Cübbeli Ahmet tarikatları şikayet etti!
Kamuoyunda ‘Cübbeli Ahmet’ olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, FM TV’yi ‘Çocuklar istismar edildiği’ gerekçesiyle RTÜK’e şikayet ederken dilekçesinde son yıllarda tekke ve tarikatların dini istismar ettiğini ileri sürdü.
Evrensel’den Derya Kaya’nın haberine göre, Ahmet Mahmut Ünlü, FM TV’yi “Çocuklar istismar edildiği” ve “Kendisinin hedef alındığı” gerekçesiyle RTÜK’e şikayet etti.
Şikayet sonrası RTÜK, ilgili kanunun ihlal edildiğine karar vererek, FM TV’ye ceza verdi.
Şikayete konu olan haber programının 16 ve 20 Haziran 2017 tarihli yayınlarında konuşturulan çocuklar, Cübbeli Ahmet Hoca hakkında şu ifadeleri kullanmıştı:
“Bizler Fatih Medreselerinde hafız olabilmek için okuyan, küçücük kalplerimizde Kur’an-ı Kerim’i ezberlemeye çalışan, Rabbimize emanet küçücük talebeleriz. Ey Cübbeli Ahmet Hoca ve İsmailağa Vakfı! Fatih Medreselerini kötülemekle bizleri kötülüyorsunuz ve engelliyorsunuz farkında mısınız? ‘Fatih medreselerine talebe vermeyin’ diyorsunuz. Bunu söylemekle bir neslin İslami yetişmesini engelliyorsunuz. ‘Fatih Medreselerine yardım etmeyin’ diyorsunuz. Hafız olabilmek için küçücük bedenimize güç ve kuvvet olacak, önümüze gelecek olan bir ekmeği ve yemeği bize çok mu görüyorsunuz? Ey Cübbeli Hoca ve İsmailağa Vakfı! Bizlerin minik kalplerini kırdığınızdan ve üzdüğünüzden dolayı sizleri Allah’a emanet ediyoruz.”
Ünlü’nün avukatları şikayet dilekçesinde programda yaşları 5 ile 15 arasında değişen çocukların konuşturulduğu ve müvekkillerinin çocukların medreselerde eğitim almasını engellediğine yönelik ithamlarda bulunulduğuna dikkat çekerek, çocukların medreselerde değil, Milli Eğitim Bakanlığı okullarında eğitim görmesi gerektiği yönünde açıklamalara yer verdi.
Ünlü’nün avukatları şikayet dilekçesinde akademik çalışmalara atıf yaptı. Avukatlar, “Önemle belirtmek isteriz ki akademik çalışmalarda doktrince çocukların bu şekilde dini görüşleri kabul ettirme amacıyla kullanılması din istismarı olarak nitelenmektedir” ifadelerini kullandı.
Dilekçede bir başka dikkat çekici eleştiri ise Türkiye’deki tekke ve tarikatlara oldu. Dilekçede son 10-15 yılda “tarikat” ve “tekke”ler aracılığıyla insanların din duygusu üzerinden büyük provokasyon ve manipülasyon yapıldığına şahit olunduğu, dinin toplumsal, siyasal, kültürel ve ekonomik düzlemde istismar edilebildiğine dikkat çekildi.
