Müslüm Gülhan: Cari açığımız Futbol insanı ‘Şike soruşturması.’
Türkiye’yi sarsan ve şimdiye kadar aralarında kulüp başkanı, yönetici, futbolcu ve menajerlerin bulunduğu 25 kişinin tutuklandığı şike soruşturması ile ilgili NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’ın görüşlerini sunuyoruz;
Müslüm Gülhan: Cari açığımız ‘Futbol insanı’
Kenan Evren emretti ve Ankaragücü 1.Lige çıkartıldı.
Benim için milattır, faşist uygulamaların olduğu dönemde futbolun da bundan nasibini alması ve kimsenin ses çıkarmadığı gibi kararın alkışlanmasıdır.
Sonra Özal dönemi gelir ki küme düşenler ve çıkanlar sahalarda değil hükümetin masasında belirlenmeye başlanmıştı.
Yani siyaset futbolu esir almıştı.
Mesut Yılmaz’ın Galatasaray’ı açıkça desteklemesi…
Mehmet Ağar’ın bir fiil Galatasaray’ın şampiyonluk posterinde korumalarıyla beraber yer alması.
Fatih Terim’in ANAP Grup toplantısında konuşma yapması!..
Ve her sene üç büyük kulüp başkanlarının vergi borçlarının indirimi için her başbakandan yardım istemesi. İşin komik yanı bu isteklerine olumlu cevap almaları…
Öte yandan;
Federasyonun özerk olmasından sonra; federasyon başkanı siyasi erk ve futbol dışı etkenlerin devreye girerek seçilme şekli nerdeyse bir gelenek halini alması…
Bilgili ve Demirören dönemlerindeki Beşiktaş’ın yitirdiği şampiyonlukların şekli ile bugünkü borç batağının oluşması…
(……..)
Yukarıdaki sürece bakarsak; bugün gelinen noktanın gayet normal olduğunu düşünüyorum.
Esas komik olan herkesin çok şaşırmış olma tutumlarıdır.
Hele-hele o demokrasi havarileri yok mu?..
O entelektüel bilgileri ile futbola burunlarını sokmaları ve akıl vermeleri tam bir “Demokrasi soytarılığı.”
Hepsini topladığımızda ortaya tek gerçek çıkmaktadır “futbol insanı” açığımız.
Çünkü biz insana yatırım yapmaktan nefret eden bir toplumuz.
Kendine yatırım yapan insandan da nefret eden toplumuz.
O” öğretilmiş çaresizliklerimiz” ile yaşamayı öğrenmek zorunda olan bir klan grubu üyesi oldurma hali bize yeter de artar bile.
Aileden okula,
Okuldan işe,
İşten eve,
Evden devlete doğru itaat ve ayniyat duygusu her şeyin üstünde gelmelidir.
İşte her şeyi o zaman TV de ki diziler gibi algılayıp, bir şey yokmuş gibi yaşarız ki bize düşen olandan kendine kırıntı çıkartarak mutlu olma beceri çalışmalarıdır.
O zaman kendimize roller ararız…
İş adamı kulüp başkanı olur.
İş adamı federasyon başkanı olur.
İş adamı futbol şube sorumlusu olur.
Mahallenin bakkalı belediye meclisine seçilir iş adamı olur.
…Ve egolarını tatmin için bilmem ne belediye sporun başkanı olur ki vay halimize…
Takımların Hasan ağabeyleri başkanları tanır ve teknik direktör olur.
Ağar ağabeyler menajer olur!!
Futbola” insan ticareti” boyutunda yön verirler.
Medya tiraj için her şeyden memnundur.
Sonra mı?..
Her şey sonuç ve şampiyonluk beklentileri üzerine olur ki…
İşte buradan sonrası frenin patladığı yer olur.
Çünkü futbolu anlamak veya algılamak gibi kaygı artık oluşamaz
Ve biz Godot’yu beklemeye devam edeceğiz.
Müslüm Gülhan
