Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in Cumhuriyet dönemine özgü bir cami mimarisi oluşturulamadığına yönelik sözlerine CHP Grup Başkan Vekili Muharrem İnce’den tepki geldi.

Muharrem İnce, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in, “Mimarlarımız, üniversitelerimiz, mimarlık fakülteleri, 80 sene camilere küstü. Cumhuriyet dönemine özgü bir cami mimarisi ihdas edemediler” sözleriyle ilgili olarak yazılı bir açıklama yaptı.

İnce açıklamasında “Sayın Görmez, başında bulunduğun kurum, bugüne kadar altı ticarethane üstü Allahınevi yapılardan, rahatsız olmuş mudur? Bunların yapılmasına karşı çıkmış mıdır?” diye soran İnce, “Kendisinin derdi Cumhuriyet ve Cumhuriyetin değerleriyledir” yorumunu yaptı.

Konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapan İnce, şöyle devam etti:

“Cumhuriyet dönemine özgü cami mimarisinin oluşturulamaması konusunda Diyanet İşleri Başkanı Sayın Görmez doğru söylüyor. Ne var ki söylediklerinin doğru olması kendisini haklı kılmıyor. Çünkü bunun için gösterdiği neden ‘üniversitelerin camilere küsmesi’ doğru bir değerlendirme değildir. Cumhuriyet döneminde yapılmış hemen bütün camilerin mimari projeleri üniversitelerimizden yetişmiş mimarlar tarafından çizilmekte, inşaat işleri üniversitelerimizin mühendislerimiz tarafından yapılmaktadır. Sorun ‘Cami ve mescitleri ibadete açmak, yönetmek’ görevini üstlenmiş Diyanet İşleri Başkanlığının yapısında, kadrosunda ve yıllardır bu kurumda oluşmuş olan bürokratik kültürdedir.

Sayın Görmez, başında bulunduğun kurum, bugüne kadar altı ticarethane üstü Allahınevi yapılardan, rahatsız olmuş mudur? Bunların yapılmasına karşı çıkmış mıdır? Bunların olmaması için yönlendirici çalışmalar yapmışlar mıdır?

Sayın Görmez ve onun gibilerin derdinin bunlar olmadığını biliyoruz. Kendisinin derdi Cumhuriyet ve cumhuriyetin değerleriyledir. Üniversitelerin görevi değildir estetik camiler yapmak, önce bunu talep edecek bir kültürün Diyanet İşleri Başkanlığında egemen olması gerekir.

Sayın Görmez, önce kendi kurumuna bakarsa sorunu da çözümü de görecektir. O kuruma Başkanlık edenler arasından Başbakan ve Bakanlar çıkmıştır. Ama hiçbir zaman Sayın Görmez gibi siyaset alanının tartışmalarında taraf olacak iş ve icraatların peşinde olan biri çıkmamıştır.

Bu kurumun da diğer kurumlarımız gibi bizzat Başkanı tarafından gündelik tartışmaların içine çekilmesi hayırlı sonuçlar doğuracak bir gidiş değildir. Sayın Görmez göreve geldiğinden bu yana iktidar vaizi görüntüsü veren bir yaklaşım ve tavır içindedir. Sayın Görmez, 2002 yılından bu yana başında bulunduğu kurumda etkin görevdedir, eleştirdiği şeyleri yapabilecek konumda olmuştur. Oysa bugüne kadar kendisinin din istismarcılığına, camilerin ve bahçelerinin propaganda yapılan yerler haline getirilmesine, yüksek sesle karşı çıktığını görmedik.

Örneğin Sayın Görmez, Başbakan Erdoğan’ın muhteşem camisi hakkında ne düşünmektedir? Bu camii için Mimarlık Fakültelerinden proje talep edelim diyebilmiş midir? 10 yıldır AKP iktidarı döneminde, açma izini verdiğiniz camilerle diğer 80 yılda yapılmış camileri karşılaştırırsanız itiraz ettiğiniz şeyin sorumlusunun da bizzat kendiniz ve sadakatinizin göz yaşarttığı AKP’nin olduğunu göreceksiniz. Bizim camilerimiz sadece ibadet edilen yer değildir, aynı zamanda İstiklal Marşında Akif’in söylediği gibi namahrem ellerin değemeyeceği, bağımsızlığımızın sembolleri yapılardır. Oysa şimdi, ticarethanelerin, siyasal yapılanmaların merkezi haline gelmektedir.

Din istismarcılığı, cumhuriyetle hesaplaşma elbette sadece Diyanet İşleri Başkanı ile sınırlı kalmamaktadır. Bu kervana bu konulara çok meraklı yüzyılın siyasi döneği Ertuğrul Günay da Antalya’dan katılmıştır. Bülent Arınç, ‘Allah kimseyi Ertuğrul Günay’ın durumuna düşürmesin’ demiştir. Düştüğü durumun kötülüğünden olsa gerek, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Antalya’da katıldığı şehit cenazesinde, ‘susturun bandoyu, millet tekbir söyleyecek’ demiştir.

Bakan’ın görevi bandoyu susturmak değil, terörü susturmaktır. Terörü susturmayanların şehit cenazesinde yaptığı bu çıkışlar, onları kurtarmaya yetmez.”