4 büyüdü. TÜİK) üretim yöntemiyle hesaplanan Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2013 yılı ikinci çeyrek sonuçlarını açıkladı.
Buna göre, büyüme hızı ikinci çeyrekte yüzde 4,4 oldu. Üretim yöntemiyle hesaplanan GSYH tahmininde, 2013 yılının ikinci üç aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre gayri safi yurtiçi hasıla sabit fiyatlarla 30 milyar 145 milyon lira düzeyinde gerçekleşti.
Nisan-Haziran döneminde gayri safi yurtiçi hasıla geçen yılın aynı dönemine göre cari fiyatlarla yüzde 10,2’lik artışla 385 milyar 113 milyon lira oldu.
Öte yandan, takvim etkisinden arındırılmış sabit fiyatlarla GSYH, 2013 yılı ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,1’lik artış gösterdi.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH değeri de bir önceki döneme göre yüzde 2,1 oldu.
AA Finans Beklenti Anketi’ne göre ekonomistler, 2013 ikinci çeyrek büyümesinin yüzde 3,5 olmasını bekliyordu.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yılın ikinci çeyreğinde, ekonominin ivme kazandığını ve iç talebin büyümeye katkısının artmaya devam ettiğinin görüldüğünü belirterek, “Küresel ve bölgesel tüm bu olumsuzluklara rağmen yakaladığımız büyüme trendi yadsınamayacak derecede önemli bir başarıdır” dedi.
Bakan Şimşek, yaptığı yazılı açıklamada, yılın 2. çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını değerlendirdi.
Türkiye ekonomisinin, iç talebin katkısıyla yılın 2. çeyreğinde yüzde 4,4, yılın ilk yarısında ise yüzde 3,7 büyüdüğünü ifade eden Şimşek, şunları kaydetti:
“Yılın ikinci çeyreğine baktığımızda ekonominin ivme kazandığını ve iç talebin büyümeye katkısının artmaya devam ettiğini görmekteyiz. Ancak gerek küresel ekonomideki büyümenin zayıf seyretmesi gerek finansal piyasalarda risk algısının yükselmesi gerekse artan jeopolitik gerginliklerin etkisiyle büyümenin bu yıl OVP’de hedeflenen yüzde 4’ün altında kalması muhtemeldir.
Nitekim, yıl başından bu yana gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde büyüme tahminleri aşağı yönlü revize edilmiştir. Küresel ve bölgesel tüm bu olumsuzluklara rağmen yakaladığımız büyüme trendi yadsınamayacak derecede önemli bir başarıdır.”
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan NTV/CNBC-e ortak yayınında Burcu Göksüzoğlu’nun soruları yanıtladı.
Bakan Çağlayan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
”İkinci çeyrekte yüzde 4,4 büyümemiz son derece olumlu. Dünya ekonomisindeki gelişmeleri görüyoruz. Etrafındaki ateş çemberine rağmen Türkiye kesintisiz büyüdü. Türkiye ekonomisinin son 10 yıldaki büyüme ortalaması 5,3.
Bizim ikinci çeyrekte yüzde 4,4 büyümemiz dünyaya önemli bir mesajdır. 3. çeyrekte de iyi bir büyüme oranı yakalayacağımızı düşünüyorum. Bu yıl büyüme oranının yüzde 3,5’in altında kalmasını beklemiyorum.
İhracatta giremediğimiz pazar yok. Hizmet ihracatını çok önemsiyoruz. Dünyanın 17. hizmet ihracatıyız.
Gelişmekte olan pazarlarda dış kaynaklı etkilenmeler oluyor. Bakın bugün Endonezya, Brezilya ve Hindistan ekonomilerinde ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Ben ciddi bir sıkıntıda kalmadığımızı düşünüyorum.
Türkiye bu noktada geçmiş performansını gösteremiyor. Ancak Türkiye’ye mahsus değil bu.
İyi polis-kötü polis rolü oynayanlar var. Biraz daha aklıselim olmaları konusunda BDP’ye Kürt kökenli biri olarak ifade etmek istiyorum. Geldiğimiz nokta naz yapmaya iki ileri bir geri gitmeye tahammül edilecek bir nokta değil. Yıllar önce söylenemeyen şeyler artık söylenebilir hale geldi. Mızıkçılık yapmaya kimsenin tahammülü yok. İnanıyorum ki aklıselim hakim olacak.
Sermaye hareketleri zaman zaman liman değiştirir, biz sağlam bir zemindeyiz. İhracatçının istediği doların yükselmesi değil, öngörülebilir bir rakam olmasıdır. Merkez Bankası’nın dövize müdahale etmesinin gereksiz olduğunu düşünüyorum.
Merkez Bankası müdahale etmesi gereken yerde müdahale yapar. Önce sözlü sonra fiili müdahale yapar. Ben Merkez Bankası’nın şu noktada fiili müdahalesine gerek olmadığını ifade ediyorum. Dolar için 2 lira altındaki bir rakamın daha doğru olacağı kanaatindeyim.
Öyle anlar vardır ki o anlarda siz istediğiniz kadar direnin. Merkez Bankası Başkanı keşke rakam zikretmeseydi. Bilek güreşine girilmeseydi. Bizde şu an rakamlara bakınca ekonomik bir sıkıntı oluşturacak bir durum görmüyoruz. Ama bazı şeylerde de dünyadaki ortaya çıkan problemleri de unutmamak lazım.
Cari açık rakamlarına bakın ilk 6 ayla ikinci 6 ay birbirinden farklıdır. Cari açığın finansmanında da sıkıntı olmaz. 2014’te 2013’ten daha az bir büyüme olmayacağını tahmin ediyorum. İhracatımızın da 2014’te 165 milyar doları geçeceğini tahmin etmekteyiz.”
