
Her sene belirli dönemlerde ısıtılıp ısıtılıp gündeme getirilen konulardan biridir bedelli askerlik. Kimi zaman seçim yatırımı olarak gündemdedir kimi zaman seçim öncesi vaadlerde bulunanlara karşı, taleptir istenen.
Kimileri için rüya, kimileri içinse uzak bir hayal oldu yine. Hükümet tarafından seçim öncesi beklenen hamlelerden sadece biri belki. Bu yıl önce Bülent Arınç’ın bir tv programında sarf ettiği ”Bedelli askerlik bence çıkmalı ”açıklaması ile başladı her şey sonra Başbakanın isterse yapabileceği yorumları.. Sonuçta Başbakan Erdoğan ‘ın Org. İlker Başbuğ’un görüşmesinin ardından yapılan açıklama da ”terörle mücadele devam ederken” bedelli askerlik düşünülemez kararı ile şimdilik bu konu kapanmış oldu. En azından orta vadede. Bedelli askerlik konusu ilk kez 1856 Islahat Fermanı ile Osmanlı Devleti’nde yaşayan gayrimüslimlere tanınmış ayrıcalıklardan biri…Sonrasında ise neredeyse periyoda binmiş ve 1999 yılına neredeyse hemen her 7 yılda bir bedelli askerlik uygulaması yapılmış ,fakat 1999’dan 2010 yılına yaklaşık 11 yıldır çıkarılmasına aynı sebeplerden dolayı (terörle mücadele devam ederken) yada Bedelli askerlik için şartlar uygun değil” yorumu ile Genelkurmay’ca karşı çıkılmıştır.
Şuan ki yasalar gereği 1 ay(dövizle askerlik) ,6 ay(kısa dönem askerlik), 12 ay(yedek subay askerlik veya 15 ay(er-erbaş askerlik) olmak üzere zorunlu askerlik hizmeti 4 şekilde tamamlanabiliyor.Bedelli askerlik uygulaması ise belirli kanunlarla TBMM yetkisi ile çıkartılan ve Ordunun onayı alındıktan sonra belirli bir dönemi kapsayan geçici bir askerlik çeşidi.Aslında her askerlik bedelli askerliktir.Sadece kimi bu bedeli şehit olup hayatıyla öder,kimi gazi olup bedeniyle, kimi akıl ruh sağlığıyla, kimi elinden kaçan fırrsatlarla,kimisi de işte bahsi geçen askerlik çeşidinde olduğu gibi parasıyla öder.İşte O zaman anlıyor insan Nefes filmindeki o malum bankacı er ile, malı ,mülkü olmayan yüzbaşının diyaloğunu ve yüzbaşının bankacılara serzenişini.Bedelli askerliğin hep ekonomik boyutu tartışılıyor ama gelin birde ekonomik boyutuna ilave olarak sosyal,siyasi,toplumsal,psikolojik ve askeri yönüyle inceleyelim.
Askerlik görevinin ekonomik boyutu
1999 depremi sonrası çıkan kanunla bedelli askerlik yapanların büyük bir bölümü ortalama gelir düzeyine sahip insanlardı.Hatta geçenlerde Ufuk Uras’ın , kendisininde askerliği bedelli yaptığını ifade ederek ,bankadan taksitle kredi çekerek bedelli askerlik yaptığını söylemesi aslında Bedelli askerlik yapmak için zengin olmak gerekmiyor düşüncesini hakim kılıyor.Ekonomik boyut demişken hesap yapmak İktisatçının temel prensiplerindendir.Tecilli ya da bakaya durumdaki yaklaşık bir milyon kişi olduğu bilinsede normal şartlarda bu yasadan 100 bin kişiyi ilgilendirmesi bekleniyor ,hadi diyelim yaş sınırını aşağıya çektiler ve bedelini epeyce aşağı çektiler böylece 300 bin kişi müraccat etti.Günlük 160 milyon tl faiz ödenen bir ülkede bedelli askerlikten (300.000 kişi x 15.000 tl) 4.5 milyar tl gelir elde edilecek olması 1 aylık faiz parasının bu kanyakça karşılanacak olması ile açıklanabilir.Anti-militarist sitelerde dolaşan ötv zamları sonrası ve kaçakçılık dolayısıyla hedeflenen ötv gelirleri beklenenden az olacağı ve bunu bedelli askerlik parası ile tutturulacağı yorumları ise akla pek yatmıyor.Milli Savunma Bakanlığı’nın 2010 yılı bütçesi 15 milyar tl olduğu Başbakanlık bütçesininde 4 milyar tl olduğu bir ortamda elbette kaynak yaratmak Bütçeyi rahatlatır ama bunu askeri kademeli olarak azaltarak sonuçlandırmak daha mantıklı geliyor..Bugün bedelli askerliğin bedeli 100 bin dolar olsa yinede verecek kişiler vardır ama bu rakamın 30 binin üzerine çıkmayacağıda aşikar.Bugün için, ortalama 2.000 lira gelire sahip herkes bir şekilde bedelli askerlik yapabilir.Bu yüzden bedelli askerlik artık zengin işi değildir.Bu ülkede durumunuz iyi ise oğlunuzu yurtdışına gönderirsiniz oturma veya çalışma izni alıp işveren sıfatıyla veya bir meslek ya da sanatı icra ediyor derseniz , en az üç yıl süre 3 yıl sonunda (365*3=1095 gün)
5.112 Euro veya karşılığı yabancı ülke parasını öderseniz hemde peşin veya en çok dört eşit taksitte ödeyip Burdur’da muhtemelen 21 gün de dövizle askerlikte yapabilirsiniz..Bu kanunun çıktığı dönemlerde bankalar düşük faizli ve uzun vadeli “bedelli askerlik kredisi” dağıtırlar.Hatta belki bu dönem biraz daha memnuniyet olsun diye kredi kartına şu kadar taksit bile yapılabilinir.Kişi de 21 gün askerliğini yaptıktan sonra bir süre; ayda 700-800 lira kredi taksidi ödeyip ve bir Er ‘in uzun dönem askerlik yaptığı dönemde 15 -18 ay içinde çektiği krediyi kapatır.
Bedelli askerliğin siyasi boyutu
Geçen hafta yine tarih tekekkür etti ve bedelli askerlik gündemdeki birinci yerini alıverdi.Bedelli bekleyen 300- 400 bin kişi var yaklaşık, önümüzde de seçimler var.Bu 400 bin kişinin %80’inin Ankara, İstanbul, İzmir vatandaşı olduğu aşikar.Bu 400 bin kişinin etkileyebileceği en az 2 kişiyide etkileyebileceği ve sonuç itibariyle 800 bin kişi .Seçime kadar düz 1 milyon seçmen diyelim.1 milyon seçmenin seçimleri etkilemesi ve bu sonuc Hükümet için çok büyük bir artı değer.İlave olarak burada Hükümet her açıdan haklı ve kazançlı çıkacaktır.Hükümet yetkililerinin Ben denedim olmadı mağduriyeti’ni halka açıklamaları kolay olacaktır.Hatta eğer bedelli askerlik çıkarsa Ergenekonun kefalet bedeli olacak diyenler bile çıkabilir…
Bedelli askerliğin toplumsal boyutu
Bir şekilde bölüğünden kaçmış, firar etmiş, yada daha genel tabirle asker kaçağı olmuş kişi ,kim olursa olsun eğer psikolojik sorunları yoksa hangi kanun çıkarsa çıksın minimum 20 ay askerlik yapar bu ülkede.Bunu şunun için söylüyorum bedelli askerlik hak edene verilen şanstır.Yani sadece para vermek yetmiyor bedelli askerlik için yaş faktörüde en az ekonomik boyutu kadar önemli.Ama toplumsal boyutu kanımca aynı zamanda bedelli askerliğin en önemli boyutu dur.Bir devlet büyüğümüzün eğer bir şehit annesi yanıma gelip,”bizim paramız yok diye mi oğlumuz şehit oldu” derse ben ne cevap veririm sorusu kanımca olayı en iyi özetleyen cümledir.Bedellilerin 28 günlük zorunlu eğitimlerini Şırnak ve Hakkari’nin nin en riskli yerlerinde yaptırmak ise ne denli eşit olur tartışılır.Toplumsal eşitlikten bahsetmişken aslında kapitalist düzende dünya genelinde eşitlikten bahsetmek zaten zor ,velhasıl 1 ay(dövizle askerlik) ,6 ay(kısa dönem askerlik), 12 ay(yedek subay askerlik veya 15 ay(er-erbaş askerlik) farklılığı bile başlı başına eşitlik ilkesiyle çakışıyor.
Bedelli askerliğin psikolojik boyutu
Askerliğini ister çetin şartlarda yapmış olsun isterse sadece o, süreyi vakit kaybı olarak gören kişilerce de ”Ben çektiysem bu çileyi herkes çekecek arkadaş” mantığı ve madem bu ülkede demokrasi var ben çektim herkes çeksin mantığı ne kadar bencilse de parası neyse veririz demekle eşdeğer. Bu bedelli muhabbeti, uzun-kısa dönem tartışması ,birileri keyif sürerken diğerlerinin doğuda şehit olması gerçeği toplumun herkesiminden tartışma konusu olduğu kesin.Ama neden hala insanlar psikolojik olarak kendilerini askerliğe hazırlamıyorlar burası tartışılır.Yani bu ülkede , zengin de olsan fakir de olsan okumuş da olsan cahil de olsan 15 ay da gidecek olsan 28 gün de gidecek olsan bedelini nasıl ödeyeceksen ister paranla ister canınla bir şekilde gideceksin çünkü zorunlu askerlik uygulaması Türkiye gerçeği.Yani ister Mehmetçik(15 ay),ister Mehmet Hoca(6 ay),ister Mehmetbey(28 gün) olup yaparsın askerliği.Türkiye’de kök salan militer kültürün daha ezelimizden geliyor olması ve Her TÜRK asker doğar kültürü bizimle özdeşik.Bunun ise yıkılması neredeyse imkansız.
Bedelli askerliğin askeri boyutu
Dünyanın en büyük ordularından biri olan Türk ordusunun elindeki 600.000 civarındaki “er ve erbaş” sayısı, herhangi bir ülke ile savaşmıyor olmamıza rağmen yetmiyor oluşu tabiki tartışılır ama Türkiye’nin askeri alanlara bütçeden ayırdığı pay tartışılır .NATO’ya ortak ülkelerle ilgili istatistiki bilgilere göre ise asker sayısını yaklaşık 700 bin azaltan Rusya, yine de 1 milyon 4 bin askerle en fazla askere sahip bulunuyor. Birçok ülkenin asker sayısını azalttığı 5 yıllık süreçte, Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Tacikistan ve Özbekistan’ın asker sayılarını önemli oranda artırdıkları göze çarpıyor. Bu ülkeler arasında savunma parcamalarına ayırdığı pay yüzde 3 olan Ermenistan, 5 yıllık sürede oranı yüzde 8.6’a çıkararak savunmaya en çok önem veren ülke olurken, bu ülkeyi GYIH’den savunmaya yüzde 7.6 pay ayıran Tacikistan izliyor. GSYIH’sına göre silahlı kuvvetlerde en yüksek payı yüzde 5.5 ile Türkiye ödemiş .Türkiye’yi yüzde 5.0 ile Yunanistan takip etmiş..300 milyon nüfuslu Amerikanın 1 buçuk milyon profosyenel askerine karşılık bizim 500 bin profesyonel askerimiz kulağa mantıklı geliyor. Gerekli çalışmalar zamanında yapılırsa en fazla 10 yıla kadar Profesyonel asker sayımız istenilen duruma ulaşır ve belkide 12 aylık standart ve herkese eşit askerlik modeline geçilmiş olur…
Ömer Demir
Yazarın tüm yazılarına gözat »
Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 97)
bence boş yorumlar bunlar bu ülkede ne adaletliki buda adaletli olsun paran varsa kralsın paran yoksa vasatsın.tayyibin oğluda bedelli yaptı
YAZAR NE GÜZEL DEMİŞ Ben çektiysem bu çileyi herkes çekecek arkadaş AYNEN ÖYLE BİZ YAPTIK HERKES YAPMALI BEN AĞRIDA YAPTIM ASKERLİĞİMİ BİZ BAYRAĞI BAŞKASINA DEVRETTİK ŞİMDİ SIRA BAŞKASININ PARALI ASKERLİĞE TÜRKİYE DAYANAMAZ HEM 19 YAŞINDAKİ Bİ ADAMIN O KADAR PARASI OLAMAZ GENE ANNE BABALARA YÜKLENECEKLER
yorumumu genelleme olarak algılamayın 2 farklı “örnek” verdim. dediğim gibi düzinelerce farklı örnek var. bu konu genellenemez. ama çözümü belli bir şey.
türkiyede düzinelerce insan ve aile profili var. bunlardan ikisini örnek verdim. ama türkiye profili 1. örnekteki gibi olmalıdır. trilyonlarca para kazanmaya gerek yok fakat her insan eğitimini özgün bir şekilde tamamlamalı ve ekonomik gücünü kazanmalıdır. jazz dinleyen viski içen bir insan modeli değildir. çeşitlilik olmalı. jaz dinleyip viski içen ama vatanı için çok şey feda edenler var. jaz dinleyip viski içip hayatı önemsemeyenler de var. her biri ayrı model. belirtmek istediğim aslında her şeyin türkyiye de eğitim ve ekonominin çok iyi yapılandırılmasıyla olabileceği. zenginde çok çalışanda hakedende hak etmeyende bu konuyu yargılamamalı bence. çok çalışıp yasal yollardan zengin olan ekonomiye ve eğitimin gelişmesinde yardımcı olan kişiler insanların ve ülkenin kalkınmasında katkıda bulunmalı. yani herkes bu tip bir modelde olmaya çalışmalı. çok tartışılır çok farklı boyutlara getirilebilecek hassas bir konu bu. ama deyinmek gerek.
burada gizli olarak belirttim fakat yazılı olması amacıyla tekrar belirtmek isterim ki ülkede maddi durumu yetersiz zor durumda olan ailelerde var. her şey kişinin kendisi ile alakalı ama eli kolu bağlı çok zor durumda yaşayan aileler için ayrı bir konu bu. sonucunda evine 1 ekmeği zor götüren ve çocuğunu askere teslim edip gönderebilecek durumda bile olamayan aileler ne yapsın. model üstüne model çıkıyor karşımıza. 1,2,3,4,5 böyle gidiyor. ülkede eğitim ve ekonomi çok iyi dengelendi mi bu sorunlar çözülmeye başlar.
ahmet devinen kardeşim ne demiş anlamadım yani kurtlarvadisi izleyen ve sigara içene bedelli askerlik yok jazz dinleyip viski içene bedelli askerlik var gibi demişsiniz bence adil herkese aynı insansan vede bu devlet görevi ise aynı olmalı
bu konu çok tartışılır ama bencil ve önyargılı boyutlara ulaştığı kesin.
“çok ama çok kabaca farklı bir boyuttan kısacık yüzeysel bir açıklama” ile şu gerçekler var.
2 model düşünün.
1. model yoksul bir aileden olan fakat kendisini her konuda yetiştirmiş, eğitmiş, dünyayı araştırmış, ticareti ve para kazanmanın stratejilerini öğrenmiş tecrübe kazanmış, hayatı yaşadığı dünyayı ve evreni anlamaya çalışmış ve öğrendiği her şeyi icraata koymuş bir insan olsun. bu insan daha 19 yaşında belki ayda 10 trilyon kazanan bir şirketin tek başına sahibi olmuş olsun. ve türkiyenin ekonomik gelişimine insanlara insanlığa katkıda bulunuyor olsun. bu 1. modelin birde zengin aileden gelenini düşünün.
2. model ise yine yoksul bir aileden gelen bir genç; okumayı, öğrenmeyi sevmeyen, eğitimden çalışmaktan kaçan, hayatın ne olduğunu bilmeyen bilmek istemeyen, dünyadaki yaşam koşullarını insanların yaşamak ve yaşatmak uğruna neler çektiklerini anlamayan, bırakın içinde bulunduğu dünyayı daha yaşadığı 100 metre kare alan hakkında hiç bir bilgisi olmayan, dünyaya düz düşünce ve tek göz ile bakan, genç yaşta sigara ve içkiye başlayıp arkadaş gruplarıyla gecenin bir vaktine kadar dışarıda olan, hayatı sadece aşk, gezmek ve kurtlar vadisi gibi dizilerden ibaret olan, çalışmanın ve para kazanmanın sadece bir konfeksiyonda yada bir markette askeri ücretle olabileceğini, güzel iş konumlarında çalışmanın sadece torpil ile olabileceğini sanan, her şeyde abd ve başka ülkeleri hatta kendi devletini suçlayan bir insan olsun. birde bu insanın zengin aileden gelenini düşünün.
sizce birinci model mi yoksa 2. model mi bedelli askerliği hakediyor?
kısacası bunun paranın olup olmaması ile alakası yok. tam anlamı ile insanın kendisiyle alakalı. kız yada erkek farketmez. fakat insanlar daha sayamadığım 100 lerce maddesiyle 2. model zihninin yapı taşlarına sahip oldukça türkiye bataklıktan kurtulamaz. cinayetler, hırsızlıklar, yolsuzluklar ve tecavüzler artar devam eder sonu gelmez.